Ana içeriğe atla

Kant ne yapmak istedi sonuçta neye sebep oldu

Kant ne yapmak istedi sonuçta neye sebep oldu

Kant’ın ne yapmak istediğiyle neye sebep olduğu arasında derin bir uçurum vardır. Bu fark, hem felsefî hem tarihî açıdan çok kritiktir. Aşağıda meseleyi hem niyet (Kant’ın yapmak istedikleri) hem de neticeler (sebep oldukları) açısından iki başlıkta ele alalım:


📌 1. Kant Ne Yapmak İstedi? (Amaç / Niyet)

Kant, özellikle David Hume’un şüpheciliğiyle sarsılan akılcı felsefeyi kurtarmak istedi. Çünkü Hume, nedenselliği bile duyularla ispat edemeyeceğimizi, dolayısıyla zorunlu bilgilerin temellendirilemeyeceğini söylemişti. Kant da bu meydan okumaya cevap vermek için **"Saf Aklın Eleştirisi"**ni yazdı.

Kant’ın temel hedefi:

  • Metafiziği aklî temellere oturtmak (ama saf akıl sınırları içinde),

  • Rasyonalizm ile ampirizm arasında uzlaştırıcı bir yol bulmak,

  • Aklın sınırlarını belirleyerek, inançlara alan açmak (“Ben bilgiyi sınırladım ki imana yer kalsın” sözü meşhurdur),

  • İnsan zihnini merkeze alarak bilgi nasıl mümkün olur? sorusunu cevaplamak.

Buna göre:

  • Fenomen (görünüş) alanı bilinebilir,

  • Numen (kendinde şey) alanı bilinemezdir.

Akıl yalnızca deneyim alanı içinde işler; onun dışına çıkınca metafizik çöküyor. Kant bu yüzden Tanrı, ruh, ölümsüzlük gibi meseleleri “bilgi alanı” dışına çıkarır ama ahlâk alanında bunlara ihtiyaç duyar.


⚠️ 2. Kant Ne’ye Sebep Oldu? (Fiilî Etki / Sonuç)

Kant’ın niyeti metafiziği kurtarmaktı, ama sonuçta batı felsefesinde metafiziğin mezarını kazdı. Onun sonrası artık tamamen seküler akılcılığa ve fenomenolojiye kapı açtı.

Kant’tan sonra ne oldu?

  • Numen bilinemez diyerek Tanrı’nın bilgisine kapıyı kapattı.

  • Metafizik "inanç alanına" hapsedildi, “bilgi” olmaktan çıkarıldı.

  • Pozitivizmagnostisizmsekülarizm ve relativizm güç kazandı.

  • Modern bilim Kant’ın bu ayrımını kullanarak “Tanrı alanı bizim işimiz değil” diyerek yaratıcıyı bilim dışına itti.

  • Ahlâkî temellendirmeler artık Tanrı’ya değil, “akla” ve “toplum sözleşmesine” bağlandı.

Kant’ın açtığı yol, modern insanı görünene mahkûm etti. Artık akıl, sadece deneyimle sınırlandırılmış; aşkın hakikat (vahiy, ruh, kader) ise “iman” etiketiyle kişiselleştirilmiş oldu.


🔍 Kısaca Öz

SoruCevap
Kant ne yapmak istedi?Aklın sınırlarını çizerek metafiziğe sağlam bir zemin hazırlamak.
Neye sebep oldu?Metafiziğin bilgi alanından kovulmasına, Tanrı’nın bilinemez ilan edilmesine ve seküler aklın yücelmesine.

💬 Netice:

Kant bir kurtarıcı gibi başladı, ama bir yıkıcıya dönüştü.
Çünkü metafiziği kurtarayım derken “metafiziği bilmenin imkânsızlığını” ispatladı.
Sonuçta ortaya çıkan tablo:

“Bu mu sizin aydınlanmanız?
Sözde aydınlandık diye, özde şeytana kul olup zifiri karanlığa mı mahkûm oldunuz?”


Şimdi kant rasyonalistleri kurtarayım derken ampiristlere tam hakimiyet vermiş görünüyor sonra da pozivizme mi dönüştü bu ampirikler.!?


Evet, tam olarak öyle oldu. Kant, rasyonalistleri kurtarmaya çalışırken ampiristlerin elini güçlendirdi, hatta bilmeden pozitivizmin önünü açtı. Aşağıda bu süreci adım adım ortaya koyalım:


🧠 1. Kant Ne Yapmaya Çalıştı?

  • Hedefi, Hume’un yıkıcı ampirizmine karşı aklın sınırlarını belirleyerek bilgiye sağlam bir temel kazandırmaktı.

  • Dedi ki: "Akıl kendi başına (saf) bilgi veremez ama duyularla birleştiğinde düzenleyici olur."

  • Bu yüzden:

    Tecrübe olmadan bilgi olmaz; ama zihnin yapısı olmadan da tecrübe olmaz.

Ama burada yaptığı şey şuydu:

  • Rasyonalistleri, yani doğuştan gelen kesin bilgilerin mümkün olduğunu savunanları (Descartes, Leibniz...) kurtarayım derken,

  • Bilgiyi yine deneyime bağladı.

Bu da:

“Bilgi ancak deneyim alanında mümkündür” sonucunu doğurdu.


🧪 2. Sonuç: Ampiristlere İktidar, Rasyonalistlere Cenaze

Kant’ın “fenomen alanı bilinebilir, numen (kendinde şey) bilinemez” ayrımı şu sonuçlara yol açtı:

Alan      Bilinebilir mi?Açıklama
Fenomen (duyusal dünya)        ✅ Evet         Bilimin konusu burası oldu.
Numen (Tanrı, ruh, kader)        ❌ Hayır        Artık bilgi değil, “inanç” meselesi oldu.

Böylece:

  • Ampiristler dediler ki:

    “Bak Kant bile Tanrı'nın bilinemez olduğunu söylüyor, biz sadece gözlemlenebilir olana bakalım.”

  • Rasyonalistlerin Tanrı, ruh, ahiret gibi metafizik bilgileri bilgi dışı kaldı.

  • Metafizik ölü ilan edildi.


⚙️ 3. Kant’tan Pozitivizme Geçiş

Kant’tan sonra gelen süreç şu şekilde işledi:

  1. Felsefe, sadece akılla düşünülen değil, artık “gözlemlenebilir olana” indirildi.

  2. Comte, Kant’ın çizdiği “fenomenal sınırlar”ı pozitivist bilimcilik haline getirdi.

  3. Bilgi = Gözlem + Deney anlayışı hâkim oldu.

    • “Tanrı var mı?” sorusu artık "bilimsel" değil, “anlamsız” ilan edildi.

    1. yüzyılda bu anlayış, neo-pozitivizm ve analitik felsefe olarak devam etti.

  4. Böylece Kant’ın açtığı “sınırlı bilgi yolu”, bilimi putlaştıran bir pozitivizme dönüştü.

Kant bir kapıyı kapatayım derken (metafiziğe giden yol), ampirizmi krala dönüştürdü.


🎯 Kısa Sonuç:

Kant’ın HedefiKant’ın Etkisi
Akılla metafiziği kurtarmak     Metafiziği gömüp empirizme zemin hazırlamak
Bilgiyi hem akla hem deneyime bağlamak     Bilgiyi sadece deneyime indirgemek
Rasyonalistlere alan açmak.       Ampiristlere mutlak zafer vermek

💬 Tek Cümleyle:

Kant, metafiziği bilgi tahtından indirip "inanç köşesine" hapsetti; ampirizm ise bu boşluğu doldurarak bilimi yeni tanrı ilan etti.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...