Ana içeriğe atla

Yaratılış Delilleri: Aklı, Bilimi ve Fıtratı Aşan İlâhî Gerçeklik

 Yaratılış Delilleri: Aklı, Bilimi ve Fıtratı Aşan İlâhî Gerçeklik

Allah'ın varlığını ve kâinatın O'nun tarafından yaratıldığını gösteren deliller, hem aklın ışığında hem vahyin beyanında hem de ilmî keşfiyatların ortaya koyduğu hakikatlerde gizlidir. Bu yazıda, klasik kelâm geleneğiyle modern bilimin buluştuğu çizgide, yaratılış gerçeğine ışık tutan delilleri birleştiriyor ve "Zerreden küreye her şey Allah'ın ayetidir" anlayışıyla sunuyoruz.


1. Hudûs (Sonradanlık) Delili

İslâm kelâmının en temel delillerinden biridir. Alemdeki her şeyin değişmesi, oluşması ve yok olması, onun sonradan yaratılmış olduğuna delildir. Sonradan olan her şeyin bir mübdii (ilk var edeni) gerekir. Zincirleme teselsül mantıken mümkün olmadığına göre, bu zincirin ucunda ezelî ve kadîm olan bir yaratıcı bulunmalıdır. O da Allah'tır.

Kur'ân'da bu gerçeklik şu ayetle ifade edilir:

"Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeyi koruyup yönetendir." (Zumer, 62)


2. İmkân (Mümkinlik) Delili

Varlıklar zorunlu değil, mümkin varlıklardır. Yani var da olabilirdi, yok da olabilirdi. Bu, kendi zatlarından değil, kendilerinden başka bir sebep sayesinde vardırlar. Sonsuz mümkinler zinciri mantıken batıldır. Mutlaka varlığı kendinden, zorunlu bir varlığın bulunması gerekir. O da Vacibü'l-Vucûd olan Allah'tır.

Ayrıca âlemin yokluğu da mümkündür. Nitekim her şeyin zıddı ile yaratılmış olması (gece-gündüz, hayat-ölüm, madde-antimadde) bu varlıkların fani ve muhtemel olduğuna işaret eder. Zıtları olan şeyler ezelî ve zorunlu olamaz; çünkü her zıt, birbiriyle değişebilirdir. Bu da, âlemin zorunlu olmayıp mümkin olduğuna kuvvetli bir delildir.


3. Gaye ve Nizam (Teleolojik) Delili

Evren muazzam bir denge ve düzen üzerine kurulmuştur. Güneş'in dünyaya olan uzaklığından DNA zincirinin kodlamasına kadar her şey belirli bir maksat, ölçü ve ahenk içerir. Bu kadar karmaşık ama anlamlı bir yapı, kendi kendine olamaz. Hikmetli bir failin ürünü olmalıdır. İşte bu fail, her şeyi hikmetle yaratan Allah'tır.

Kur'an bu hususta şböyle buyurur:

"Biz, göğü, yeri ve ikisi arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık." (Enbiya, 16)


4. Sınırlandırılmışlık (Takdir) Delili

Her şey sınırlıdır: Uzunluğu, genişliği, ömrü, hızı, yeri, fonksiyonu... Sınırlı olan her şey, kendi kendine bu sınırı belirleyemez. O halde ona bu ölçü ve miktarı takdir eden bir yüce kudret vardır.

Kur'ân bu delile açıkça işaret eder:

"Biz her şeyi bir ölçüyle yarattık." (Kamer, 49) "O, her şeyi yaratmıştır ve her birine bir takdir (miktar, ölçü) belirlemiştir." (Furkan, 2)

Modern fizik de bu gerçeği doğrulamaktadır: Atomaltı seviyede enerji seviyeleri, boyutlar ve davranışlar hep kuantalanmıştır. Yani kesikli, sınırlı ve belirlenmiştir. Sınır demek, bir tercih demektir. Tercih ise tercih edeni zaruri kılar.


5. Fıtrat Delili

İnsan, fıtraten yücelik, sonsuzluk, kudret, adalet ve merhamet arayışındadır. Ölümsüzlüğü arzular, adaleti ister, hırsları sonsuzdur. Bu arzular, bu dünyada tam olarak karşlılanamaz. O halde bu duygu ve meyiller, kendilerini tatmin edecek olan bir yaratıcının varlığını gösterir. Kur'an buna "fıtrat" der:

"O halde sen, yüzünü Allah'ın insanı yaratmış olduğu fıtrata çevir. Allah'ın fıtratına..." (Rum, 30)


6. Ahlâk Delili

İnsan vicdanı iyiyi ve kötüüyü ayırt eder. Adalet, merhamet, sadakat gibi evrensel değerler, maddi olmayan ama ruhun derinliğinden gelen şeylerdir. Bu yüksek değerlerin bir kaynağı olmalıdır. Bu da mutlak anlamda iyi ve adaletli olan Allah'tır.


7. Bilimsel Deliller (Big Bang ve Kuantum)

Big Bang teorisi, evrenin bir başlangıcı olduğunu ortaya koymuştur. Başlayan şey, başlatılana muhtaçtır.

Kuantum fiziği ise evrenin temelinde belirsizlik, tercih edilebilirlik ve sınırlılık olduğunu gösterir. Bu durum, alemin zaruri değil mümkin olduğuna ve fail-i muhtar (iradeli yaratıcı) gerektirdiğine işaret eder.


Netice:

Bu delillerin her biri, farklı cephelerden şunu ispat eder:

  • Alem ezelî değildir.

  • Var olan her şey sınırlı ve ölçülüdür.

  • Sınır ve takdir, tercih ve kudret gerektirir.

  • Bu kudret, ilim, irade ve hikmet sahibidir.

  • O da ancak Allah olabilir.

Zerreden küreye her şey, Allah'ın yaratmış olduğu ve O'nu gösteren bir ayettir.

"Onlara çevrelerinde ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki, onun hak olduğu kendilerine apaçık belli olsun." (Fussilet, 53)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...