Ana içeriğe atla

📘 Tabiat mı Yapar!? Aristoteles’ten Kuantuma: Bir Felsefî Sapmanın Doğuşu ve Çöküşü Fail kim? Tabiat mı, Allah mı?

📘 Tabiat mı Yapar!?
Aristoteles’ten Kuantuma: Bir Felsefî Sapmanın Doğuşu ve Çöküşü

Fail kim? Tabiat mı, Allah mı?


📍 Giriş

Modern çağda sıkça duyulan cümleler:

“Doğa kendi yasalarına göre işler.”
“Tabiat yapar, seçer, evirir.”
“Evren kendi kendini düzenler.”

Peki ama gerçekten yapan tabiat mı?
Yoksa bu, hakikati perdelenmiş bir inançsızlık biçimi mi?

Bu sorunun cevabı sadece bilimde değil, felsefedekelâmdateolojide ve en önemlisi hakikatte gizlidir. Ve şimdi bu cevabı bütün yönleriyle ortaya koyacağız.


1. 🔹 Aristoteles: Yaratmayan Tanrı, Ezelî Âlem

Aristoteles’e göre:

  • Tanrı vardır ama yaratıcı değildir.
  • Tanrı sadece ilk hareket ettiricidir.
  • Tanrı, yalnızca kendi kendisini düşünür, âlemle ilgilenmez.
  • Âlem ezelîdir, yaratılmış değildir.

 En yüce varlık yalnızca kendini düşünür; değişmez, çünkü değişmek eksikliktir. 
— Metafizik, XII. Kitap

Bu model, felsefî olarak kendi içinde tutarlıdır. Çünkü Aristo, dinî bir yaratıcıya da, müdahil bir Tanrı’ya da inanmaz. Yani “dinsiz bir metafizik” kurar.


2. 🔹 İbn Sînâ: Yaratmayan Allah, Felsefeci Dindarlık

İbn Sînâ, Aristo’nun sistemini İslamî bir içerikle uzlaştırmaya çalışır.

  • Allah’tan zorunlu olarak ilk akıl taşar.
  • Ondan felekler, sonra tabiat çıkar.
  • Bu oluş, irade ile değilzorunlulukla gerçekleşir.
  • Âlem ezelîdir, sonradan yaratılmamıştır.

Bu durum ciddi bir çelişki doğurur:

Kur’anî İnanç

İbn Sînâ’nın Sistemi

Sonuç

Allah diler, yaratır

Zorunlu taşma

 İrade dışı

Âlem yaratılmıştır

Âlem ezelî

 Başlangıç dışı

Allah kudret sahibidir

Kudret yok, düzen otomatik

 Etkisiz Tanrı


🧠 Aristo Tanrısızdı, Tutarlıydı; Peki Ya İbn Sînâ?

Aristo dinî değildi, dolayısıyla yaratmayan Tanrı anlayışı onun için tutarlıydı.
Ama İbn Sînâ, “Müslümanım” diyerek, Aristo'nun yaratmasız, iradesiz tanrısını sürdürdü.

Bu bir çelişkidir:

  • Dindarım diyor, ama yaratmayan bir Allah tanımlıyor.
  • İrade yok, kudret yok, yaratma yok.

İmam Gazâlî bu yüzden şöyle dedi:

 Onların Tanrısı bizim Allah’ımız değildir. 
— Tehâfütü’l-Felâsife


3. 🔹 Descartes: Tanrı Var Ama Kenarda

Descartes da Tanrı’ya inanır, fakat:

  • Tanrı evreni yaratır ama sonra sistemin dışına çekilir.
  • Evren bir mekanik saat gibi işler.
  • Allah’ın sürekli müdahalesine gerek yoktur.

Bu anlayış, modern deizmin temelidir. Tanrı vardır ama yok gibidir.


4. 🔹 Modern Bilimcilik: Tabiat Yapıyor (!)

Aydınlanma sonrası Batı’da Tanrı sistem dışına atılır:

  • Darwin: Doğa seçer.
  • Laplace: Tanrı hipotezine gerek yok.
  • Hawking: Evren kendini yaratır.
  • Bilimcilik (scientism): Tabiat hem yasa koyar, hem işler.

Tabiat böylece failleşir, hatta adeta ilahlaştırılır.


5. 🔥 Kelâm: Zinciri Koparan Hakikat

İmam Mâturîdî, Eş’arî ve Gazâlî bu felsefî gidişata karşı net konuştu:

 Yapan tabiat değil, Allah’tır. Tabiat bir vesiledir; sebep değil, perdedir. 

