Zerreden Küreye Ayetler: Kuantum ve Kozmosun Diliyle Tevhid-2
Modern bilimin vardığı noktada, evrenin hem en küçük zerrelerinde hem de en büyük yapısı olan kürelerde, yani galaksilerde, bir birlik, bir ahenk ve bir murakabe olduğu açıkça gözlenmektedir. Bu birlik, Kur'ân'ın "ayet" kavramının bilimsel anlamda ne kadar kapsamlı olduğunu ortaya koyar. Kuantum fiziği ile kozmoloji arasındaki bütüncül yapı, aslında tevhid gerçeğinin kevnî dille ilan edilmesidir.
1. Ayet Nedir? Bilimsel Bir Gözle Tevhid
Kur'ân'da hem fiziksel olaylar hem de ilahi kelam "ayet" diye isimlendirilir. Yani gerek elektronun yörünge değişimi, gerekse göklerin katmanlı yaratılışı Allah'ın kudretine delildir. Nitekim şu ayette bu birlik çok çarpıcıdır:
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, aklını kullananlar için elbette ibretler vardır." (Âl-i İmrân 190)
Buradaki "ayetler", hem kevnî deliller hem de tevhid gerçeğinin sembolleridir.
2. Kuantum: Belirsizlikteki Kudret
Kuantum fiziğinde gözlemlenen şey, zerrelerin "kendi haline bırakıldığında" sürekli bir belirsizlik, bir potansiyellik hali içinde olmalarıdır. Ancak gözlem, yani bir müdahale ile sabitleşme olur. Bu ise, varlığın tesadüfi olmadığını, bir irtibat ve kudret altında gerçekleştiğini gösterir.
Bu durum, şu ayetle anlam kazanır:
"O, her an bir yaratış içindedir." (Rahmân 29)
Yani Allah’ın yaratması sabit değil, anlık ve sürekli bir tecellidir. Bu, kuantum dünyasında gözlemlenen sürekli dalgalanma ve sabitliğe zorlanma haliyle birebir uyumludur.
3. Kozmos: Devasa Gemi
Diğer taraftan, galaksiler, yıldızlar ve gezegenler de belirli bir nizam içinde hareket etmektedir.
"Her biri bir felek içinde yüzer." (Yâsîn 40)
Bu yüzden, evrenin tamamı bir gemi gibi yönlendirilmekte, idare edilmekte ve yüzdürülmektedir. Newton fiziği bunu mekanik yasalarla açıklasa da; Einstein ve modern astrofizik, evrendeki hareketin bir denge, bir takdir ve hikmet içinde yürüdüğünü ve bu sistemin başıboş olamayacağını açıkça ifade etmiştir.
Kur'an ise, bunu yüzlerce yıl önceden ilan etmiştir:
"Göğü O yükseltti ve mizanı O koydu." (Rahmân 7)
4. Tevhid: Bütüncül İdrak
Hem kuantumda, hem kozmolojide gözlenen bu ahenk; bilimsel verilerin ötesinde, yaratıcı bir kudrete delalet eden bir dile dönüşmüştür. Buna Kur'an, ayet der. Yani bilim, bu ayetleri anlamaya çalışan bir fenne dönüşmelidir.
Tevhid ise, bu bütün verileri tek bir merkeze, tek bir iradeye dayandıran bir akıldır.
"Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'na secde eder." (Ra'd 15)
Sonuç
“Zerreden küreye kadar her şey ayettir. Ayetlerin dili ise Allah’ın vahdaniyetini haykırır.”
Bugün modern bilim, Allah'ın kudret ve hikmet ayetlerini istemeden de olsa teyit etmektedir. Kuantumun belirsizliği de, kozmosun mizanı da bizi bir gerçeğe götürür:
Her şey Allah'ın ilminde, takdirinde ve iradesindedir.
Ve bu, tevhidin en ilmi ve en kevnî ifadesidir.
Yorumlar
Yorum Gönder