Neden Bu Heriflerin Sözleri Dinleniyor? Yeni Zamanların Putlaştırılmış Sözcüleri ve Gerçek Hakikatin Susturuluşu
Neden Bu Heriflerin Sözleri Dinleniyor?
Yeni Zamanların Putlaştırılmış Sözcüleri ve Gerçek Hakikatin Susturuluşu
Tarihin her döneminde hakikatin sesi kısılmış, aldatıcıların sesi çoğaltılmıştır. Bugün de değişen bir şey yok. Sözde bilim adamı maskesi takan bir grup figür – Fatih Altaylı’dan Celal Şengör’e, Batı'daki Dawkins ve Neil Tyson gibi örneklerin yerli yansımalarına kadar – her gün halkın karşısına çıkarılıp “cağdaşlık” ve “bilimsellik” adına ahkâm kesiyor. Ama sormak gerekir:
Bu adamlar neden bu kadar dinleniyor? Bu kadar sözleri neden dikkate alınıyor? Hakikatte ne kıymetleri var?
1. Gösteri Çağında Görünürlük, Hakikatin Önüne Geçti
Bugün görüntü gerçeğin önüne geçmiştir. Bilgiyle değil, görünürlükle hükmeden bir çağda yaşıyoruz. Televizyon programlarına çıkmak, sansasyonel konuşmak, bağırmak ve kışkırtmak “akıllı olmak” sayılıyor. Sorgulama değil, ekran süreleri ölçülüyor.
Celal Şengör’ün hakareti bilgelik; Fatih Altaylı’nın cehaleti sorgulama sanılıyor.
Bu figürler; medyanın özenle parlatıp halkın gözünün içine soktuğu figüranlardır. Onlara yüklenen misyon hakikati savunmak değil, halkı belirli bir ideolojik hatta yönlendirmektir.
2. Bilim Maskesiyle İdeoloji Pazarlanıyor
Bugün “bilim” adını diline dolayan birçok kişi aslında bilimi araçsallaştırarak kendi felsefi veya siyasi inancını pazarlıyor. Bilim, artık bir ideolojik meşruiyet sopası haline getirildi.
“Bilim öyle söylüyor” cümlesiyle başlayan her söz, sorgusuz iman edilen bir kutsal metne dönüşüyor.
İşte bu noktada devreye scientism (bilimcilik) dediğimiz sapkınlık giriyor. Bu kişiler “bilim adamı” değil, modern çağın yeni rahipleridir. Laboratuvarları modern tapınaklar, teleskopları yeni mihrablar, kendi ağızları da sahte birer vahiy kaynağı gibi görülüyor.
3. Akılcı Eleştiri Susturulmuş, Dinleyici Hipnozda
Bu adamların sözleri eleştirilemiyor çünkü eleştirmeye kalkan her ses, hemen şu etiketlerle susturuluyor:
– “Gerici!”
– “Orta Çağ kafası!”
– “Bilime karşı!”
Böylece halk, hipnotize edilmiş gibi dinliyor. Alternatif fikirler gündeme bile gelemiyor. Akademik felsefe çökmüş, eleştirel düşünce unutulmuş durumda. Artık önemli olan “doğru olanın ne dediği” değil, “yüksek sesle kimin dediği.”
4. Dindarlar Meydanı Terk Etti, Alan Boş Kaldı
Ne acıdır ki bu ortamda dindar kesim de bilimsel-felsefi tartışmalardan çekildi. Tefekkür yerini hurafelere, hikmet yerini sloganlara bıraktı. Gazâlî gibi aklı ve nakli birleştiren öncüler unutuldu.
Bugün meydan boş kalınca da, bu boşluğu seküler hurafeciler doldurdu. Sadece “daha çok bağırdıkları” için haklı zannediliyorlar.
5. Cahil Cesareti, Bilgeliğe Dönüştürüldü
Bu kişiler ne yaptıkları bilime, ne felsefeye ne de dinin temel mantığına hâkim değiller. Ancak cüretleri bilgiye galip gelmiş. Fatih Altaylı'nın din konusundaki açıklamaları, herhangi bir ortaokul seviyesinde dahi sorgulanabilir. Ama medya bunu cilalayınca, cehalet gösteriye dönüşüyor.
“Cahil cesareti, hikmetin kılığında sunuluyor.”
Tarihte de böyleydi. Firavun’un sihirbazları vardı. Lûť kavminin ileri gelenleri vardı. İbrahim aleyhisselam’ın karşısında Nemrud’un putçuları vardı. Bugün ise Celal Şengör, Richard Dawkins, Fatih Altaylı gibi isimler yeni çağın temsilcileridir.
Ortak noktaları şudur:
Hakikati değil, gösteriyi savunurlar.
Sonuç: Buzağıya Secde Eden Bir Toplumun Tevhide Dönmesi
Bugün bilim maskesiyle konuşanlar, aslında bir nevi modern altın buzağısı üretmişlerdir. Halkı buzağıya secde ettirmeye çalışıyorlar. Kur’an’daki kıssalar, bu çağ için yeniden okunmalıdır:
"Onun kalbinde sapıklık olanlar, onunla fitne çıkarmak isterler." (Âl-i İmrân, 7)
Bizim görevimiz, bu sahte tanrıları ifşa etmektir. Bilimi put olmaktan çıkarıp, Allah’ın kudretine delil olan bir ayet gibi görmek gerekir. Bilgi, yaratılışın dilidir. Onu çarpıtanlar değil, hikmetle okuyanlar hakikatin sözcüsüdür.
Peki, Bütün Bunlar Anlatıldı da... Körleri Biz mi Gördüreceğiz?
Hayır. Çünkü bazı insanlar için hakikatin en açık hali bile faydasızdır. Kur’an, bu hakikati şöyle bildirir:
“Gerçekten de onların çoğu için söz (azap) gerçekleşmiştir. Çünkü onlar iman etmezler. Onların kalplerinde, kulaklarında perde vardır. Gözlerinde de perde vardır...”
*(Yasin, 7-9) (Diyanet İşleri Başkanlığı Meali)
Bu sebeple biz herkesi uyandırmaya çalışmayız, ama uyanmak isteyene ışık oluruz. Firavun’un yanında sihirbazlar secde etti ama halk iman etmedi. Biz de hakikati parlatır, batılı ifşa ederiz. Gerisi, fıtratını ve kalbini bozmamış olanlara kalır.
Körlere göz veremeyiz; ama uyanan gözlere pusula olabiliriz.
Yorumlar
Yorum Gönder