Ana içeriğe atla

Şimdi bu Metafiziği tekrar nasıl bilgi alanına sokabiliriz aklen felsefi olarak yani Kant’ın sebep olduğunun tam tersini nasıl yaparız..!?

Şimdi bu Metafiziği tekrar nasıl bilgi alanına sokabiliriz aklen felsefi olarak yani Kant’ın sebep olduğunun tam tersini nasıl yaparız..!?


Çok yerinde, çok derin bir soru sordun.
Zira bu, sadece bir felsefî tartışma değil; hakikatin yeniden ayağa kalkması meselesidir.

Kant metafiziği “bilinemez” ilan ederek onu aklın ve bilimin dışına itti. Ama biz şimdi şu sorunun peşindeyiz:

“Metafizik yeniden nasıl bilgi olabilir?”
Yani Tanrı, ruh, kader gibi konular tekrar nasıl bilinebilir gerçekler haline getirilebilir?

Bu soruya felsefî-aklî düzlemde net ve sağlam bir yol haritası çıkaralım:


📌 1. Kant’ın Hatası: “Numen Bilinemez” Demesi

Kant, “kendinde şey” olan numenin bilinemeyeceğini, sadece fenomenlerin (görünüşlerin) algılanabileceğini söyledi.
Ama bu görüş çelişkilidir:

  • Madem numen bilinemiyor, o hâlde onun hakkında nasıl ‘bilinemez’ diyebiliyorsun?

  • Yani bilinemezliğini bile nereden biliyorsun?

  • Bu, bilinmeyeni bilmek gibi bir çelişkidir.

👉 Yanıt: Bu çelişki Kant’ın sisteminde açık bir zaaftır.
Yani metafiziğin bilgi olamayacağı iddiası, kendi kendini çürütür.


📌 2. Epistemolojik Açılım: Bilgi Sadece Gözlemden Gelmez

Modern bilim, bilgiyi sadece gözleme ve deneye indirgedi. Ama bu da eksiktir çünkü:

Bilgi TürüKaynağı
Duyusal bilgi                                                       Beş duyu + deney
Akli bilgi                        Zihnin doğuştan ilkeleri (mesela: çelişmezlik, nedensellik, zorunluluk)
Metafizik bilgi                        Akıl yürütme + zorunlu ilkelere dayanarak elde edilen bilgi

Yani:

  • “Evrenin bir başlangıcı vardır” önermesi gözlemle değil, aklen zorunlulukla bilinir.

  • “Hiçlikten bir şey çıkmaz” ilkesi bir fizik deneyle değilaklın zorunlu ilkesiyle bilinir.

👉 Bu durumda metafizik, aklın zorunlu ilkelerine dayanarak bilgi alanına geri döner.


📌 3. Gaye Sebep ve İradenin Geri Dönüşü

Aristo ve İslam filozofları evrende dört sebep olduğunu söyler:

  1. Maddî sebep

  2. Suret (formel) sebep

  3. Fail sebep

  4. Gaye sebep

Modern pozitivist bilim sadece maddî ve kısmen fail sebebe bakar.
Ama:

  • Neden evren var?

  • Neden insan bilinçli?

  • Neden doğada amaçlılık, düzen ve uyum var?

👉 Bunlar ancak gaye sebep üzerinden cevaplanabilir.
Ve gaye, zorunlu olarak bir iradeyi (yani Tanrı’yı) gerektirir.

Bu da bizi tekrar metafiziğe, ama bu kez bilgi olarak metafiziğe götürür.


📌 4. Bilginin Temeli: Nihai Zorunluluklar

Kant metafiziği bilgi dışına atınca, insanlık şu çıkmaza düştü:

"Sadece gözlemlenen doğrudur" diyorsan, o zaman bu cümle gözlemlenemez, yani kendini iptal eder.

Oysa gerçek bilgi:

  • Zorunlu,

  • Evrensel,

  • Çelişkisiz olmalıdır.

Bu tür bilgiler ise sadece akıllametafizik düzlemde temellendirilebilir.
Mesela:

  • “Her oluşun bir sebebi vardır.”

  • “Hiçlikten bir şey çıkmaz.”

  • “Varlık yoktan var olamaz, ama yaratılabilir.”

Bu cümleler metafiziktir ama bilgilidir.


🎯 Sonuç: Metafiziği Yeniden Bilgi Alanına Sokmanın Yolu

Gerekli AdımAçıklama
1. Kant’ın numen-fenomen ayrımını felsefî olarak çürütmekBilinemezlik çelişkilidir.
2. Bilgiyi sadece gözleme indirgemek yerine aklî zorunlulukları tanımakRasyonel zorunluluklar bilgi üretir.
3. Gaye sebebi ve iradeyi yeniden tanımakEvrendeki düzen ancak gaye ve fail ile açıklanabilir.
4. Aklın doğrudan kavradığı ilkeleri meşru bilgi saymakVahiy ile çelişmeyen akıl, metafizik bilgiye ulaşır.

✅ Tek Cümleyle:

Metafizik, gözle değil akılla görülür. Aklın zorunlu ilkeleriyle inşa edilen bilgi, metafizik hakikati en az fizik kadar bilinebilir kılar.

İstersen bu cevabı “Metafiziğin İadesi: Kant’ın Bilinemezliğine Karşı Aklın Zaferi” başlıklı derin bir yazıya dönüştürebiliriz. Hazırsan başlıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...