Zerreyi Görmek, Ayineyi Okumak: Fiilî Ayet ve Eserin Dili
“Varlığın bilme ne hâcet küre-i âlem ile
Yeter isbâtına halk ettiği bir zerre bile”
— Şinâsî
“Ayînesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”
— Ziyâ Paşa
Bu iki mısra, biri Allah’ın varlığını anlamaya, diğeri insanın değerini ölçmeye dair iki yönü aydınlatır. Fakat hakikatte her ikisi de aynı sırra işaret eder: Söz yetmez, fiil delildir. Ayet yalnızca yazı değildir, yaratılışın kendisidir.
Allah’ın Kudreti Zerrede Gizli
Şinâsî der ki: "Kâinatın tamamını gezmene gerek yok; bir zerre yeterlidir."
Çünkü bir zerre bile:
Kendi kendine var olamaz.
Değişir, dönüşür, yok olur.
Bu da onun sonradan var olduğunu, yani hadis olduğunu gösterir.
Her hadis, bir muhdise, yani yaratıcıya muhtaçtır.
Bu, İslam kelamının hudûs delilinin özüdür:
“Her değişen şey yaratılmıştır; her yaratılmış ise bir yaratıcıyı gerektirir.”
Bugün bilim, atom altı parçacıkların bile sabit değil, sürekli oluşan ve bozunan bir denge hâlinde olduğunu gösteriyor. Bu da her zerrede bir fiilî ayet bulunduğunu ortaya koyuyor.
Gözle Görülmez Ama Basiretle Hissedilir
Şinâsî devam eder:
“Göremez zâtını mahlûkunun âdî nazarı
Hisseder nûrunu amma ki basiret basarı”
Allah’ın zâtı gözle görülemez; çünkü O, madde üstü bir varlıktır.
Fakat O’nun kudreti, hikmeti, rahmeti…
Yaratılmışlarda, her detayda görünür.
Tıpkı Kur’an’da buyurulduğu gibi:
“Gözler O’nu idrak edemez, ama O gözleri idrak eder.” (En’âm 103)
Ayine: İnsanın Eseri ve Allah’ın Yaratışı
Ziyâ Paşa’nın meşhur beyti de bu anlayışı tamamlar:
“Ayînesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”
Bu, sadece insanlar için değil; kâinata bakan kişi için de geçerlidir:
Allah’ın ayinesi, yarattığı varlıklardır.
Onun varlığını ispat etmek için söz değil, eserlerine bakmak yeterlidir.
Kâinat, O’nun fiilî ayetidir.
Her zerre, yaratıcıyı gösteren bir ayine, bir delil, bir şahittir.
Lafzî Ayet ve Fiilî Ayet Dengesi
Kur’an, Allah’ın lafzî ayetidir;
Kâinat ise Allah’ın fiilî ayetidir.
Her ikisi de birbiriyle uyumludur. Çünkü:
Kur’an, yaratılışa bakmayı emreder.
Kâinat, Kur’an’ın işaret ettiği mânâyı teyit eder.
“Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde nice ayetler vardır. Hâlâ görmeyecek misiniz?” (Zâriyât 20–21)
Sonuç: Fiil Konuşur, Zerre Şahitlik Eder
Söz güzeldir. Ama söz, delil olduğu kadar bağlayıcı değildir.
Fiil, hem görünür hem de kesin şahitlik yapar.
Bugün modern bilim, atom altı dünyada işleyen takdir edilmiş ölçüyü,
Kur’an ise bu ölçünün yaratıcıya delil olduğunu gösteriyor.
Ve Şinâsî der ki:
“Yeter isbâtına halk ettiği bir zerre bile”
Bu yazı, fiilî ayetlerin izini süren ve lafzî ayetle tamamlanan bir marifet yolculuğunun davetiyesidir.
Sözle başlayan, zerreyle neticelenen bir tefekkür.
Yorumlar
Yorum Gönder