Allah’ın Ayetlerine Yolculuk: Çabayla Açılan Kapılar
Göklerin derinliği, atomun inceliği ve insanın aklı arasında ilahi bir bağ vardır. Bu bağ, Allah'ın kevnî ve kitabi ayetlerini anlamak isteyen kul için bir keşif yolculuğudur. Bu yolculuk, sadece bilimsel bir arayış değil; kalbî, zihnî ve varoluşsal bir arınmadır.
1. Sınırlı Bilgi, Sonsuz Kudret
Kur'ân, insanın ilim yolculuğuna şu ayetle şerh düşer:
"Sana ruh hakkında soruyorlar. De ki: Ruh Rabbimin emrindendir. Size ilimden ancak az bir şey verilmiştir."
— İsrâ 85
Bu, insanın her şeyi bilemeyeceğini; fakat bileceği kadarının da ona Allah tarafından öğretildiğini bildirir. Yani bilgi, nefsin gururu için değil; Hakkı tanımak içindir.
2. Bilgi Çabamız Bir Duadır
Bizler, sadece oturup vahiy beklemeyiz. Aynı zamanda çalışır, okur, gözlemler ve tefekkür ederiz. Bu aktif gayret, aslında bir dua gibidir:
"İnsan için ancak çalıştığı vardır."
— Necm 39
Lakin bu çabanın neticeye ulaşması, sadece gayretle değil; Allah'ın lütfuyladır:
"Allah, dilediğini doğru yola iletir."
— Bakara 213
Demek ki ilim bir kazçı kazancı gibi kazanılmaz, aynı zamanda bir rahmet olarak verilir.
3. Ayetlere Bakan Göz Olmak
Kur’an, çoğu insanın delillerin yanından geçip gittiğini ama görmediğini bildirir:
"Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, insanlar onların yanından geçip giderler de yüz çevirirler."
— Yûsuf 105
Bundan anlaşılır ki mesele karşılaşmak değil; ayet olarak okuyabilmektir. Yani bilimsel bir veriyi sadece analiz eden değil, o veride Allah’ın sanatını gören bir nazarla bakmaktır.
Bu, aklın ve kalbin birlikte çalışmasını gerektirir.
4. Bilim, Vahyin Hizmetinde Olursa Hakikat Çıkar
Modern insanın yanılgısı şudur: Bilgiyi mutlaklaştırmak. Hâlbuki bilgi ancak vahyin hizmetine girerse marifetedönüşür. Aksi takdirde, karanlıkta kibrit yakmak gibidir: İlk anda aydınlatır, ama sonra karanlığa göz kısılır.
Mü'min, bilgiyi Allah’ın kudretini, ilmini ve iradesini tanımak için bir merdiven kılar. Böylece hem kendi yakînini artırır, hem de diğerlerine ayetleri gösterir.
5. Ayetler Arasında Gezen İnsan
Bugün bir müslüman:
Mikroskopla atomun derinliğine iner,
Teleskopla galaksilere bakar,
Kur'an'la hakikatin merkezine varır.
Bu yolculuk, "ayetler arasında gezen bir seyyah" olma yolculuğudur. Her yeni bilgi, ona yeni bir secde vesilesi olur:
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, aklını kullananlar için elbette ibretler vardır. Onlar ayakta, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı zikreder, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler ve derler ki: Rabbimiz! Sen bunları boş yere yaratmadın, seni tesbih ederiz!"
— Âl-i İmrân 190–191
Sonuç:
Biz, her şeyi bilemeyiz. Ama bildiklerimizle Her şeyi Bilen'i tanıyabiliriz.
Biz, her yere varamayız. Ama vardığımız her yerde Allah’ın ayetlerini görebiliriz.
Biz, kudret sahibi değiliz. Ama çabamızla kudret sahibine secde edebiliriz.
Bu da yetmez mi?
Yorumlar
Yorum Gönder