"Bir Tercih Var Ama Tercih Eden Yok mu?"
Maddenin Seçilmişliği ve Simetri Kırılması Üzerine Akıl ve Bilimle Bir Bakış
Evrenin yaratılışı üzerine yapılan modern bilimsel açıklamalarda çok ilginç bir noktaya gelinmiştir. Bilim insanları, maddenin varlığını açıklamak için "simetri kırılması" (symmetry breaking) adı verilen bir mekanizmadan bahsederler. Bu, evrenin ilk anlarında madde ile antimaddenin eşit yaratıldığını, fakat bilinmeyen bir sebepten ötürü madde lehine çok küçük bir fark oluştuğunu ifade eder.
Bilimsel ifadeyle şöyle denir:
"However, there is a very slight unbalance favoring matter over antimatter."
(Ancak madde lehine çok küçük bir dengesizlik vardır.)
Kaynak: ISSI Spatium 3, s. 7
Bu ifade, çok şey anlatır gibi görünür ama aslında çok önemli bir şeyi eksik bırakır. Zira burada "bir tercih" olduğu açıkça ifade edilir, fakat bu "tercihin faili" hiçbir şekilde açıklanmaz. İşte tam bu noktada hem aklî hem bilimsel bir kopukluk başlar.
1. Bir Sapma, Bir Seçim, Ama Fail Yok!
Bilim diyor ki: madde ile antimadde eşit miktarda üretilmiş olmalıydı.
Fakat öyle olmadı. 1 milyar çift parçacıktan sadece 1 fazladan madde kalmış. Yani:
Madde ve antimadde eşit üretildi.
Ama sonra birbirlerini yok ettiler.
Geriye çok çok az bir miktar madde kaldı — işte biz bu maddeyiz.
Bu durum üç temel sorunu gündeme getirir:
Birincisi: Dengesizlik var ama neden bu yönde?
İkincisi: Bu sapma, varlığımız için zorunlu
Üçüncüsü: Sapmanın miktarı milimetrik derecede ayarlanmış
Peki şimdi soralım:
Bu kadar hassas, bu kadar gerekli ve bu kadar tek yönlü bir tercihin faili kim?
2. Tesadüf mü? Yasalar mı? Yoksa Hikmetli Bir Tercih mi?
Bazı bilim insanları "bu tesadüf olabilir" diyor. Ama bu makul değil:
Tesadüfler dengeyi koruma eğilimindedir, sapma oluşturmaz.
Tekrarlanan bir sapma, tesadüf değil, niyetli bir seçimdir.
Doğa yasaları denirse:
Doğa yasaları zaten simetriye dayanır.
Simetriyi bozan özel bir neden gösterilmemiştir.
“Neden böyle oldu?” sorusuna verilen tek cevap: “Henüz bilmiyoruz.”
Demek ki bu olay, doğa yasalarının açıklayamadığı bir şeydir. Ve bu, bizi doğanın ötesinde bir tercihe, yani bir fail-i muhtara götürür.
3. Simetri Kırılması Nedir? Bilimsel Detaylar
Simetri kırılması, başlangıçta simetrik (denge içinde) olan bir sistemin, küçük bir dış etken veya içsel dengesizlikle asimetrik bir duruma geçmesidir. Parçacık fiziğinde bu, bazı parçacıkların diğerlerinden daha fazla veya farklı davranmasına sebep olur. Maddenin antimaddeye kıyasla hafif bir üstünlük kazanması, bu kırılmanın bir sonucudur. Fakat bu kırılmanın nasıl ve neden başladığı bilinmemektedir.
Bu kırılma aynı zamanda Higgs alanı gibi kuantum alanlarıyla da ilişkilidir. Higgs mekanizması sayesinde parçacıklar kütle kazanır; ama bu mekanizma bile, neden maddenin seçildiğini değil, nasıl var olduğunu açıklar. "Niçin" sorusu cevapsızdır.
4. Big Bang ve Nükleosentez Süreci
Big Bang'den birkaç dakika sonra sıcaklık milyarlarca dereceye düşmüştü. Bu anda protonlar ve nötronlar, birleşerek ilk hafif elementleri oluşturmaya başladı: deuterium, helyum ve lityum. Bu sürece ilk nükleosentez denir.
Eğer madde-antimadde simetrisi tam olsaydı, bu nükleosentez gerçekleşmezdi. Çünkü geriye madde kalmazdı. Bu, bütün evrende gözlenen ilk elementlerin varlığını açıklamak için gereklidir. Maddenin çok az miktarda fazla oluşu, bu sürecin başlamasına sebep olmuş ve bugünkü evrenin yapı taşlarını mümkün kılmıştır.
Bu da gösterir ki:
Bu sapma, sadece tercih değil, planlı bir başlangıçtır.
5. İnce Ayar (Fine-Tuning) ve Diğer Fiziksel Sabitlerle Bağlantı
Evrenin sadece madde-antimadde farkı değil, başka birçok sabiti de hayret verici ölçüde hassas ayarlanmıştır:
Yerçekimi sabiti (G)
Elektromanyetik kuvvet sabiti (α)
Proton ve elektron kütle oranı
Kozmolojik sabit (Λ)
Bu sabitlerin sadece biri bile çok az değişseydi, evrenin bugünkü hali mümkün olmazdı. Ya hiç yıldız oluşmaz, ya atomlar kararsız olur, ya da evren ilk anda kendi içine çökerdi.
Bu kadar hassas bir sistemin, tesadüf veya kör mekanizmalarla oluştuğunu söylemek aklen mümkün değildir. İnce ayar, bir tercih ve bir maksadın işaretidir. Ve bu da hikmetli bir yaratıcıyı, yani Allah’ı gösterir.
6. Kur’anî Bakış: Takdir Edilmiş Bir Denge
Kur’an’da Rabbimiz şöyle buyurur:
“Her şeyi bir ölçüyle yaratmıştır.”
(Furkan, 2)
“Yarattı, sonra bir ölçüye göre düzenledi.”
(A’lâ, 2–3)
Bu ayetler, bugünkü bilimsel verilerle şaşırtıcı derecede örtüşüyor. Çünkü madde-antimadde dengesizliği, tam bir ölçü ve düzen işidir. Bu fark sayesinde evren kaostan kurtulmuş, düzenli bir yapı oluşmuştur.
Yani Kur’an diyor ki:
Evren başıboş değil.
Bir failin, bir Rabbin takdiriyle yaratıldı.
Modern fizik ise diyor ki:
“Bir tercih olmuş ama kimse tercih etmemiş olabilir (!).”
SON SÖZ:
Bu bilimsel gerçekler, akıl ve vicdan sahibi bir insanın önüne şunu koyar:
✅ Bir sapma varsa…
✅ Bu sapma bilinçli bir seçim gibiyse…
✅ Ve bu seçim bizim varlığımız için zorunluysa…
O zaman o tercihi yapan biri vardır.
Ve bu El-Hâlık olan Allah’tır.
Yorumlar
Yorum Gönder