🧩 Madde, Uzay, Fizik Kuvvetleri ve Tabiat Yasaları Ezelî midir?
“Ezelî olan yalnız Allah’tır. Sonradan olan her şeyin bir başlatıcısı vardır.”
İnsanoğlu, evrendeki düzeni keşfettikçe; maddeyi, mekânı (uzayı), kuvvetleri ve tabiattaki yasaları anlamaya çalıştı. Fakat burada temel bir soru duruyor:
Bu unsurlar ezelî midir?
Yoksa yaratılmış, sonradan var edilmiş şeyler midir?
Bu yazıda bu sorunun cevabını aklî, naklî, bilimsel ve kelâmî delillerle ve felsefî arka planıyla ortaya koyacağız.
📜 FELSEFÎ ARKA PLAN: ARİSTO VE DEMOKRİTOS’UN EZELİYET GÖRÜŞÜ
🔹 Demokritos (MÖ 5. yy)
Evrenin ezelî atomlardan ve boşluktan oluştuğunu savundu.
Atomlar ezelî ve yok edilemezdir; her şey bu atomların farklı dizilişlerinden doğar.
Yaratıcıya gerek duymaz; tesadüfî bir düzen önerir.
❗ Ancak: “Niçin bu atomlar var?”, “Neden bu özelliklere sahip?”, “Kim tercih etti?” soruları cevapsız kalır. Düzenli sonuçlar rastgele sebeplerden doğamaz.
🔹 Aristoteles (MÖ 4. yy)
Madde ezelîdir, yani hiçbir zaman yok olmamıştır, hep vardı.
Evren bir yaratıcı tarafından değil, “ilk hareket ettirici” tarafından sadece harekete geçirilmiştir.
Tanrı yaratmaz, sadece ilk kıpırtıyı verir.
❗ Bu durumda Tanrı yaratıcı değil, sadece "itici güç" olur. Ayrıca sonsuz geçmiş sorunu doğar: Sonsuz bir geçmişten bugün gelemez.
🧠 1. AKLÎ VE KELÂMÎ DELİLLER
a. Hudûs (Sonradanlık) Delili
Değişim, sonradan olmayı gösterir.
Madde dönüşür, uzay genişler, kuvvetler işlev gösterir = hadistir.
Hadis olan, kendine varlık veremez. Bir muhdis (yaratıcı) gerekir.
b. İmkân Delili
Madde ve uzayın varlığı zorunlu değildir; olabilir de olmayabilirdi.
Bu yüzden bir tercih edici gereklidir.
Mümkün varlıklar, vacip bir varlığa muhtaçtır.
c. Nizam Delili
Fizik yasalarında hassas ayar (fine-tuning), orantı, denge vardır.
Kör tesadüfle açıklanamaz.
Bu sistem ancak ilmi, kudreti ve iradesi olan bir failin takdiriyle olabilir.
d. Fânî ile Etkileşim Delili
Fizik kuvvetleri ve tabiat kanunları, madde ve mekânla doğrudan etkileşim içindedir.
Etkileşen şey, madde âleminin bir parçasıdır.
Fânî olanla etkileşimde bulunan şey de fânîdir.
Eğer fizik kuvvetleri ve yasalar maddeyle iç içeyse, ayrı bir ezelî varlık olmaları imkânsızdır.
Yani bunlar yaratılmıştır, yaratılmadan var olmaları düşünülemez.
🔒 Allah Teâlâ ise ezelîdir. Fânî olanla tenzihen doğrudan etkileşime girmez.
Yaratma, “kün” (ol) emriyle olur, temas ve maddî ilişkiyle değil.
Bu, Kelâm'da "mübâşeretsiz yaratma" olarak ifade edilir.
📖 2. NAKLÎ DELİLLER
Kur’ân, maddenin, mekânın ve kanunların Allah tarafından yaratıldığını açıkça beyan eder:
“O, gökleri ve yeri yoktan var edendir.” (Bakara 117)
“Her şeyi yaratan Allah’tır.” (Zümer 62)
“Bir şeyi diledi mi ona sadece ‘Ol’ der, o da hemen oluverir.” (Yasin 82)
Bu ayetler, yaratmanın Allah için temassız, iradeye bağlı ve doğrudan olduğunu vurgular.
🔬 3. BİLİMSEL DELİLLER
🧨 a. Büyük Patlama (Big Bang)
Evrenin bir başlangıç anı olduğunu gösterir.
Zaman, uzay, madde ve enerji bu başlangıçla ortaya çıkmıştır.
Yani ezelî değil, sonradan yaratılmıştır.
🧪 b. Termodinamiğin 2. Yasası (Entropi)
Entropi artışı, sonsuz geçmişi imkânsız kılar.
Sonsuz geçmişte evren çoktan ölmüş olurdu.
⚛️ c. Kuantum Belirsizliği
Determinizmin kırıldığı, ihtimal ve irade ağırlıklı bir yapı vardır.
Belirsizlik içinde düzen olması, bilinçli bir failin müdahalesini düşündürür.
📚 GAZÂLÎ VE KELÂM’IN CEVABI
İmam Gazâlî, Tehâfütü’l-Felâsife adlı eserinde Aristo’nun ezeliyet anlayışını aklen ve naklen çürütür.
Ona göre:
“Âlem sonradan olmuştur. Sonradan olan ise kendine varlık veremez.
Dolayısıyla onu var eden bir yaratıcı gerekir.”Yaratıcı olan Allah, maddeye dokunarak değil, “kün” emriyle yaratır.
✨ SONUÇ
Madde, uzay, fizik kuvvetleri ve tabiat kanunları ezelî değil, sonradan yaratılmıştır.
Bunlar fânî âlemle iç içe olduklarından ezelî olamazlar.
Ezelî olan Allah, fânî olanla doğrudan fiziksel etkileşime girmez.
Yaratma; kudret, ilim ve iradeyle, mübâşeretsiz bir şekilde gerçekleşir.
“Yeter isbâtına halk ettiği bir zerre bile”
– Şinasi
Yorumlar
Yorum Gönder