Ana içeriğe atla

Tabiat mı Yapar? Determinist Doğa Anlayışına Karşı Tevhidî Varlık Görüşü

Tabiat mı Yapar?

Determinist Doğa Anlayışına Karşı Tevhidî Varlık Görüşü

1. Giriş: Tabiatın Rolü Üzerine Tarihî Bir Tartışma

Tabiat/doğa fikri, insanlık tarihinin en eski felsefî ve ilmî meselelerinden biridir. Antik Yunan’da Herakleitos, doğayı Logos ile özdeşleştirirken, Aristoteles tabiatı “her varlığın kendi ereğine yönelmesini sağlayan içsel ilke” olarak tanımlar. Bu anlayış, tabiatı bir ilke olmaktan çıkarıp zamanla yaratıcı bir fail gibi görmeye kadar vardırılmıştır.
Modern çağda ise bu bakış, determinist doğa yasaları kavramı altında yeniden üretildi. Özellikle Newtoncu fizik, evrenin saat gibi işleyen, kendi kendine yürüyen bir mekanizma olduğu fikrini doğurdu. Ancak bu yaklaşım hem bilimsel gelişmelerle sarsılmış hem de felsefî ve kelâmî açıdan birçok açmaz barındırmaktadır.


2. Bilimsel Açıdan: Doğa Yasaları Ne Yapar?

Modern bilimdeki gelişmeler, “doğa kendi kendine işler” inancını ciddi şekilde sarsmıştır:

a. Doğa yasaları sadece betimleyicidiretken (fail) değildir.

Fizikte “F = m.a” gibi formüller, bir açıklama değil, bir gözlem sonucu elde edilen kalıptır. Bu yasa, kuvvetin nasıl oluştuğunu açıklamaz, sadece oluşumu tasvir eder.

b. Kuantum fiziği, “doğa kendi kendine işler” fikrini çökertmiştir.

– Parçacıklar gözlemlenmeden belirli bir konumda değildir, sadece bir olasılık dalgasıdır.
– Kuantum dolanıklık, yerel etkenliği bozar; parçacıklar birbiriyle ışık hızı ötesinde etkileşir.

Yani doğada “ne” oluyor, biliyoruz; ama “nasıl ve neden” oluyor, bilmiyoruz.
Bu da gösteriyor ki doğa, kendi başına işleyen bir mekanizma değildir; bir failin fiiline maruz kalan bir sistemdir.


3. Felsefî Açıdan: Nedensellik ve Tabiatın Yetersizliği

a. Aristo’nun Dört Neden Teorisi:

Aristo’ya göre bir olayın dört nedeni vardır:
– Maddi neden (maddesi),
– Fail neden (yapan),
– Gai neden (amacı),
– Suret nedeni (şekli).

Modern bilim bu dört nedenden sadece maddi ve suret nedeniyle ilgilenir; ama fail (yapan) ve gai (amaç) sorularını ihmal eder. Bu ise eksik bir açıklamadır.

b. Teselsül ve Tabiatın Sonsuz Nedensellikte Boğulması

Eğer her şey sebep-sonuç zinciriyle açıklanacaksa ve bu zincir sonsuz ise, hiçbir şeyin başlangıcı yok demektir. Bu, aklî olarak imkânsızdır.
O hâlde en başta tabiatı da açıklayan bir ilk fail (Vacibu’l-Vücûd) olmalıdır.


4. Kelâmî Açıdan: Tabiat Bir Vasıta mı, Fail mi?

a. Maturidî Yaklaşım:

İmam Mâturîdî’ye göre:

“Tabiat, Allah’ın sünnetidir. Kudret O’na aittir. Eşyanın mahiyetine, yaratılışına müdahale eden bir doğa yoktur.”
Tabiat, sebep değil, vesiledir. Allah dilerse sonucu sebep olmadan da yaratır.

b. Eş’arî Görüş:

Eş'arî kelâmcıları da şöyle der:

“Ateş yakmaz, Allah yakar. Su söndürmez, Allah söndürür.”
Burada doğa, faaliyet gösteren bir güç değil, Allah’ın fiilini icra ettiği bir zemindir.

c. Fahreddin er-Râzî’nin “Ehad–Samed” Tezi:

Fahreddin er-Râzî, İhlâs Suresi’nden yola çıkarak Allah’ın ehad (tek) ve samed (her şey O’na muhtaç, O ise hiçbir şeye muhtaç değil) olduğunu ispatlar.
Şöyle der:

“Her bileşik (mürekkeb) şey mümkündür, sonradan var olmuştur. Çünkü her bileşik parçaya muhtaçtır. Parçaya muhtaç olan şey samed olamaz.”
Tabiatın kendisi bileşik bir varlıktır; dolayısıyla muhtaçtıryaratıcı olamaz.


5. Akademik Değerlendirme: Seküler Bilim Felsefesinin Çıkmazı

Bilimsel naturalizm, doğayı her şeyin açıklayıcısı olarak görmek ister. Ancak bu yaklaşım birkaç ciddi probleme çarpar:

1. Ontolojik Açıklama Yetersizliği:

– Maddenin varlığını doğa açıklayamaz.
– Doğanın kendisi niçin vardır, kim yaratmıştır?

2. Ahlakî Zemin Problemi:

– Doğa kördür, bilinçsizdir.
– O hâlde iyilik, adalet, anlam gibi kavramlar nasıl var olabilir?

3. Zihinsel Kendi Kendini Çürüten Paradoks:

– Bilimcilik, her bilginin deneyle elde edilmesini ister.
– Ama bu ilke bizzat deneyle elde edilmiş değildir.


6. Sonuç: Tabiat Yapmaz, Allah Yapar

Tabiat:

  • Yaratılmıştır.

  • Bir fail değildir.

  • Sadece bir vesile, bir sahnedir.

Doğada gördüğümüz bütün düzen, denge, oluş ve bozuluş ancak Allah’ın iradesiyle olur.
O nedenle Kur’an bize şöyle öğretir:

“O, her şeyi yaratandır.”
(Zümer Suresi, 62)
Diyanet İşleri Başkanlığı Meali

“Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmektedir).”
(Rahmân Suresi, 5)
Diyanet İşleri Başkanlığı Meali


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...