Ana içeriğe atla

İslam Ülkelerinde Neden Hâlâ Sekülerizm Hakim

 


1. 

Hilafetin Kaldırılması: İslami Siyasî Merkezin Tasfiyesi



1924’te Osmanlı Hilafeti’nin ilga edilmesi, ümmetin siyasi birliğini temsil eden son kurumsal yapının yok edilmesiydi. Hilafet, ümmetin şer’î yönetimi temsil eden şemsiyesi idi. Bu kaldırılış, sadece bir yönetim modeli değişikliği değil; ümmete karşı küresel bir darbe idi. İngilizler, Fransızlar, sonra ABD; hepsi bu hedefin içinde yer aldı. Özellikle İngiliz istihbaratı bu süreci doğrudan yönetti. Lawrence gibi ajanlar, Arapları Osmanlı’ya karşı kışkırttı; M. Ali Cinnah, Reza Şah Pehlevi, Atatürk gibi seküler milliyetçi liderler ise doğrudan ya da dolaylı olarak İslam’ı sistemden dışlayan bir çizgi izledi.





2. 

Batı Tipi Devletin İthal Edilmesi



İslam topraklarına modern ulus-devlet modeli dışarıdan dayatıldı. Bu model laikti, Batılıydı ve sekülerdi. Bu devlet anlayışında:


  • Din, vicdanlara hapsedildi.
  • Şeriat, “çağdışı” ilan edildi.
  • Fransız–İngiliz kanunları ikame edildi.



Örneğin Türkiye’de İsviçre Medeni Kanunu, İtalya Ceza Kanunu, Almanya Ticaret Kanunu doğrudan tercüme edilip uygulandı. Bu da yetmedi, din adamı tasfiyesi, medreselerin kapatılması, dinin eğitimden, hukuktan, siyasetten dışlanması ile birlikte yürüdü.





3. 

Eğitim ve Medyanın Kontrolü ile Zihinlerin Sekülerleştirilmesi



İslami yönetimin temeli şuurdur. Fakat eğitim sekülerleşince, ümmetin büyük bölümü artık:


  • İslam’ı sadece bireysel bir inanç zanneder hale geldi,
  • Şeriat deyince sadece “ceza” akla geldi,
  • “Din devleti olmaz” gibi seküler dogmalara iman eder hale getirildi.



Laik rejimler medya ve eğitim ile zihinleri sömürgeleştirdi. Celal Şengör, Altaylı gibi tipler, bu zihinsel işgalin ekran yüzleri oldu. Böylece ümmet, kendi değerlerine yabancılaştırıldı. Hatta artık şeriat deyince Müslümanlar bile irkilir hale geldi.





4. 

Dış Müdahalelerle İslamî Hareketlerin Bastırılması



Nerede bir İslamî uyanış olduysa, Batı doğrudan müdahale etti:


  • Cezayir’de FIS, seçim kazandı, Batı destekli ordu darbe yaptı.
  • Mısır’da Mursî, sandıktan çıktı, Sisi darbe yaptı, Batı sessiz kaldı.
  • Tunus’ta Nahda, bastırıldı.
  • Suriye, Irak, Afganistan, istikrarsızlaştırıldı.



Bu örnekler şunu gösteriyor: Batı, İslamî bir yönetimi asla istemiyor. Çünkü İslamî bir devlet, adaletiyle halkları kendine çeker, emperyalizmi tehdit eder.





5. 

İçerden Gelen İhanet ve Rejimin Bekçileri



Birçok ülkede seküler düzen sadece Batı desteğiyle değil, içerideki elitlerin işbirliğiyle ayakta kalıyor. Bunlar:


  • Bürokratlar (Kemalist, Baasçı, elitist),
  • Medya ve akademi çevresi,
  • Güçlü sermaye çevreleri.



Bunlar dini sisteme geçilirse menfaatlerinin zarar göreceğini biliyor. Bu yüzden İslam’a karşı psikolojik savaş yürütüyorlar.





6. 

Ümmetin Güçsüzlüğü: Dağınıklık ve Organize Eksikliği



En büyük sebep ise ümmetin dağınıklığı. Müslümanlar:


  • Mezhebi ayrılıklar,
  • Kavmiyetçilik,
  • Örgütsüzlük,
  • Siyasetsizlik,
  • Nefis ve dünyevileşme



gibi nedenlerle topluca bir İslami yönetim talebi oluşturamıyor. Bu da zalim sistemlerin hâkimiyetini sürdürüyor.





SONUÇ: ŞER’Î YÖNETİM YOKSA, ZAFER DE GECİKİR



İslam ümmeti, Allah’ın hükmüyle hükmeden bir sistem kurmadıkça kurtuluşa eremez. Tevbe Suresi 33. ayetinde bildirildiği gibi:


“O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderdi ki onu bütün dinlere üstün kılsın; müşrikler istemese de.”


Bu ayet ilahi bir vaattir. Ama şartı vardır: Bu üstünlük, Müslümanların Allah’ın hükmünü uygulamasıyla gerçekleşecektir.


  • Şeriatsız İslam eksiktir.
  • Hüküm Allah’ındır.
  • Zulüm ancak hak ile kaldırılır.



Bugün sekülerliğin hükmü sürüyorsa, bu Allah’ın izniyle verilen bir mühlettir. Müminlerin uyanması, bilinçlenmesi ve siyasal-ahlaki bütünlük içinde bir ümmet oluşturmasıyla şer’î yönetimin yeniden ihyası mukadderdir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...