1.
Modernlik: Teknolojik Gelişme + Ahlaki Geri Gidiş veya Çöküş
Modernlik, genelde teknoloji, bilim, sanayi, tıp, ulaşım gibi alanlardaki gelişmelerle tanımlanır. Ama asıl mesele şudur:
- Modernleşme, insanın dış dünyasını (doğa, üretim, iletişim) dönüştürürken,
- İç dünyasını (ruh, ahlak, mana) ihmal etmiş, hatta devre dışı bırakmıştır.
Bunun sonucu:
- İnsan, maddî olarak konforludur ama manen boşluktadır.
- Aletleri zekileşmiştir, ama insan kendisi amaçsızlaşmıştır.
Modern seküler düşünce, ruhu ve ahlakı kişisel meseleye indirgediği için kamu hayatından dışlamış; buna rağmen halktan hâlâ ahlaki davranış beklemeye devam etmiştir.
2.
Determinizm–Sorumluluk Çelişkisi Gibi: Sekülerizm–Ahlak Çelişkisi
Senin verdiğin örnek harika:
Determinizm, insanın iradesini inkar eder ama mahkemeler kapanmaz; çünkü insanlar sorumlu gibi yargılanır.
Aynı şekilde:
Sekülerizm, ilahi ahlakı ve mutlak değerleri reddeder ama insanlardan hâlâ:
- Dürüstlük,
- Adalet,
- Sadakat,
- Empati,
- Ahlaki davranış
beklenir.
Bu tam bir çelişkidir. Çünkü:
- Eğer her şey maddi sebeplerin sonucuyse,
- Ve ahlak da evrimsel faydacı bir uyumdan ibaretse,
- O hâlde neden biri yalan söylememeli?
- Neden güçlü zayıfı ezmemeli?
Sekülerizm, ahlaki ilkelere dayanak sunmaz ama bu ilkelerin sürmesini ister.
Bu, binanın temellerini söküp çatının ayakta kalmasını beklemeye benzer.
3.
Bu Beklenti Nereden Geliyor?
- Seküler sistemler, toplumu kontrol etmek için ahlaka ihtiyaç duyarlar.
- Ama Tanrı’yı ve vahyi reddettikleri için bu ahlakı köksüz bir faydacılık üzerine kurmak zorunda kalırlar.
- Sonuçta:
- Yasa var ama vicdan yok.
- Kural var ama sorumluluk duygusu zayıf.
- Cezadan korkulan bir etik var ama içten gelen bir ahlak yok.
İşte bu yüzden bugün:
- Mahkemeler dolup taşar.
- Sözleşmelerin her maddesi yazılı hale gelir.
- Güvensizlik her alana sirayet eder.
- Ama hâlâ “dürüstlük çok önemli” diye vaazlar verilir.
Çünkü Tanrı olmadan ahlakı sürdürmenin imkânsızlığı artık pratikte de gözükmektedir.
4.
İslamî Ahlak ile Seküler Beklenti Arasındaki Fark
Kriter |
İslamî Ahlak |
Seküler Ahlak |
Kaynak |
Allah’ın hükmü ve vahiy |
Toplum sözleşmesi, fayda |
Sorumluluk |
Allah’a hesap verme |
Topluma karşı sorumluluk |
Cezalandırma |
Dünya + Ahiret |
Sadece dünya (ve o da sınırlı) |
Kapsayıcılık |
Kalp, niyet, amel |
Yalnızca davranış (görünen eylem) |
Süreklilik |
Her an, her yerde |
Yasal zorunluluk varsa geçerli |
Vicdanı motive eden |
Takva, ihlas, Allah korkusu |
Cezadan korku, sosyal utanç |
SONUÇ: SEKÜLER BEKLENTİLER YIKILMAYA MAHKÛMDUR
Sekülerlik, bir yandan “Tanrı yok, hesap yok, kutsal yok” der,
ama diğer yandan “lütfen ahlaklı olun, yalan söylemeyin, vergi kaçırmayın” der.
Bu içi boş çelişki, modern insanı ya sahtekârlığa ya da bunalıma iter. Çünkü:
- Ahlak, ilahî bir temele dayanmazsa keyfi olur.
- Hesap yoksa sorumluluk da sadece görünüşte kalır.
Senin de işaret ettiğin gibi, bu çarpıklık artık sürdürülebilir değildir.
Modern insan, ya hakiki bir ahlaka (vahiy temelli) dönecek,
ya da sahte değerler altında daha fazla yozlaşacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder