Ana içeriğe atla

🧬 Determinist Evren Yıkıldı: Evrim Teorisi Artık Neye Dayanıyor? Bilimsel, Felsefî ve Kelâmî Açıdan Son Nokta

🧬 Determinist Evren Yıkıldı: Evrim Teorisi Artık Neye Dayanıyor?

Bilimsel, Felsefî ve Kelâmî Açıdan Son Nokta


1. Determinizm Nedir? Hangi Evren Modelini Önerir?

Determinizm, doğadaki tüm olayların ve varlıkların:

  • Öncesinde meydana gelen sebepler tarafından,

  • Zorunlu bir şekilde belirlendiğini,

  • Farklı bir sonucun asla mümkün olmadığını savunan bir dünya görüşüdür.

Bu görüş, özellikle Newton fiziğiyle zirveye çıkmış ve şu modeli öne sürmüştür:

  • Evren bir mekanik sistemdir.

  • Tüm parçalar saat gibi işleyen bir düzende hareket eder.

  • Tanrı varsa bile sadece ilk taşı itmiş, sonra süreci terk etmiştir (deizm).

Bu modele göre:

  • Her şey kanunlar tarafından belirlendirilmiştir,

  • Evrenin işleyişi zorunluönceden kestirilebilir ve gayesizdir.

📌 Bu görüş Allah'ın her an yaratmasını reddeder.
Fiil var, ama fail yoktur; düzen var, ama kudret yoktur.
İşte bu zihinsel altyapı, evrim teorisinin de zeminidir.


2. Evrim Teorisi Determinizme Neden Muhtaçtır?

Charles Darwin’in 19. yüzyılda ortaya attığı evrim teorisi, işte bu determinist evren modeline tam anlamıyla yaslanarak inşa edilmiştir. Çünkü:

  • Rastgele mutasyonların ortaya çıkması,

  • Bu mutasyonların doğal seçilimle elenmesi,

  • Yeni özelliklerin zamanla birikerek türe dönüşmesi...

...ancak otomatik, düzenli ve zorunlu bir sistem varsa işleyebilir.

Evrimciler doğayı şöyle sunar:

  • “Doğa seçti”

  • “Doğa ayıkladı”

  • “Çevre yönlendirdi”

❗ Bunların hepsi, determinist evren anlayışının biyolojik ifadesidir.
Evrim, fail olmayan ama düzenli işleyen bir doğa varsayımına bağlıdır.


3. Modern Bilim Determinizmi İki Temel Noktadan Yıktı

a) Kuantum Fiziği

Kuantum mekaniği şunu göstermiştir:

  • Madde en temelde belirsizlik içerir,

  • Olaylar olasılık dağılımlarına göre oluşur,

  • Aynı başlangıç koşulları farklı sonuçlar doğurabilir.

🔬 Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi, bir parçacığın konumu ve momentumunun aynı anda tam doğrulukla ölçülemeyeceğini söyler.
🔬 Ölçüm problemi (observer effect) ise gerçekliğin gözlemle oluştuğunu gösterir.

❌ Yani evren, mekanik ve zorunlu bir sistem değildir.
❌ Evrimsel süreçte varsayılan “determinist otomatiklik” artık bilimsel değildir.

Kuantum Rastlantısına Sığınanlara Reddiyeler:

  1. Kuantum olayları “rastgele” değildir – sadece insan açısından öngörülemezdir.
    Olasılık, bilgi eksikliğini gösterir. Allah açısından her şey belirli ve malumdur.

  2. Rastlantı, düzen ve bilgi üretemez.
    DNA gibi sistemli ve kodlu yapılar, rastlantıyla açıklanamaz.
    Bu, yere mürekkep döküldü de Mushaf yazıldı demeye benzer.

  3. Olasılık bir açıklama değil, cehaletin örtüsüdür.
    Rastgelelik, sebepsizlik değildir.
    Evrimcilerin “kuantum yaptı” demesi, sadece kudreti perdelemek içindir.


b) Big Bang Teorisi

Big Bang şunu göstermiştir:

  • Evrenin bir başlangıcı vardır.

  • Zaman, mekân ve madde sonradan var olmuştur.

  • Ezeli ve kendi kendine açıklanan bir evren fikri çürümüştür.

