Zorunluluktan İrade’ye: Yaratılışın Hakikati ve Kelâm’ın Zaferi
1. Yaratılış Allah’a Fayda Sağlar mı?
İlk sorumuz, “Allah insanların kulluğuna muhtaç değilse neden onları yarattı?” idi. Cevap açıktı:
Allah Samed’dir, hiçbir şeye muhtaç değildir.
İnsanların ibadeti, Allah’a değil, kulların kendisine fayda sağlar (Zâriyât 56-57).
Yaratılışın hikmeti: rahmet, hikmet ve kulların kemale ulaşmasıdır.
2. Yaratılış Boşuna Değil, Tesbih ve Rızaya Dönük
Kur’ân açıkça bildirir: “Biz gökleri, yeri ve arasındakileri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.” (Duhân 38)
Allah, kullarının kendisini zikretmesinden, ibadetinden razı olur.
Bu rıza, bir ihtiyaçtan değil, rahmetin tecellisinden doğar.
3. Allah, Sıfatlarını Tecelli Ettirmek İster
Allah’ın sıfatları (ilim, kudret, rahmet…) ezelîdir, ancak tecellileri yaratılmış alemde görünür.
“Her gün O bir iştedir.” (Rahman 29)
İbn Arabi’nin “gizli hazine” remzi: Allah bilinmek istedi, tecelli etti, yarattı.
Yaratılış bu açıdan zatî değil, sıfatî bir tecellidir.
4. Kur’an’da Allah: Fa’alün limâ yürîd – Dilediğini yapar
Allah irade sahibidir; yaratması zorunlu bir taşma değil, dilediği zaman, dilediği gibi bir yaratmadır (Hûd 107).
“Ol der, o da olur.” → yaratma doğrudan iradeyle ilişkilidir (Yasin 82).
5. Farabi ve İbn Sina’nın Hatası: Mûcibun li-zâtihi
Onlara göre Allah’ın zatı öylesine mükemmeldir ki, evren zorunlu olarak sadır olur.
Bu durumda:
Allah iradesiz bir fail olur,
Evren ezelîleşir,
Fiilî sıfatlar anlamını yitirir.
Bu görüş, hem Kur’ân’a hem Kelâm’ın aklî ilkelerine aykırıdır.
6. Kelâmcıların Müdahalesi: Gazâlî’nin Eleştirisi
İmam Gazâlî: “İbn Sina’nın Tanrısı cansız bir taştır!”
Gerçek yaratıcı, ilim, irade ve kudretle yaratandır.
Yaratmak, zorunluluktan değil, Allah’ın hikmetli tercihinden doğar.
Kelâmî çizgi:
Evren hadistir, yani sonradan yaratılmıştır.
Allah, her an yaratır ve dilediği gibi tasarruf eder.
Nedensellik zorunlu değil, Allah’ın âdetullahıdır.
7. Avrupa Determinizmi: Felsefî Sapmanın Mirası
Aristo → Farabi/İbn Sina → Skolastikler → Determinist bilim
Evren ezelî ve sabit, Tanrı pasif ve dışlayıcı – bu model Tanrı’yı devre dışı bırakmak için uygun görüldü.
Ama bu düşünce sonunda Tanrı’yı tamamen dışlayan bir materyalist naturalizme dönüştü.
Sonuç: Pozitivist modern çağda ilahî irade reddedildi.
8. Modern Bilim Kelâmcıları Haklı Çıkardı
Bugün bilim:
Evrenin ezelî değil, başlangıçlı olduğunu gösterdi (Big Bang).
Kuantum fiziği, zorunlu neden-sonuç ilişkisini sarstı.
Belirsizlik, dolanıklık, karanlık enerji gibi kavramlar, evrenin kendine yetmediğini ortaya koydu.
Yani:
Determinist sistem çöktü.
Kelâm’ın irade merkezli yaratılış anlayışı yükseldi.
🔚 Son Söz: Kelâm, Hakkı Söyleyen Ses
Kur’an, akıl ve hakikat birleştiğinde, gerçek Tanrı tasavvuru ortaya çıkar:
Fa‘âlün limâ yurîd olan, kudretiyle yaratan, rahmetiyle yöneten, sıfatlarıyla tecelli eden bir Allah.
Yorumlar
Yorum Gönder