Zerreden Küreye – III: Uzayı Büken Kim? Kütleçekimin Sırrı ve İlahi Kudret
Giriş: Bir Kuvvet, Bir Sır
Kütleçekimi… Evrende her şeyi etkileyen ama ne olduğu tam bilinmeyen kuvvet.
Atomun içinde yok hükmünde,
Ama yıldızları çökerten bir kudret.
Uzay-zamanı büken, ışığı bile yutan bir etki.
Modern bilim bu etkiyi Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi ile açıklamaya çalışır. Ama hâlâ temel bir soru yanıtsızdır:
“Bu bükülmeyi başlatan kim? Uzayı kim terbiye etti? Her yönden eşit çekim nasıl mümkün?”
1. Genel Görelilik ve Uzay-Zaman Geometrisi
Einstein’ın teorisine göre:
Kütle, içinde bulunduğu uzay-zamanı büker.
Bu bükülme, diğer cisimlerin “düz” hareketini saptırır.
Böylece çekim kuvveti ortaya çıkar gibi görünür.
Ama bu açıklama bir geometri tarifidir, sebep açıklaması değildir.
Uzay maddi değildir, kütle ise somuttur.
Somut bir varlık, maddi olmayan bir alanı nasıl büker?
Üstelik her yönden eşit şekilde, küresel olarak?
İşte burada fizik susar, sadece matematik konuşur. Ama biz akıl yürütmeye devam ederiz.
2. Küre Şeklindeki Yıldız Her Yönden Eşit Nasıl Çekiyor?
Yıldızlar yaklaşık küre şeklindedir.
İç yapısı, yoğunluğu ve kütlesi merkezden her yöne benzer.
O hâlde çekim kuvveti de her yöne eşit olur.
Bu da uzayın küresel bir biçimde bükülmesini doğurur.
Matematiksel model: Schwarzschild metriği
Ama sorumuz baki:
Kütlenin, kendinden farklı olan uzay-zamanı her yöne eşit biçimde bükmesini kim takdir etti?
Neden öyle değil de böyle?
“Kuvvetin kaynağı ne?” sorusu, fizik ötesi bir sorudur.
3. Kara Deliklerde Teorinin Sustuğu Yer
Kütle öyle yoğunlaşır ki:
Uzay-zaman sonsuz bükülür.
Olay ufku oluşur (ışık bile dışarı çıkamaz).
Merkezde “tekillik” (sonsuzluk) ortaya çıkar.
Bu noktada Genel Görelilik çöker. Denklemler çalışmaz.
Kuantum teorisi de açıklayamaz. Çünkü:
Ne kütlenin neden büküldüğü,
Ne uzayın nasıl tepkime verdiği açıklanabilir.
4. Kelâmî Açıklama: Kuvvetin Kaynağı Fail-i Muhtar’dır
Kelamcılar şöyle der:
Uzay da yaratılmıştır.
Kütle de yaratılmıştır.
Kuvvetler, Allah’ın sünnetullahıdır.
Kütleçekimin gücü, uzayı bükme şekli, merkezden çevreye etkisi hepsi Allah’ın takdiriyledir.
Bu bükülme tesadüf değil, bilinçli bir ilahi ölçüdür:
“Her şeyi bir ölçüyle yarattık.” (Kamer 49)
Ve:
“Gökleri direksiz yükselten Allah’tır…” (Ra’d 2)
Direk yok. Çekim kuvveti görünmüyor. Ama varlığı apaçık.
Tıpkı ilahi kudret gibi: Görünmez ama eserleri âşikâr.
5. Uzay-Zamanın Kendisi de Bir Ayet
Kütle uzayı büker.
Uzay da kütlenin hareketini belirler.
Bu çift yönlü ilişki, iradesiz şeylerde görülemeyecek bir uyumu ortaya koyar.
Bu ancak tek bir Kudret’in hikmetli tercihiyle açıklanabilir.
Kur’an, “Allah gökleri ve yeri hak ile yarattı.” (Teğabun 3) derken bunu kasteder.
Ve:
“Onlara dış dünyada ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz.” (Fussilet 53)
Kütleçekim de, uzayın eğilmesi de bir ayettir.
6. Sonuç: Uzayı Büken Kütle Değil, Onu Öyle Takdir Edendir
Genel Görelilik, önemli bir adımdır.
Ama kütle uzayı nasıl ve neden büker sorusuna cevap veremez.
Cevap şudur:
“Allah gökleri ve yeri hak ile yaratandır. Size şekil verip, şeklinizi güzel yapandır.” (Teğabun 3)
Zerreden küreye her şey, yaratıcı bir failin eseridir.
Uzayı büken bir kütle değil, o kütleye bu gücü ve etkiyi veren El-Kayyum olan Allah’tır.
Yorumlar
Yorum Gönder