Ana içeriğe atla

Rastgelelikten Bilim Çıkar mı? Bilimcilik Çelişkisinin Vahiy, Akıl ve Kelam İle Hesaba Çekilmesi

Rastgelelikten Bilim Çıkar mı?

Bilimcilik Çelişkisinin Vahiy, Akıl ve Kelam İle Hesaba Çekilmesi


KIYAS-I AKLÎ: BİLİM İLE RASTGELELİK BİR ARADA OLAMAZ

Modern bilim, evrenin başlangıcını “Big Bang” teorisiyle izah eder. Bu teoriye göre, evren sıfır hacimde sonsuz yoğunlukta bir noktadan meydana gelmiştir ve bugün de genislemeye devam etmektedir. Ancak bilim camiasının büyük bir kısmı, bu oluşumun arkasında herhangi bir şuurlu varlık ya da ilahi irade olmadığını iddia etmektedir. Bu görüşe göre, “doğa yasaları” rastgele, bilinçsiz ve gayesiz işlemektedir. Ancak aynı bilim insanları, bu evrenin üzerinde bilim yapmayı, yasa tespit etmeyi ve hatta akıl yürütmeyi sürdürmektedir.

İşte bu noktada temel bir çelişki başlar:

"Gayesiz, şuursuz ve tesadüfi bir evrende, bilimsel yasa nasıl olur?"


1. ŞUURSUZ BİR SÜREÇTEN AKIL DOĞMAZ

Maddeci görüşe göre, evrendeki ilk elementler, bilinçsiz madde yığınlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş; zamanla galaksiler, yıldızlar ve sonunda düzenli gezegen sistemleri ortaya çıkmıştır. Daha da ileri giderek, bu yapıların birinde canlılık ve bilinç doğmuştur.

Fakat şu soruyu soralım:

“Eğer ilk neden şuursuzsa, sonuç bilinçli olabilir mi?”

“Gayesizlikten gaye, tesadüften hesap, körlükten görüş çıkar mı?”

Böyle bir süreç, mantıken imkansızdır. Çünkü akıl, maddeye indirgenemez; anlam, molekülden doğmaz.


2. BİLİM “DÜZEN” ÖNGÖRÜSÜYLE YAPILIR

Bilimsel yöntem, gözleme, deney yapmaya ve tekrar eden düzenli olaylara dayanır. Yani bilim adamı, evrende şu temel özelliklerin var olmasını kabul eder:

  • Nedensellik (her sonucun bir sebebi vardır)

  • Düzenlilik (aynı koşullarda aynı sonuçlar doğar)

  • Matematiksel ifade edilebilirlik (evren sayılarla, denklemlerle ifade edilebilir)

  • Anlaşılabilirlik (insan aklı bu düzeni kavrayabilir)

Bu varsayımlar olmadan bilim yapılamaz. Ancak şu soru ortaya çıkar:

“Bu kadar hesaplanabilir ve düzenli bir evren, nasıl oluyor da başı boş, gayesiz bir patlamayla oluşmuş olsun?”

Bu, bilimsel değil, metafizik bir çelişkidir.


3. KELAM AÇISINDAN: SEBEBİYET VE TAKDİR

Kelam alimleri, sebeplerin yaratılmış olduğunu söyler. Göklerin ve yerin yaratılışı, bunlara konulan kanun ve mizan(düzen) Allahın takdiriyle olmuştur.

“Biz her şeyi bir ölçüyle yarattık.” (Kamer 49)

“Gökleri ve yeri hak ile yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi güzel kıldı.” (Teğabun 3)

Elmalılı Hamdi Yazır bu konuda der ki:

“Eğer evrende sebep-sonuç ilişkisi varsa, bu ilişkinin sahibi Allah'tır. Yoksa "müsebibü'l-esbâb" (sebeplerin gerçek fail ve yaratıcısı) olan Allah, sebebi de sonucu da yaratmasaydı, bu bağlantı kurulamazdı.”

Yani düzen, failin eseridir. Bilim adamı bu düzeni kullanarak yasa çıkarıyorsa, aslında Allahın kudretini gözlemektedir.


4. VAHİY AÇISINDAN: YARATILIŞIN ŞUUR VE HİKMET MERKEZLİLİĞİ

Kur’an, evrenin yaratılışında amaç, mizan, takdir ve hikmet gözetildiğini vurgular:

“Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde, elbette akıl sahipleri için ibretler vardır.” (Ali İmran 190)

“Allah, gökleri direksiz olarak yükseltti... her şeyi bir ölçüyle yarattı.” (Ra'd 2, Kamer 49)

Evren, Şûurlu, kudret sahibi, hikmetli bir yaratanın eseridir. Bilim ise, bu yaratılışın yasalarını kavrama çabasıdır.

Dolayısıyla vahiy bize şunu bildirir:

“Eğer siz bu dünyadaki düzeni anlıyorsanız, o düzeni kuranı da tanımak zorundasınız.”


5. SON HÜKÜM: BİLİM VARSA RASTGELELİK YOKTUR

Bütün bu açıklamalardan sonra şu çıkar:

  • Bilim bir düzen üzerinden yapılır.

  • Düzen, şuurlu bir fail ister.

  • Şuursuz bir patlama, düzenli bir bilim evreni doğuramaz.

“Rastgele bir çöplükten, anlamlı bir kitap çıkmaz.”

“BİLİM VARSA, TAKDİR VARDIR. TAKDİR VARSA, MUKADDER VARDIR. MUKADDER VARSA, HALIK VARDIR.”


NETİCE:

Bu yazının özeti olarak, bilim yapabilmek için ya çelişkili olacağız ya da yaratılışı kabul edeceğiz. Modern bilimciliğin en büyük çelişkisi, şuursuz bir evrende şuurlu bilim yapmaya kalkışmasıdır.

Bu yazının ardından şu slogan sabit kalsın:

Bu mu sizin aydınlanmanız? Sözde aydınlandık diye, özde şeytana kul olup zifiri karanlığa mı mahkûm oldunuz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...