Ana içeriğe atla

📜 Anlamın Sömürgeleştirilmesi ve Batı’nın Kavram Sömürüsü: Bölüm 5 - Siyaset: Demokrasi mi, Hegemonya mı?

 📜 Anlamın Sömürgeleştirilmesi ve Batı’nın Kavram Sömürüsü: Bölüm 5 - Siyaset: Demokrasi mi, Hegemonya mı?

🔥 Giriş: Demokrasinin Sahte Tacı
Batı, demokrasiyi “halkın yönetimi” diye göklere çıkarır, özgürlüğün ve adaletin teminatı gibi sunar. Ama gerçekte ne var? Herifler her şeyi kendi çıkarlarına göre eğip büküyorlar. Demokrasi dedikleri, çoğu zaman Batı’nın küresel hâkimiyetini sürdürmenin bir kılıfı. Ne hak tanırlar, ne ölçü dinlerler. Ellerine geçen her kavram gibi, demokrasiyi de kendi çıkarlarının sopası yaptılar. Peki, demokrasi gerçekten halkın iradesi mi, yoksa Batı’nın hegemonyasını dayatma oyunu mu? Bu sahtekârlığı deşifre edelim.

🧠 1. Demokrasinin Sömürgeleştirilmesi: Halktan Hegemonyaya
Batı, demokrasiyi tarih boyunca kendi çıkarlarına göre şekillendirdi:
  • Antik Yunan’dan Aydınlanma’ya: Demokrasi, sadece elitlere hizmet eden bir sistemdi. Köleler, kadınlar, yabancılar “halk” sayılmazdı.
  • Sömürgecilik Dönemi: Batı, demokrasi vaadiyle sömürgelerde kukla rejimler kurdu. “Halkın iradesi” dediler, ama kaynakları yağmaladılar.
  • Modern Çağ: Demokrasi, Batı’nın jeopolitik çıkarlarını meşrulaştırmanın aracı. İşine gelmeyen hükümetler darbeyle devrilir, “demokrasi getiriyoruz” diye işgaller düzenlenir.
Batı’nın demokrasisi, halkın değil, güçlünün iradesine hizmet eder. “Evrensel” dedikleri bu sistem, sadece Batı’nın çıkarlarına uyarsa makbuldür.

🎭 2. İkiyüzlülük: Demokrasi Kılıfıyla Diktatörlük
Batı, demokrasiyi savunur gibi görünür, ama işine gelmediğinde maske düşer:
  • Darbe Destekçiliği: Mısır’da Mursi halkın oyuyla seçildi, ama Batı destekli darbe onu devirdi. Demokrasi? Sadece işlerine gelirse.
  • Seçici Öfke: Venezuela’da seçimlere “hileli” derler, ama Suudi Arabistan’ın monarşisine ses çıkarmazlar. Neden? Petrol ve müttefiklik.
  • Medya Manipülasyonu: Batı medyası, “demokrasi” adına hükümetleri karalar, ama kendi ülkelerindeki yolsuzlukları, oligarşiyi görmezden gelir.
Bu ne demek? Demokrasi, Batı’nın elinde bir ilke değil, bir araç. Kendi çıkarlarına uyarsa “demokrasi”, uymazsa “diktatörlük” yaftası hazır.

🧨 3. Demokrasinin Araçsallaştırılması: Güçlünün Sopası
Batı, demokrasiyi bir hegemonya silahı yaptı:
  • İşgaller: Irak, Afganistan, Libya… “Demokrasi getirelim” dediler, milyonlar öldü, ülkeler kaosa sürüklendi.
  • Ekonomik Baskı: IMF, Dünya Bankası gibi kurumlar, “demokratik reform” şartıyla ülkeleri borç batağına sürükler. Sonuç? Bağımlılık.
  • Kültürel Dayatma: Batı, demokrasiyi “tek doğru yönetim” diye dayatır. İslamî yönetim modelleri? “Geri” ve “tehlikeli”.
Demokrasi, Batı’nın elinde bir tuzak: Sana “özgürce seç” der, ama seçenekleri o belirler. Halkın iradesi değil, Batı’nın çıkarları kazanır.

👑 4. Epistemik Sömürgecilik: Siyasetin Anlamını Çalmak
Batı, demokrasinin anlamını gaspedip kendi çıkarlarına göre yeniden yazdı:
  • Seküler Demokrasi: Tanrı’nın otoritesini dışlar, sadece insan iradesini tanır. Ama bu irade kimin? Güçlü olanın.
  • Batı Merkezli Tanımlar: Şura, meşveret gibi İslamî yönetim ilkeleri “demokratik” sayılmaz, ama Batı’nın sistemi “evrensel”.
  • Seçici Meşruiyet: Batı, kendi müttefiklerini “demokratik” sayar, ama işine gelmeyen hükümetleri “otokrat” ilan eder.
Bu, epistemik sömürgeciliktir. Batı, siyasetin ve meşruiyetin ne olduğunu tanımlama tekelini ele geçirdi. Müslüman, “Halkın iradesi Allah’ın nizamıyla uyumlu olmalı” dediğinde “teokrat”; Batılı, “Halk ne derse doğru” dediğinde “demokrat” olur.

✊ 5. Ne Yapmalı? Hakiki Siyaseti İnşa Etmek
Demokrasiyi Batı’nın sahte tanımından kurtarmak için:
  • Vahye dayanalım: İslam, siyaseti adalet, merhamet ve meşveret üzerine kurar. Hz. Ebubekir’in “Bana itaat edin, ama Allah’a isyan edersem itaat etmeyin” sözü, hakiki siyasetin rehberidir.
  • Çarpıtmaları ifşa edelim: Batı’nın “demokrasi”si kimi güçlendiriyor? Sorgulayalım: “Bu kimin çıkarına?”
  • Kendi modelimizi savunalım: Şura, adalet, emanet…ទ… Bunlar evrensel değerlerdir, Batı’nın liberal demokrasisine mahkûm değiliz.
İslam, siyaseti nefsine değil, Allah’ın nizamına göre tanımlar. Hz. Ömer’in “Haksızlığa boyun eğen, Allah’tan korkmaz” sözü, siyasetin ahlaki omurgasını gösterir. Batı’nın sahte demokrasisine karşı, bu mirası diriltmeliyiz.

🔥 Son Söz: Siyasetin Asası
Batı, demokrasiyi çaldı, içini boşalttı, kendi hegemonyasının oyuncağı yaptı. Ama hakikat kimsenin tekelinde değil. Siyaset, adaleti ve merhameti hakim kılmanın yoludur; Batı’nın çıkarlarının kılıcı değil.
Bir Musa çıkacak. Ve o, Firavun’un elinden siyasetin asasını geri alacak, inşallah.
📌 Sıradaki Bölüm: Anlamın İşgali - Kavramlar Nasıl Çalındı?
Batı, kavramları çalıp anlamlarını nasıl kirletti? Özgürlük, ahlak, bilim, insan hakları, demokrasi… Hepsi nasıl bir sömürü aracına döndü? Söyle, devam edelim!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...