ZERRENİN KUANTUM BOYUTUNDA İSPATI
"Varlığın bilme ne hâcet küre-i âlem ile / Yeter isbâtına halk ettiği bir zerre bile"
— Şinâsî
Modern fiziğin ulaştığı son nokta olan kuantum teorisi, varlığın en küçük yapı taşlarında bile muazzam bir sır ve düzenin olduğunu ortaya koymuştur. Ancak bu düzen, klasik fiziğin determinist (zorunlu neden-sonuç) anlayışıyla açıklanamaz hâle gelmiştir. Bu durum, varlığın varlık sebebini tekrar düşünmeyi gerektirir.
İşte tam burada, Şinâsî'nin o derin mısrası devreye girer: "Yeter isbâtına halk ettiği bir zerre bile." Gerçekten de, kuantum ölçeğinde bir zerreyi (örneğin bir elektron ya da fotonu) anlamaya çalışmak, tüm evrenin niçin ve nasıl var olduğunu anlamaya bir anahtardır.
1. BELİRSİZLİK VE İRADE: KUANTUMDA NEDENLER YETERSİZ
Kuantum fiziğinde bir parçacığın konumu ve hızı aynı anda kesin olarak bilinemez. Buna Heisenberg Belirsizlik İlkesidenir. Bu durum, doğada mutlak bir nedensellik yerine olasılıkların hâkim olduğunu gösterir.
Ancak dikkat: Bu bir kaos değil, bilinçli tercihleri çağrıştıran düzenli bir belirsizliktir. Kuantum ölçümlerinin sonuçları, sanki dışarıdan bir iradenin tercihiyle belirleniyormuş gibi davranır.
🔹 Bu da gösterir ki: Zerre kendi kendine var olamaz. Onun varlığı bir tercihin eseridir.
2. KUANTUM DOLANIKLIK: MEKÂN ÜSTÜ BAĞLANTI
Dolanıklık (entanglement), iki parçacığın etkileşim sonucunda öyle bir hâle gelmesidir ki, aralarındaki mesafe ne olursa olsun biriyle ilgili yapılan ölçüm diğerini anında etkiler.
Bu durum, klasik nedensellik ve mekânsal sınırları aşar. Dolanık parçacıklar, sanki tek bir varlığın iki yüzü gibi davranır.
🔸 Mekânın ötesinde bir bağlantı, maddî olmayan bir idare ve tedbirin varlığını düşündürür.
🔸 Zihinsel ve iradeli bir düzenleyici olmadan bu tür bir eşgüdüm mümkün değildir.
3. TÜNELLEME: ENGELLERİ AŞAN TAKDİR
Kuantum tünelleme, parçacığın klasik olarak geçemeyeceği bir bariyeri, kuantum olasılıkları sayesinde aşmasıdır. Bu, özellikle yıldızlarda füzyon reaksiyonlarının temelini oluşturur.
Tünelleme, klasik fizik açısından "imkânsız" olanın kuantum seviyesinde mümkün olabildiğini gösterir.
🔸 Bu durum, maddî sınırların ötesinde bir kudretin ve tercihin devrede olduğunu gösterir.
🔸 Tünelleme; takdir edilmiş kaderin, maddeyi aşan bir şekilde uygulandığını ima eder.
4. SÜREKLİ TAKDİR VE TEDBİR: ZERREYİ AYAKTA TUTAN KUDRET
Kelâm’da “mübâşeret olmadan tesir” diye ifade edilen hakikat, kuantum fiziğinde yankı bulur. Parçacıkların davranışı, sadece fiziksel etkileşimle değil; ölçümle, yani bilgiyle değişir.
Bu durum, Allah’ın varlık üzerindeki sürekli takdirini ve her an müdahalesini gösterir:
"O, her an bir iştedir." (Rahman 29)
Zerre, kendi başına ne hareket eder ne karar verir. Onun varlığı, Rabbi’nin kudretiyle “saniye saniye” tazelenir.
5. VARLIĞIN SINIRLILIĞI VE MÜMKÜNLÜĞÜ
Kuantumda her şey sınırlıdır: enerji seviyeleri, durumlar, etkileşimler... Bu sınırlılık, varlığın zorunlu değil, mümkin(olabilir de olmayabilir) olduğunu gösterir.
Bir şey mümkinse, onun varlığını tercih edecek bir irade gerekir.
İmkân delili, tam da bu noktada işler: Zerre bile tercihe muhtaçsa, onu var eden bir mukaddir (takdir eden) olmalıdır.
6. ZERREDEN KÜREYE: ALEMİN TAMAMI AYNI HÜKMÜ TAŞIR
Zerredeki belirsizlik, bütün evrene sirayet eder. Çünkü büyük yapılar küçüklerin birleşimidir. Zerredeki ilahî tercih, küredeki düzene dönüşür.
Atom altı parçacıklar Allah’ın kudretiyle yönlendirilir,
Maddenin yapısı, enerjinin geçişi, zamanın akışı bu temele dayanır.
Bir zerreyi anlayan, bütün âlemin Allah’a muhtaç olduğunu anlar.
SONUÇ:
Kuantum fiziği; varlık, düzen ve tercih gibi temel kavramları yeniden tanımlamıştır. Ancak bu tanım, maddeci ve natüralist bir evren anlayışıyla açıklanamaz.
En küçük parçacığın bile kendi kendine var olamaması, tüm varlık âleminin Allah tarafından yaratıldığına açık bir delildir.
“Yeter isbâtına bir zerre bile.” Çünkü bir zerreyi yaratmak, kudretin sonsuzluğunu ispat etmeye yeter.
Yorumlar
Yorum Gönder