🔬 Big Bang'in dayandığı 3 temel veri:

  • Evrenin genişlemesi (Hubble yasası)

  • Kozmik arka fon ışıması (Penzias & Wilson, 1964)

  • Element bolluğu tahminlerinin gözlemlerle örtüşmesi

❌ Sonsuz neden-sonuç zinciri (teselsül) mümkün değildir.
🔨 O hâlde evrim, artık ezeli ve otomatik bir evrende işleyen bir süreç gibi sunulamaz.


4. Evrim Bu Zemin Olmadan Kendini Açıklayabilir mi?

Hayır. Çünkü evrim:

  • Süreçsel,

  • Birikimli,

  • Kanunlu,

  • Tahmin edilebilir
    bir sistem varsayar.

Ama:

  • Kuantum belirsizlik ilkesi bu süreci rastgeleliğe çeker.

  • Big Bang evrenin ezelîliğini çökertir.

  • Modern fizik, evrimi sürdürecek zorunlu bir mekanizmayı tanımaz.

♻ O zaman soruyoruz:
Mutasyon neden oluşur? Cevap yok.
Neden seçilir? Cevap yok.
Bu sürecin yönü nedir? Cevap yok.

5. Kelâmî Son Darbe: Fail Olmadan Fiil Olmaz

Kelâm ilminde temel ilke:

Her hâdis, bir muhdis ister.

Her fiil, bir fail ister.

Evrim teorisi bu ilkeye aykırıdır. Çünkü:

  • Süreç var der ama yaratan yok.

  • Düzen var der ama düzenleyici yok.

  • Kanun var der ama kanun koyucu yok.

Bu, tabiatı “ilah” yapmaktır.
Oysa Allah, hem ilk yaratıcıdır hem de her an yaratandır.
Kur’an der ki:
 “O, her an bir yaratış içindedir.” (Rahman, 29)


6. Evrim Teorisi Determinizmle Birlikte Gömülmüştür

Bugün artık aklen, ilmen ve kelâmî olarak şunlar kesindir:

✅ Evrim, ancak determinist bir evrende işler gibi görünüyordu.
❌ Ama bu evren modeli çöktü.
❌ Dolayısıyla evrim, fizikî dayanağını kaybetmiştir.
❌ Faili olmayan bir sistem olamayacağına göre, evrim bir ideolojik kurgudur.
✅ Geriye kalan tek açıklama: Her şeyi her an Allah yaratmaktadır.


🔍 Peki O Zaman: Determinizm Çökünce Evrimi Niye Hâlâ Savunuyorsunuz?

Bilimsel zemini çöken bir teoriyi hâlâ kutsal metin gibi savunmanızın sebebi bilim değil, aşağıdaki ideolojik gerekçelerdir:

❌ 1. Çünkü Allah’ı kabul etmek istemiyorsunuz.

“Yaratıcı var” demek; hesap var demektir.
“Yaratılmışız” demek; kulluk var demektir.
“Sanat varsa sanatkâr vardır” demek; secde demektir.

Ve siz, ilminizle değil; kibir ve nefretinizle bu secdeden kaçıyorsunuz.


❌ 2. Çünkü başka bir materyalist açıklamanız yok.

  • Madde, kendi başına bilgi, bilinç ve amaç üretemez; bunu biliyorsunuz.

  • Ama yaratıcıyı da kabul edemiyorsunuz.

“Yine de evrim!”

“Mutasyonlar yaptı!”

“Doğa seçti!” de diyerek mantığı, bilimi, ahlâkı rafa kaldırıyorsunuz.

❌ 3. Çünkü evrim sizin seküler hayat tarzınızın teminatıdır.

  • Aileyi, ahlâkı, dini, hatta cinsiyeti “evrimsel kurgu” ilan ederek değersizleştiriyorsunuz.

  • Evrim yıkılırsa; ideolojik söylemlerinizin temeli de çöker.

“Evrim sayesinde; Allah’ı, dini, kitabı, helal-haramı “biyolojiyle susturduğunuzu” zannettiniz.

Ama olmadı. Çünkü:

Ne Kur’an sustu…
Ne kelâm sustu…
Ne de ilmî gerçekler sizin yalanlarınıza susacak kadar körleşti.

❌ 4. Çünkü evrim sizin dininizdir.

  • Yaratıcıyı reddedip doğayı kutsayan bir sahte dindir bu.

  • Faili olmayan, ama hikmetli işleyen bir sistemi savunuyorsunuz.

  • Mucizeyi inkâr edip, mucizeden daha mucizevi tesadüflere inanıyorsunuz.

Siz akılcı değil, ideolojik dogmatiksiniz.

