Zerreden Küreye: “Felsefe Öldü” Diyen Bilimci ve Çelişkileri
Bilim adına konuşan bazı kişiler, zaman zaman bilimin sınırlarını aşıp aklı ve metafiziği yok sayan iddialarda bulunuyorlar. Stephen Hawking’in The Grand Design (Büyük Tasarım) adlı kitabında söylediği şu söz bu bağlamda oldukça çarpıcıdır:
“Felsefe ölmüştür. Artık büyük sorulara bilim cevap verecektir.”
Ancak bu söz, doğrudan bir felsefi yargıdır. “Bilginin kaynağı nedir?” gibi sorular felsefenin konusudur. Dolayısıyla Hawking felsefenin öldüğünü söylerken felsefe yapmakta, böylece kendi ifadesini çürütmektedir.
Bilim Kılığına Girmiş Felsefi Varsayımlar
Kitapta Hawking şöyle iddia eder:
“Yerçekimi gibi yasalar olduğu sürece, evren kendiliğinden yoktan var olabilir ve var olacaktır.”
Bu cümle bilimsel bir gözleme değil, felsefi bir tercihe dayanır. Çünkü:
- Yasalar, yalnızca olan düzeni tarif eder, failin kendisi değildir.
- “Kendi kendine var olmak”, mantıksal olarak var olmadan önce var olmayı gerektirir. Bu ise açık bir çelişkidir.
İmam Gazâlî bu noktada şöyle der:
“Her oluşta fail aramak, aklın zorunlu ilkesidir. Tesadüf dediğiniz şey, cehlinizin örtüsüdür.”
(Tehâfütü’l-Felâsife)
Aristoteles ve Dört Neden: Sebepsiz Fiil Düşünülemez
Aristoteles’in meşhur Dört Neden Teorisi, varlığın anlaşılması için vazgeçilmezdir:
- Maddi neden: Neyden yapıldığı.
- Formel neden: Şekli, yapısı.
- Etken neden: Onu meydana getiren fail.
- Gaye nedeni: Amaç ve hikmet.
Özellikle etken neden olmadan hiçbir şey meydana gelemez. Bu, kelâmcıların “Fail olmadan fiil olmaz” sözünün felsefi karşılığıdır. Ancak modern materyalizm, sadece “maddi neden”e tutunur, diğerlerini —özellikle fail ve gaye— dışlar. Bu, varlığı yarıdan fazlasıyla açıklamaya çalışmaktır.
İnce Ayarı Kabul, Ayarlayıcıyı Reddetmek
Hawking şöyle der:
“Evrenin yasaları, insan hayatını mümkün kılacak şekilde ince bir ayarla var olmuştur.”
Ancak bu büyük düzenin bir düzenleyicisi olduğunu kabul etmemiştir. Bunun yerine:
1. Çoklu Evren (Multiverse)
“Belki de sayısız evren vardır, biz yaşama elverişli olanındayız.”
Bu, aklen bâtıldır. Çünkü:
- Evrenler birbirini doğuruyorsa bu teselsüldür.
- Teselsül, sonsuz gerilemeye götürür ve bu da mantıken imkânsızdır.
“Bir şeyin varlığı, kendisinden önce gelen sonsuz sayıda başka şeye bağlıysa, o şeyin varlığı asla gerçekleşemez.”
Evrenler birbirinden bağımsız olsa bile, hepsinin aynı şekilde ince ayarlı olması yine bir faili gerektirir.
2. Antropik İlke
“Evren bu şekilde çünkü biz varız.”
Bu bir sebep değil, sonuç bildirimidir. Asıl doğru olan:
“Evren bu şekilde çünkü bir yaratıcısı vardır. Çünkü daha önce yoktu.”
Evrenin yoktan var olduğu, hem bilimsel hem aklî delillerle sabittir. Yok olan bir şeyin kendi kendini var etmesi mümkün değildir.
3. Spontane Yaratılış
“Evren kendiliğinden oluşmuştur.”
Bu, nedenselliği reddetmek anlamına gelir. Halbuki akıl, her olayın bir faille meydana geldiğini kabul eder.
Yerçekimi Yasası mı, Kudreti Maskeleyen Bir İddia mı?
Hawking’in iddiası:
“Yerçekimi gibi bir yasa olduğu sürece, evren kendiliğinden oluşabilir.”
Fakat burada çok ciddi bir çarpıtma vardır. Çünkü Einstein’a göre yerçekimi bir kuvvet değil, uzay-zamanın bükülmesidir. Cisimler birbirini çekmiyor; kütle, mekânı büküyor, diğer cisimler de o eğimde yol alıyor.
Yani:
- Kuvvet yok diyen Einstein’la,
- “Yasa varsa olur” diyen Hawking çelişmektedir.
Yasa varsa oluş olur demek, yere düşen kalemin sadece yasayla düştüğünü söylemek gibidir. Ama yasalar, sadece olanı tarif eder, oluşu sağlayan bir kudret değildir.
“Yasa varsa, yasayı uygulayan bir irade de olmalıdır.”
Kur’an tam da bu tür çarpıtmaları susturan şu ayeti bildirir:
“Acaba onlar hiçbir şey olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar?”
(Tûr, 35)
Kur’an ve Kelâm: Tesadüf Değil, Takdir ve Tesviye
Kur’an’da yaratmanın sadece başlatmak değil, aynı zamanda düzenlemek olduğu vurgulanır:
“Sizin için yerde ne varsa hepsini yaratan O’dur. Sonra göğe yönelmiş ve onları yedi gök olarak düzenlemiştir (sevvehünne). O, her şeyi hakkıyla bilendir.”
(Bakara, 29)
Buradaki “sevvehünne”, yaratılanların düzenlenmesini, dengeye kavuşturulmasını ifade eder.
Allah sadece yaratmaz; yaratılanı düzene koyar, işlevsel hale getirir.
Bu, evrende başıboşluk değil; hikmetli bir takdir ve tertip olduğunu gösterir.
Fahreddin Râzî der ki:
“Alemde düzen ve kasıt varsa, bu düzen bir Hakîm tarafından kurulmuştur.”
(Esasü’t-Takdis)
Sonuç: Yasa Değil, Yapan Vardır
Hawking’in sunduğu şeyler bilimsel değil, felsefî kaçışlardır. “Felsefe ölmüştür” deyip felsefe yapmak, “fail yok” deyip düzenli bir fiili açıklamaya çalışmak çelişkidir.
Büyük bir tasarım varsa, bir Tasarımcı da vardır.
Bu tasarımı yapan ve sürdüren, El-Hâlık ve El-Musavvir olan Allah’tır.
Yorumlar
Yorum Gönder