  • Allah diler.
  • Allah yaratır.
  • Allah her an yeniden yaratır (halk-i cedid).
  • Sebep–sonuç, sadece âdetullahtır.
  • Gerçek fail yalnız Allah’tır.

6.  Bilim Ne Dedi? Kim Haklı Çıktı?

Görüş

Bilim Ne Gösterdi?

Sonuç

Aristoteles – Ezelî Âlem

Big Bang  Evren’in başlangıcı var 

Evren yaratılmıştır 

İbn Sînâ – Zorunlu taşma

Kuantum  Zorunluluk yok, ihtimaller var 

İrade ile yaratma gerekir 

Descartes – Müdahalesiz Tanrı

İnce ayar  Sürekli müdahale var 

Allah her an yaratır 

Bilimcilik – Tabiat yapar

Tabiat yetersiz  Bilinç, düzen, anlam izahsız 

Fail gerekir 

Kelâm – Allah yaratır

Kozmoloji, kuantum, bilinç  Doğrulandı 

Hakikat Kelâm’dadır 


🧪 Ampirizm ve Pozitivizm: Gözlemle Putlaştırılan Tabiat

🔹 Ampirizm:

  • Locke: Bilgi duyulardan gelir, zihin boş levhadır.
  • Hume: Nedensellik gözlemlenemez, sadece alışkanlıktır.

Ama evrendeki düzeni kabul eder!

🧠 Çelişki:
Eğer nedensellik yoksa, doğa yasasına güvenmenin anlamı da yoktur.
Kelâm der ki:

“Neden varsa, fail vardır. Düzen varsa, düzenleyen vardır.”


🔹 Pozitivizm:

  • Comte: Sadece gözlem ve deney bilgi verir.
  • Metafizik, vahiy, ahlâk  dışlanır.
  • Bilim her şeyi açıklayabilir zannedilir.

 Ama:

  • Kuantum belirsizliği,
  • Bilinç,
  • Ruh,
  • Ahlâkî değerler,

Gözlemle anlaşılamaz. Yani pozitivizm de kendi kazdığı kuyuya düşer.


🌑 Aydınlanma mı, Yeni Bir Karanlık mı?

Batı, Orta Çağ’ın skolastiğinden koparken “bilimle aydınlandığını” sandı.
Ama gerçekte:

  • Aristo’nun yanlış astronomisini attılar,
  • Fakat onun ezelî evrenini,
  • Ve âleme karışmayan Tanrı anlayışını aynen aldılar.

 Yıldızları yere indirdiler, Tanrıyı gökten sildiler. Ama aynı karanlık devam etti. 

Bugün gelinen noktada Batı hâlâ karanlıktadır, çünkü:

  • Hakikatin kaynağını Allah değil, insan saydılar.
  • Gözleme dayandılar ama gözlem yanılgıyla doldu.
  • Aklı tanrılaştırdılar ama akıl hakikatin tamamını kuşatamadı.

🏛️ Son Hüküm: Batı’nın Sahte Aydınlanması ve Değerlerinin Çöküşü

Sözde Değer

Ne Oldu?

Gerçek

Rasyonalizm – Akıl her şeyi çözer

Kuantum, kaos, bilinç çözemedi 

Akıl sınırlıdır 

Empirizm – Gözlemlenen tek gerçektir

Nedensellik, bilinç gözlenemez 

Gözlem yetersizdir 

Pozitivizm – Bilim her şeyi açıklar

Bilinç, ruh, değer açıklanamadı 

Bilim araçtır, mutlak değildir 

Evrimcilik – Hayat kör seçilimle oluşur

Bilgi, irade, bilinç izahsız kaldı 

Kudret gereklidir 

Sekülerlik – Din dışıdır, tarafsızdır

Değer üretmedi, nihilizm doğurdu 

Vahiysiz değer olmaz 

 Batı'nın temelinde hakikat yoktur, çünkü o temel Allah’a değil, akla ve tabiat masalına dayanır. 


🕌 Gerçek Aydınlanma: Tevhid ile Başlar

  • Fail Allah’tır.
  • Yaratan Allah’tır.
  • Yasa koyan, yöneten, dileyen O’dur.
  • Akıl, gözlem ve bilim; ancak vahyin ışığında aydınlanır.

 Allah, göklerin ve yerin nurudur... 
— Nur Suresi, 35


✍️ Yazar: Abdullah Kuloğlu

📚 “Zerreden Küreye Ayetler” blog serisi kapsamında hazırlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...