İslam Fıkhının Üç Büyük Sahabisi: Tek Başına Bir Sistem mi, İkili Uyum mu?
(Hz. Ömer mi tek başına bir sistemdir, yoksa Hz. Ali ve İbn Mesud birlikte mi tam olur?)
İslam fıkhı dediğimiz muazzam ilim geleneği, sadece hüküm çıkarmaktan ibaret bir teknik değil; hikmet, adalet ve dengeyle kurulmuş bir düşünce sistemidir. Bu sistemin temelleri, sahabenin içtihat ehli büyükleri tarafından atılmıştır.
Hz. Ömer, Hz. Ali ve Abdullah ibn Mesud, bu anlamda fıkhın üç ana kurucu şahsiyetidir.
Ve bu üç sahabîden gelen çizgiler, zamanla dört büyük mezhebe farklı oranlarda sirayet etmiş, onların fıkhî damarı olmuştur.
1.
Hz. Ömer (r.a.): Sistemi kuran adalet adamı
Hz. Ömer, hem devlet idaresinde hem fıkıhta “maslahat, kamu düzeni, kıyas ve adalet” eksenli bir metod izlemiş, bu yönüyle fıkıh sistematiğinin kurucu zeminini atmıştır.
Örnek içtihatları:
- Kıtlıkta hırsızlık cezasını uygulamaması,
- Mehrin sınırlandırılmasını teklif etmesi,
- Zekât memurlarında halk rızasını şart koşması.
En çok istifade eden mezhepler:
- Malikî mezhebi: Medine uygulaması ve kamu düzeni esaslarıyla bire bir örtüşür.
- Şafiî mezhebi: Usûl yapısında maslahat ve kıyasa yer verirken Hz. Ömer’in çizgisi etkilidir.
- Hanbelî mezhebi: Nasslara sıkı bağlı kalsa da, ihtiyaç anında Ömerî kıyas ve maslahatları göz önünde tutar.
2.
Hz. Ali (r.a.): Derinlikli hikmet ve kavrayış adamı
Hz. Ali, özellikle karmaşık meselelerde gösterdiği derin içgörü, maksada yönelme, zahiri anlamı aşma meziyetiyle fıkhın usûlî boyutunu zenginleştirmiştir.
Örnek içtihatları:
- Mirasta maslahatla hüküm vermesi,
- Şirket, borç, vesayet gibi muamelat konularında incelikli çözüm yolları,
- Niyeti, maksadı ve toplum maslahatını gözeten hüküm anlayışı.
En çok istifade eden mezhepler:
- Hanefî mezhebi: Kûfe merkezli gelişmiş ve Ali’nin içtihat mirasını İbn Mesud üzerinden devralmıştır.
- Şafiî mezhebi: Kıyasa ve hikmete önem verdiği konularda Hz. Ali’nin yöntemini benimser.
- Malikî mezhebi: Medine’de uygulanan bazı görüşlerde Hz. Ali’nin etkisi gözlemlenir.
3.
Abdullah ibn Mesud (r.a.): Kitaba sadakatli rey fakihi
İbn Mesud, sahabenin en çok Kur’an bilenlerinden biri, aynı zamanda aklı ve re’yi kullanmada dengeli bir içtihat ehli idi. Özellikle hadis bilgisiyle hüküm çıkarma konusunda derin bir çizgi oluşturmuştur.
Örnek içtihatları:
- “Kitap ve Sünnet’te açık bir hüküm yoksa, kendi görüşümle hükmederim ve Allah’tan isabet dilerim” sözü,
- Ayetlerin anlamına vukufiyet ve günlük hayata dair sağlam fetvalar.
En çok istifade eden mezhepler:
- Hanefî mezhebi: Doğrudan Kûfe ekolünün temelidir. Ebû Hanîfe silsilesi İbn Mesud’a kadar uzanır.
- Şafiî mezhebi: Hadis merkezli hüküm çıkarırken İbn Mesud’un uygulamaları model alınır.
- Hanbelî mezhebi: Sünnete bağlılığı nedeniyle İbn Mesud’un rivayet ve tatbikatına sıkça başvurur.
Tek başına bir sistem mi, tamamlayıcı ikili mi?
Hz. Ömer; tek başına bir anayasa, sistem ve nizam adamıdır.
Hz. Ali ve İbn Mesud; birlikte hikmet ve ilimle şekillenmiş iki sütun gibidir.
Bu nedenle İslam fıkhı:
- Hz. Ömer’in adalet sisteminden,
- Hz. Ali’nin hikmetli kavrayışından,
- İbn Mesud’un sünnete sadık içtihatlarından beslenmiştir.
Mezheplerin Dayandığı Fıkhî Kaynaklar (Özet Tablo):
Mezhep |
Hz. Ömer |
Hz. Ali |
İbn Mesud |
Hanefî |
Orta düzey |
Yüksek |
Çok yüksek |
Malikî |
Çok yüksek |
Orta |
Düşük |
Şafiî |
Yüksek |
Orta |
Orta |
Hanbelî |
Orta |
Düşük |
Yüksek |
Sonuç:
Bugün bir mezhep ne kadar sistemli olursa olsun, temelinde bu üç sahabînin izi vardır.
- Hz. Ömer olmadan adalet,
- Hz. Ali olmadan hikmet,
- İbn Mesud olmadan sağlam rivayet olmaz.
Fıkıh; Ömerî dirayetle kuruldu,
Alî hikmetle derinleşti,
Mesudî sadakatle sağlamlaştı.
Yorumlar
Yorum Gönder