⚖️ Tarihselcilik Fitnesine Kur’anî Reddiye
Mâide 41-48 Ayetleri Işığında Mustafa Öztürk ve Benzerlerine Cevap
Günümüzde bazı “modernist” ilahiyatçılar, Kur’an’ın evrensel mesajını dönemselleştirerek, onu yaşanabilir bir dinin değil, sadece tarihî bir belgenin parçası hâline getirmeye çalışıyor. Bu anlayışın en çok bilinen temsilcilerinden biri Mustafa Öztürk’tür. O ve benzerleri, Kur’an’daki pek çok hükmü "tarihseldi" diyerek geçersiz saymakta ve sünneti de devre dışı bırakarak adeta yeni bir din inşa etmektedirler.
Oysa Mâide Sûresi 41-48 arasında geçen ilahi beyanlar, bu tür yaklaşımların eski ümmetlerde de var olduğunu, bunların imanla bağdaşmadığını, ve bu tavrın küfre götürdüğünü apaçık ortaya koymaktadır.
📌 1. Mâide 41: Kalpte İman Yok, Dilde Var
“Ey Peygamber! Kalpleri iman etmemişken ağızlarıyla ‘inandık’ diyenler, Yahudilerden de yalana kulak verenler seni üzmesin. Onlar kelimeleri yerlerinden değiştirirler ve ‘Bu size verilirse alın, verilmezse sakının’ derler...”
🔹 Tevrat’ta recm gibi hükümlerin var olduğunu bildikleri halde, başka bir sonuç çıkarmak için Peygamberimiz’e gelirler.
🔹 Asıl dertleri hakikat değil, işlerine gelen bir hüküm bulmaktır.
🔹 Bu ayet, iman ettiğini söyleyen ama aslında hakikate teslim olmayan bir grubu teşhir eder.
🎯 Bu tavır bugün de yaşanıyor. Mustafa Öztürk gibi tarihselciler, Kur’an’a “inanıyoruz” der, ama hüküm boyutunu geçersiz ilan eder. Tıpkı Yahudilerin “Bu hüküm hoşumuza gitmedi, başka bir şey söyle” demesi gibi...
📌 2. Mâide 42: Hükmü Eğip Bükmek ve Bozuk Ahlak
“Onlar yalana kulak verirler, haramı yemede acelecidirler. Eğer sana gelirlerse, ister hükmet ister yüz çevir. Hükmedersen de adaletle hükmet. Allah adaletlileri sever.”
🔹 Bu ayet, hüküm arayanların niyetinin temiz olmadığını ortaya koyar.
🔹 Allah Teâlâ, bu kişilerle hüküm konusunda muamele edilirken dikkatli olunmasını emreder.
🎯 Modern tarihselci yaklaşımlarda da, ilâhî hüküm değil, sosyolojik uyum ve seküler değerler esas alınır. Ayetler, modern kültürel rüzgârlara göre eğilip bükülür. Bu da aslında aynı zihniyetin devamıdır.
📌 3. Mâide 43: İlâhî Hükmü Bile Bile Beğenmemek
🔹 Bu ayet, ilâhî hüküm varken başka hüküm aramanın, imanı geçersiz kıldığını net bir şekilde ortaya koyar.
🔹 Sadece hükmü değil, hükmün kaynağını da reddetme anlamına gelir.
🎯 Tarihselcilerin “bu ayetler artık geçerli değil” demesi, Allah’ın hükmünü beğenmemek ve yüz çevirmek anlamına gelir. Allah ise açıkça şöyle der: “Onlar mümin değildirler.”
📌 4. Mâide 44-47: İlâhî Hükmü Terk Edenin Akıbeti
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendisidir.” (44)
“…zalimlerin ta kendisidir.” (45)
“…fasıkların ta kendisidir.” (47)
🔹 Bu, sadece bir “günah” değil, doğrudan imanı sarsan bir tercihtir.
🔹 Bu vurgular üçlü olarak tekrarlanır: önemine ve tehlikesine işaret eder.
🔹 Allah Teâlâ, hükmünü bırakıp başka yollar arayanları küfür, zulüm ve fısk ile vasıflandırır.
🎯 Bugün Kur’an’ın cezalar, aile hukuku, toplum düzeni gibi alanlardaki hükümlerini çağa uymuyor diyerek geçersiz saymak, doğrudan bu ayetlerin kapsamına girer.
📌 5. Mâide 48: Kur’an Muhkemdir, Musaddıktır, Müheymin’dir
🔹 Müheymin sıfatı, Kur’an’ın üstün ve bağlayıcı olduğunu ilan eder.
🔹 Kur’an zamana değil, zaman Kur’an’a tâbidir.
🎯 “Kur’an evrensel değil, tarihseldir” diyen tarihselciler, bu ayeti iptal etmekte; Kur’an’ı sadece “tarihin bir sesi” gibi gösterip, ilâhî yönünü ortadan kaldırmaktadır.
🔨 SONUÇ: Yahudileşen Zihniyetin Modern Görünümü
Dönem | Zihniyet | Eylem |
---|---|---|
Yahudiler (Mâide 41-43) | Hakkı beğenmeyip başka hüküm aradılar | Tevrat'ı terk edip Resûl’den yeni hüküm istediler |
Modern Tarihselciler | Kur’an’ı “tarihseldi” diyerek hüküm dışı bıraktılar | Allah’ın kitabını çağdaş değerlerle değiştirdiler |
Ama Allah buyuruyor ki:
✅ Kur’an ve Sünnet Birliktedir
Allah Resûlü hem beyan edici (Nahl 44),
hem örnek uygulayıcı (Ahzâb 21),
hem de Allah adına hüküm koyan elçidir (Haşr 7, Nur 63).
Onu devre dışı bırakmak, Kur’an’ı devre dışı bırakmaktır.
Ve bu din, ne “çağa göre” değişir, ne hevâya göre eğilir.
Yorumlar
Yorum Gönder