KEHF SURESİ: DÜNYA İMTİHANINDA BİR REHBER VE BUGÜNÜN MAĞARASI
KEHF SURESİ: DÜNYA İMTİHANINDA BİR REHBER VE BUGÜNÜN MAĞARASI
Kehf Suresi, sadece tarihi kıssalar anlatan bir metin değildir; aynı zamanda bugünün fitnelerine nasıl direnileceğine dair bir İlahi harita, bir yol rehberidir. İçinde barındırdığı dört ana kıssa ve araya serpiştirilen uyarılar aracılığıyla, imtihan dünyasında yön bulmak isteyen mü'minlere hitap eder.
"Onlara dünya hayatını örnek ver: Tıpkı gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, onunla yeryüzünün bitkisi gürleşir; sonra kurur da rüzgârın savurduğu çerçöp haline gelir. Allah her şeye gücü yetendir." (Kehf 45)
Bu ayet, dünya hayatının geçici, göz alıcı ama çabucak yok olan bir oyun ve süs olduğunu gösterir. Ardından gelen ayetler de bu süsün bir imtihan vesilesi olduğunu açıklayarak konuyu pekiştirir: aynı zamanda bugünün fitnelerine nasıl direnileceğine dair bir İlahi harita, bir yol rehberidir. İçinde barındırdığı dört ana kıssa ve araya serpiştirilen uyarılar aracılığıyla, imtihan dünyasında yön bulmak isteyen mü'minlere hitap eder. Bu makalede Kehf Suresi'nin ana konularını, ayetlere dayanarak ve bugünü de içerecek şekilde yorumlayacağız.
"Şüphesiz biz, yeryüzündeki şeyleri, insanların hangisinin daha güzel iş yapacağını denemek için ona bir süs yaptık. Biz de elbette onun üzerindekileri kupkuru bir toprak yapacağız." (Kehf 7-8)
Bu ayetler, Kehf Suresi'nin tamamını kuşatan ana çerçeveyi çizer. Dünya, süslü kılınmış bir imtihan alanıdır. Ashab-ı Kehf'ten Zülkarneyn'e, Musa’dan bahçe sahibi zengine kadar bütün kıssalar bu süslü dünyanın değişik veçheleridir: gençlik, mal, ilim, otorite... Hepsi birer imtihan alanıdır.
1. İMAN UĞRUNDA FEDAKARLIK: ASHAB-I KEHF
Ashab-ı Kehf, zalim düzene boyun eğmeden imanlarını korumak için bir mağaraya sığınan mü'min gençlerdir. Bu olay, sadece geçmişe dair bir ibret değil, aynı zamanda iman uğruna dünyayı terk edebilenlerin sıfatıdır. Bugün dünyanın cazibesine karşı çekilecek 'mağara', camidir, zikir halkalarıdır, sabah akşam Rabbinin rızasını isteyenlerle beraber olmaktır.
"Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek O’na dua edenlerle birlikte sabret; dünya hayatının süsünü arzulayarak gözlerini onlardan çevirme..." (Kehf 28)
Bu ayet, bugünün mü'minlerine camide cemaatle sabretmeyi, gözlüeri kalabalıklarda değil, Allah rızasında sabitlemeyi öğretmektedir.
2. MALLA VE DÜNYAYLA İMTİHAN: İKİ BAHÇE SAHİBİ
Zenginlik sahibi adam ile Allah'a dayanan mü'min arkadaş arasındaki diyalog, dünya malına aldananlarla, onu imtihan aracı olarak görenlerin farkını ortaya koyar.
"Mal ve evlat, dünya hayatının süsüdür. Kalıcı olan iyi ameller ise Rabbin katında sevap çok, umut açısından da daha hayırlıdır." (Kehf 46)
Zenginliğe, dünya süsüne aldanıp kibirlenenin akıbeti yıkımdır; tevekkül edenin kazancı ise bakidir. Tıpkı Kehf 7-8'de belirtildiği gibi, dünya süsü geçicidir; ebedi olan, salih amellerdir.
3. İLİM VE HİKMET İMTİHANI: MUSA VE HIZIR
Musa (a.s.), Allah'tan öğretilmiş özel bir ilme sahip olan Hızır ile yolculuğa çıkar. Görünüşte "kötü" görünse de, her olayın arkasında rahmet ve hikmet vardır.
"Sen benimle beraberliğe sabredemezsin." (Kehf 67)
"Ben bunu kendiliğimden yapmadım. İşte sabredemediğin şeylerin yorumu budur." (Kehf 82)
İlmin sadece görülenle sınırlı olmadığı, ilahi kaderin şuuru ile olaylara bakmanın gerekliliği vurgulanır. Kehf 7-8 ışığında bakıldığında burada da insan, görünürdeki çirkinliğe aldanarak hakikati ıskalayabilir.
4. GÜÇ VE ADALET İMTIHANI: Zülkarneyn
Zülkarneyn, doğudan batıya sefer eden, yetki sahibi, ama bu gücü Allah rızası için kullanan bir liderdir. Yecüc ve Mecüc fitnesine karşı set çeker.
"Rabbimin verdiği nimet daha hayırlıdır. Haydi siz bana güçle yardım edin de sizinle onlar arasına sağlam bir set yapayım." (Kehf 95)
Güç bir emanet, adaletle kullanıldığında fitneyi engelleyen bir siper olur. Kehf 7-8'in perspektifiyle, gücün süsüne aldanmadan onu Allah'ın rızası için kullanmak, gerçek başarıdır.
5. KURTULUŞUN ŞARTI: TEVHİD VE RIZAYA YÖNELİK HAYAT
Surenin sonu, dünya süsüne aldanmayın, Allah'a ortak koşmayın ve rıza eksenli bir hayat yaşamayın gerekliliğini bildirir:
"De ki: Ben de ancak sizin gibi bir beşerim. Bana, ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyediliyor. Artık kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, salih amel işlesin ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın." (Kehf 110)
KEHF SURESİ VE BUGÜNÜN MAĞARASI: CAMİ
Ashab-ı Kehf, zulmün düzeninden uzaklaşmak ve imanlarını korumak için mağaraya sığındı. Bugünün fitne dolu dünyasında bizlerin mağarası da camidir.
Sabah akşam cemaatle namaz,
Zikir halkaları,
İlmi sohbetler,
Allah rızasını gözeten bir dost meclisi...
İşte bunlar bugünün Kehf mağarasıdır.
"Secde et ve yaklaş." (Alak 19)
Secde, sığınma değil; yaklaşmadır. Bu nedenle camiler sığınma yerimiz, aynı zamanda Allah'a yaklaşma mekânımızdır.
SONUÇ
Kehf Suresi:
Gençliğiyle iman edenler için Ashab-ı Kehf gibi olun diyor.
Mal sahibi olanlara, bahçe sahibi gibi övünmeyin diyor.
Anlayamadığın olaylara şair olun, Musa gibi sabredin diyor.
Güce sahip olanlara, Zülkarneyn gibi fitneye set olun diyor.
Bize ise: Sabah akşam camide olun, Allah’ın rızasından ayrılmayın diyor.
"Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek O'na dua edenlerle birlikte sabret..." (Kehf 28)
Bu davet, dünyanın süsüne karşı, Allah’ın rızasına sığınanların çağrısıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder