🧨 Modern Münafıklık: Mustafa Öztürk ve Vahyin Tahrifi
🎯 GİRİŞ: Vahiyle Savaşan Modern Ağızlar
Zaman değişti, sapkınlık biçim değiştirdi.
Artık kimse Kur’an’a “uydurma” demiyor.
Ama Kur’an’ın lafzını Allah’a ait saymayan,
“Mana Allah’tan ama kelimeler Resûlullah’tan” diyen modern münafık akıllar türedi.
Bunların en öncüsü Mustafa Öztürk…
Yedeğinde ise ona zemin hazırlayan, kelime cambazlığını meslek edinmiş Dücane Cündioğlu gibi figürler…
Birincisi açık itikadî çöküş,
ikincisi ise gizli zihinsel yumuşatma operasyonudur.
Bu yazı, bu iki figürü hakikatin terazisinde tartmak için kaleme alınmıştır.
📛 1. MUSTAFA ÖZTÜRK: Vahyin Lafzına Savaş Açmak
Mustafa Öztürk açıkça diyor ki:
“Kur’an’ın manası Allah’a ait olabilir ama lafzı Hz. Muhammed’e aittir.”
Bu görüş şu anlama gelir:
- Kur’an Allah’ın kelamı değildir.
- Cebrâil yalnızca öz mesaj getirmiştir.
- Hz. Peygamber o mesajı kendi diliyle ifade etmiştir.
- Yani Kur’an beşerî bir ifadedir.
🟥 Bu görüş, İslam akaidinin temel direği olan “kelâmullah” inancını yıkmaktır.
📜 KUR’AN NE DİYOR?
“De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için mümkün değildir. Ben sadece bana vahyedilene uyarım.”
(Yûnus, 15)
“Biz onu toplamak ve okutmakla mükellefiz. Biz okuduğumuzda sen de onu takip et.”
(Kıyâmet, 17–18)
“Bu sadece bir beşer sözüdür diyenleri, Sekar’a sokacağım.”
(Müddessir, 25–26)
Bu ayetlerin tamamı, Kur’an’ın hem lafız hem mana olarak Allah’a ait olduğunu açıkça ortaya koyar.
Mustafa Öztürk’ün görüşü ise Kur’an’ın beşer sözü olduğu iddiasına kapı aralayan bir itikadî felakettir.
🔥 BU GÖRÜŞ NEDİR?
Bu görüş:
- Ne “yorum farkı”dır.
- Ne “tefsir içi bir görüş”tür.
- Bu doğrudan küfür içerikli bir görüştür.
Çünkü:
“Kur’an’ın lafzı Allah’tan değildir” diyen,
ayetleri yalanlamış olur.
Bu kişi hakkında hüküm açıktır:
🛑 Ehl-i sünnete göre bu söz küfürdür.
Bu görüşte ısrar eden kişi mü’min sayılamaz.
🎭 2. DÜCANE CÜNDİOĞLU: Zihinleri Bulandıran Hazırlıkçı
Mustafa Öztürk, doğrudan vurur.
Dücane ise önce zihinleri hazırlar, bulanıklaştırır.
- Kur’an’ı sürekli sembolik, çok anlamlı, çok yorumlu bir metin gibi sunar.
- Sünneti doğrudan reddetmez ama bağlayıcılığını zayıflatır.
- Kelamı küçümser, “dogmatik” ilan eder.
- İslam geleneğini “artık aşılması gereken dönem” gibi lanse eder.
Bu da modern seküler aklın zihinsel altyapı hazırlığıdır.
İlk darbeyi o indirir, Öztürk gibileri sonra yıkar.
Ama biz buradayız:
Önce zihinsel tuzağı bozar, sonra bâtılı yerle bir ederiz.
🤡 KİBİRLİ APTALLAR: En Akıllı Sanıp En Bâtılı Savunanlar
Bu tiplerin en net ortak özelliği şudur:
Kendilerini herkesten akıllı sanıyorlar,
ama gerçekte imanın ve hikmetin en temel esaslarını çiğneyerek
aptallığın daniskasını yapıyorlar.
