Kalbe Dokunan Satırlar - 15
Kalbin Vardığı Yer – Tevekkülle Teslimiyet
Yazan: Abdullah Kuloğlu
İnsan bazen çok şey yaşar.
Kırılır, yıkılır, bekler, ağlar, susar…
Ama bir noktada şunu fark eder:
“Benim elimden gelen bitti. Şimdi Allah’ın dilediği olacak.”
İşte o anda kalp, aradığı yere varır.
Yani teslimiyete.
Ve orada sessiz bir huzur başlar:
Tevekkül.
Tevekkül: Kalbin En Derin Secdesi
Kur’an şöyle buyurur:
“Kim Allah’a tevekkül ederse, O ona yeter.”
(Talâk, 3)
Bütün işler karışabilir…
İnsanlar terk edebilir…
Planlar bozulabilir…
Ama Allah’a dayanan bir kalp,
hiçbir zaman yıkılmaz.
Teslimiyet: Güçsüzlük Değil, Gücün Kaynağına Yaslanmaktır
Teslim olmak zayıflık değildir.
Kendi aczini bilip, kudretin sahibine sığınmaktır.
“Allah kuluna kâfi değil mi?”
(Zümer, 36)
Dünyaya karşı yorgun ama Allah’a karşı tevekkülle dolu bir kalp,
en sağlam kaledir.
Peygamberlerin Duruşu: Tevekkülün Zirvesi
Hz. İbrahim (a.s) ateşe atılırken sadece şunu dedi:
“Hasbiyallahu ve ni‘mel vekîl.”
“Allah bana yeter, O ne güzel vekildir.”
O teslimiyet, ateşi serin kıldı.
Çünkü Allah’ın yardımının gelmesi için
önce kalbin teslim olması gerekir.
Tasavvuftan Bir Hikmet:
“Tevekkül, köprüden geçmeden önce değil; altına düştüğünde Allah’a sarılmaktır.”
Yani işler yolundayken değil,
her şeyin dağıldığı anda
kalbin Allah’a sıkıca tutunmasıdır tevekkül.
Ve o anda, en derin huzur doğar.
Son Söz: Kalbin Vardığı Yer, Allah’ın Katıdır
Bunca yazıda kalbin neyle dolduğunu, neyle kırıldığını, neyle iyileştiğini anlattık.
Ve şimdi vardığımız yer:
Kalbin gerçek huzuru,
Allah’a dayanması ve O’na teslim olmasıdır.
Ne yaşarsan yaşa…
Sonunda şöyle diyebiliyorsan:
“Rabbim bana yeter.”
Kalbin doğru yere varmış demektir.
Yorumlar
Yorum Gönder