Ve bugün, o dogma tüm temelleriyle birlikte yıkılmıştır.


🔨 Öyleyse Son Söz:

Evrimi artık sadece cahiller ve inatçılar savunabilir.

Çünkü:
– Bilim onu reddetti,
– Felsefe temelsizliğini gösterdi,
– Kelâm onu çürüttü.

Geride kalan sadece inat ve ideolojik körlüktür.

Kendi kendine var olan bir DNA,
Tesadüfen kodlanmış bir genetik sistem,
Kör mutasyonla ortaya çıkmış bir bilinç…
Bunların hiçbirini ne laboratuvarınızda gösterebildiniz,
Ne matematiksel olarak açıklayabildiniz,

Ne de felsefi olarak tutarlı hâle getirebildiniz.


🔬 Modern bilim diyor ki: Evrenin bir başlangıcı var.
🔬 Kuantum diyor ki: Süreçler belirsiz ve gözlemciye bağlı.
📖 Kelâm diyor ki: Fail olmadan fiil olmaz.

Ve siz hâlâ diyorsunuz ki:

“Canlılık tesadüfen oluştu.”

İşte bu cümle, hem aklın, hem mantığın, hem bilimin, hem de imanın alay ettiği bir cümledir.


📌 Bugün hakikat açıktır:

Allah, El-Muhyî olarak hayat verir.
Allah, El-Hâlık olarak yaratır.
Allah, El-Mukaddir olarak her şeyi takdir eder.

Ve siz, ne yaparsanız yapın, bu yaratılış gerçeğinden kaçamazsınız.




7. Canlılık ve Bilinç: Qualia, Ruh ve Maddenin Aşılması

Bilim, gözlemlenebilir nesneleri ve fiziksel süreçleri açıklayabilir. Ancak insan deneyiminin en mahrem boyutu olan qualia (nitel deneyim) açıklanamaz:

  • "Kırmızı”yı görmek nasıl bir histir?

  • Acı çekmek ne demektir?

  • Bir melodi ruhu nasıl sarsar?

  • "Ben” dediğimiz bilinç nedir ve nerede?

Beyindeki elektrik sinyallerinin böyle öznel deneyimler üretmesi ne fizikî olarak zorunludur, ne de açıklanabilir.

📌 Örnek: Beyne aynı sinyal gidiyor ama herkes “aynı kırmızı”yı algılıyor. Bu eşleşme, fizikî bir zorunluluk değildir.

Bu noktada:

  • Ne sinir hücreleri,

  • Ne kimyasal tepkimeler,

  • Ne de evrimsel süreç,

...“kırmızılığı hissettik” diyemez. Çünkü bilgi değil, deneyim vardır. Bu da ancak madde dışı bir cevher ile açıklanabilir.

✅ Kelâm, bu cevheri "ruh" olarak tanımlar.
✅ Ruh, bedene üflenir; algılar ruhla bütünleşerek anlam kazanır.

O hâlde:

  • Bilinç ve deneyim sadece maddeyle açıklanamaz.

  • Ruhun varlığı, hem epistemolojik hem ontolojik olarak zorunludur.

  • Evrim bu konuda tamamen çaresizdir.


8. Tohumdan Ağaca: Artık “Kendiliğindenlik” Bitti!

Geçmişte determinist sistem şunu diyordu:

“Toprağa tohum düşerse, belli bir süreç sonunda zorunlu olarak filizlenir.
Güneş ışığı + su + mineral = ağaç oluşur.

Bu, fiziksel bir zorunluluktur.”

Ama artık ne kuantum ne Big Bang bu zorunluluğu doğrulamıyor.
Aksine, modern bilim şunu diyor:

  • Hiçbir olay “kendi kendine” zorunlu şekilde ortaya çıkmaz.

  • Her bir sonuç, sebeplerle bağlı gibi görünse de, sebep-sonuç ilişkisi mutlak değildir.

  • En küçük seviyede dahi gözlemci etkisi, olasılık, kesinti ve belirsizlik vardır.

📌 O hâlde tohumun çatlaması, kök salması, dal vermesi…

Artık “zorunlu doğal süreçler” değil, her an Allah’ın yaratmasıyla mümkündür.

Vâkıa Suresi Bu Gerçeği 1400 Yıl Önce Söylemişti:

"Ektiğiniz tohuma baksanıza! Siz mi onu yetiştiriyorsunuz, yoksa Biz mi?"
(Vâkıa, 56/63–64)

"Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Şaşar kalırdınız."
(Vâkıa, 56/65)

Bu ayetler, doğadaki her sürecin:

  • Görünüşte sebep-sonuçla bağlı olduğunu,

  • Ama aslında Allah’ın kudret eliyle her an idare edildiğini bildirir.