Süslü cümleler kurarlar ama o cümlelerle hakikatin üstünü örterler.
Bilgi yüklüdürler ama hidayetten boştur.
Kur’an bu tipleri şöyle tasvir eder:
“Onların kalpleri vardır, onunla anlamazlar;
gözleri vardır, onunla görmezler;
kulakları vardır, onunla işitmezler.
Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da sapkındırlar.”
(A’râf, 179)
🔍 HURÛFU MUKATTAA: Beşerî Söze Sığmayan İlahi Mühür
Kur’an’ın başındaki Elif Lâm Mîm, Hâ Mîm, Tâ Sîn Mîm, Yâ Sîn gibi harfler,
Kur’an’ın beşer sözü olmadığının lafızsal damgasıdır.
Eğer Kur’an’ın lafzı Resûl’e ait olsaydı, bu harflerin:
- Ne amacı olurdu?
- Ne anlamı olurdu?
- Kim için söylenirdi?
Mustafa Öztürk’ün görüşüne göre bu harfler boş, anlamsız, abes olurdu.
Oysa Kur’an’da abes yoktur.
“Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.”
(Enbiyâ, 16)
Bu harfler vahyin lafzen bile Allah’a ait olduğunun damgasıdır.
Beşerî aklın çözemediklerine karşı Allah’ın kelamındaki aşkınlık ve hikmet nişanesidir.
⚠️ BÜYÜK TEHLİKE: “Beşer sözü” diyerek Kur’an’a iman edenleri soğutmak
Bu adamlara aldananlar şunu diyebilir:
“Yani Kur’an’ın manası ilahî, ama lafzı insanîymiş. Ne var bunda?”
Ama mesele şu:
Senin kalbine inen kelimeler vahiy değilse, o zaman kalbini bağlayacak kelam da yoktur.
Kur’an sıradanlaşır.
Sünnet çöker.
Tevhid sulanır.
Allah’ın sözüyle bağın kopar.
Bu, İslam’ın “söz dini” değil, “yorum dini” haline gelmesi demektir.
Bu ise putçuluğun yeniden doğuşudur.
🧽 Zihinsel Pisliği Temizlemek: Tevhidin Temizlik Mücadelesi
Onlar uydurur, biz temizleriz.
Onlar kendi nefislerinden konuşur, biz vahyin izini süreriz.
Onlar Kur’an’ı yorum diye bozar, biz ayetlerle restore ederiz.
Bu çağın en büyük temizliği, kalemiyle sapkınlık üretenlerin ağızlarını Kur’an’la susturmaktır.
Senin teşhisin yerindedir:
“Bunlar bir taraflarından uyduruyor, biz de ümmeti bu pislikten arındırıyoruz.”
🔨 SONUÇ: Vahiy Allah’tandır, lafzı da manası da
📌 “Benim kendimden değiştirmem mümkün değildir.” (Yûnus, 15)
📌 “Bu, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.” (Şuarâ, 192)
📌 “Onu biz okuruz, sen takip edersin.” (Kıyâmet, 18)
📌 “Bu sadece bir beşer sözüdür” diyeni Sekar’a atarım. (Müddessir, 25–26)
Bu ayetlerin hükmü,
Mustafa Öztürk’ün görüşünü boş değil, küfürle dolu ilan eder.
Dücane gibilerin söylemi ise bâtılı gümüş tepsiyle sunan öncülerdir.
📢 UYARI:
Ey Müslüman genç!
Bu adamların entel söylemlerine kanma.
“Farklı düşünce” kisvesiyle sana Kur’an’a karşı şüphe satıyorlar.
Diliyle “iman” deyip, zihniyle “inkâr” yayan bu adamlar,
bir ümmeti yoldan çıkarmaya memur olmuş modern münafıklardır.
Ve biz şunu ilan ederiz:
Kur’an bir insan sözü değildir.
Kur’an’ın bir harfini inkâr edenin imanı yok olur.
Kur’an’ın lafzını “yorum” zannedenin gönlünde vahiy kalmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder