📜 Anlamın Sömürgeleştirilmesi ve Batı’nın Kavram Sömürüsü: Bölüm 3 - Özgürlük: Sınır mı, Sınırsızlık mı?
Anlamın Sömürgeleştirilmesi ve Batı’nın Kavram Sömürüsü: Bölüm 3 - Özgürlük: Sınır mı, Sınırsızlık mı?
Batı, özgürlüğü göklere çıkarır, insanlığın nihai hedefi gibi sunar. Ama işin aslı? Herifler her şeyi kendi çıkarlarına göre eğip büküyorlar. Özgürlük dedikleri, çoğu zaman nefsine kölelikten başka bir şey değil. Ne hak tanırlar, ne ölçü dinlerler. Ellerine geçen her kavram gibi, özgürlüğü de kendi hâkimiyetlerinin kılıfı yaptılar. Peki, özgürlük sınır tanımaz bir heva mı, yoksa hakikate bağlı bir sorumluluk mu? Batı’nın “özgürlük” masalını deşifre edelim.
Batı, özgürlüğü tarih boyunca kendi çıkarlarına göre tanımladı:
- Aydınlanma Çağı: Özgürlük, kilisenin zincirlerinden kurtulmak diye pazarlandı. Ama sonuç? Akıl putlaştırıldı, vahiy dışlandı.
- Liberalizm: Bireyin her istediğini yapması “özgürlük” oldu. Sınır? Sorumluluk? Bunlar “baskı” sayıldı.
- Modern Çağ: Özgürlük, hazcılığın ve bireyciliğin kutsal ineği. İffet, namus, aile gibi değerler “özgürlüğe engel” diye yaftalandı.
Batı’nın özgürlüğü, hakikate hizmet etmez; nefsin ve güçlünün arzularını meşrulaştırır.
Batı, özgürlüğü savunur gibi görünür, ama sadece kendi çıkarına uyarsa:
- İfade Özgürlüğü: Siyonizm’i eleştir, işinden ol, hapse gir. Ama İslam’a hakaret et, “kahraman” ol.
- Kadın Özgürlüğü: Başörtüsü takmak “baskı”, çıplaklık “özgürlük”. Kadını metalaştırmak serbest, iffeti savunmak yasak.
- Bireysel Haklar: LGBTI sapkınlığı “özgürlük” diye korunur, ama aileyi savunanlar “homofobik” diye linç edilir.
Bu ne demek? Batı’nın özgürlüğü, evrensel bir ilke değil, kendi ideolojisini dayatma aracı. Özgürlük, sadece Batı’nın değerlerine uyarsan var; aksi halde “gericilik”.
Batı, özgürlüğü bir sopa gibi kullanır:
- Sömürgecilik: “Özgürlük” vaadiyle Afrika, Asya işgal edildi. Yerli halklar köleleştirildi, “medenileştirme” adına.
- Kapitalizm: “Ekonomik özgürlük” dediler, ama sonuç? Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul. Özgürlük, sadece parası olanın.
- Kültürel Hegemonya: Hollywood, medya, pop kültür… Batı’nın “özgürlük” anlayışı, ahlaksızlığı ve hazcılığı evrensel kıldı.
Özgürlük, Batı’nın elinde bir tuzak: Sana “özgürsün” der, ama seni kendi sistemine kul eder.
Batı, özgürlüğün anlamını gaspedip kendi çıkarlarına göre yeniden yazdı:
- Bireycilik: Özgürlük, topluma ve sorumluluğa karşı bireyin her arzusunu tatmin etmesi oldu.
- Sekülerizm: Özgürlük, Tanrı’nın emirlerinden “kurtulmak” diye tanımlandı. Ama sonuç? İnsan, nefsine ve sisteme köle.
- Kültürel Dayatma: Batı dışı toplumların özgürlük anlayışları (örneğin İslam’daki cemaatle özgürlük, Allah’a kullukla özgürlük) “baskı” diye damgalandı.
Bu, epistemik sömürgeciliktir. Batı, özgürlüğün ne olduğunu tanımlama tekelini ele geçirdi. Müslüman, “Ben Allah’a kul olarak özgürüm” dediğinde “yobaz”; Batılı, “Her arzumu yaşarım” dediğinde “özgür” olur.
Özgürlüğü Batı’nın çarpık tanımından kurtarmak için:
- Vahye dayanalım: İslam’da özgürlük, Allah’a kullukla başlar. Nefse, sisteme, hevaya kölelikten kurtulmaktır.
- Çarpıtmaları ifşa edelim: Batı’nın “özgürlük” dediği, kimi özgür kılıyor? Sorgulayalım: “Bu kimin çıkarına?”
- Sorumlulukla tanımlayalım: Özgürlük, sınırsızlık değil, hakikate ve topluma karşı sorumluluktur.
İslam, özgürlüğü nefsine esaretle değil, Allah’a teslimiyetle tanımlar. Hz. Ömer’in “Ne zamandan beri insanları köleleştiriyorsunuz, oysa anneleri onları hür doğurdu” sözü, hakiki özgürlüğün manifestosudur. Batı’nın haz tuzağına karşı, biz bu mirası diriltmeliyiz.
Batı, özgürlüğü çaldı, içini boşalttı, nefsine köleliğin maskesi yaptı. Ama hakikat kimsenin tekelinde değil. Özgürlük, Allah’ın insana bahşettiği bir emanettir; Batı’nın ideolojik oyuncağı değil.
Bir Musa çıkacak. Ve o, Firavun’un elinden özgürlüğün asasını geri alacak, inşallah.
Batı, insan haklarını “evrensel” diye sattı. Peki, neden Filistin’de susar, Guantanamo’da konuşmaz? Söyle, devam edelim!
Yorumlar
Yorum Gönder