Determinizmin çökmesiyle birlikte artık bu ayet,

❗ Hem ilmi, hem felsefi, hem kelamî olarak apaçık ortadadır.


En'âm Suresi'nden Kelâmî Delil:

“Onlar, Allah'a cinlerden de ortak koştular. Halbuki onları yaratan O'dur. Bilgileri olmadan O'na oğullar, kızlar uydurdular. O'nun şânı onların uydurdukları sıfatlardan münezzeh ve yücedir.”
(En'âm, 6/100)

Bu ayet, hem o dönemin müşriklerinin hem de modern çağda doğaüstü varlıklara, kuvvetlere ve tabiat ötesi güçlere ilahi nitelik yükleyenlerin batıl inançlarını hedef alır. Cin, melek, tabiat gücü, ruhani cevher fark etmeksizin Allah’ın yaratığı olan bu varlıklara kudret atfedilemez. Bu ayet, yaratılmış olanların asla yaratıcı olamayacağını ilan eder.

“O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır. O'nun bir eşi olmadığı halde nasıl bir çocuğu olabilir? Halbuki her şeyi O yarattı. O her şeyi hakkıyla bilendir.”
(En'âm, 6/101)

Bu ayet, Allah’ın yaratışında hiçbir örneğe, modele ve benzerliğe ihtiyaç duymadığını; yaratmanın O’na özgü, zatî bir fiil olduğunu bildirir. Ne “doğurma” gibi beşerî bir faaliyetle ne de “benzerlik” temelinde bir ilişkiyle Allah’a ortak koşulamaz. Allah her şeyin hem ilk yaratıcısı hem de her an yaratmaya devam edendir.

“İşte sizin Rabbiniz Allah. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O'na kulluk edin. O her şeye vekil (her şeyi yöneten, görüp gözeten)dir.”
(En'âm, 6/102)

Burada yaratmanın yalnızca Allah’a ait olduğu, başka hiçbir gücün – ne tabiatın, ne sebeplerin, ne de tesadüflerin – gerçek bir yaratıcı olmadığı kesin olarak bildirilmiştir. Aynı zamanda Allah’ın sadece ilk sebep değil, her şeyin işleyişini gözeten ve yöneten Vekîl olduğu da vurgulanmıştır.

❗ Bu ayetler, sadece kelâmî değil, aynı zamanda ontolojik bir reddiyedir. Allah’tan başka yaratıcı kabul eden her düşünce – ister politeist ister deist isterse materyalist olsun – açık bir şekilde reddedilmiştir.

❗ Bu da evrim teorisinin, yaratma kudretini Allah’tan alıp tabiata verdiği için, açıkça batıl olduğunu ortaya koyar.



9. Enerji – Madde – Heyûlâ: Sonsuz Olamazlar



Bazıları, maddeyi “yoktan yaratma” fikrini kabul etmeyip, onun enerjiden türediğini öne sürer. Ancak bu açıklama kelâmî ve mantıkî olarak tutarsızdır:


  1. Enerjinin kaynağı nedir?
    • Enerji de varlıktır. Varlık ya ezelîdir ya hâdistir. Ezelî olduğu söylenemez çünkü değişim gösterir.

  2. Enerji-madde dönüşümü nedensiz değildir.
    • E=mc² dönüşümü bir şartla gerçekleşir. Dış müdahale gerekir. Bu, bir “fail” ister.

  3. Enerji bilinçli değildir.
    • DNA gibi kod sistemleri, bilinçsiz enerjiyle açıklanamaz.

  4. Sonsuz varlık sabit olmalıdır.
    • Değişen her şey hâdistir. Sonsuz olan değişmez; ancak Allah bu vasfa sahiptir.

  5. Aristo’nun heyûlâ anlayışı geçersizdir.
    • Heyûlâ da mümkündür. Mümkin olan ise kendiliğinden var olamaz.
    • Fahreddin er-Râzî’nin ifadesiyle: “Her mürekkeb hâdistir. Ezelî olan yalnız Ehâd’dır.”



🔨 O hâlde enerji, madde veya heyûlâ; fark etmez. Hepsi yaratılmıştır. Sonsuz ve kendi kendine var olan tek Zat Allah’tır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...