Ana içeriğe atla

ZERREDEN KÜREYE: Yaratılışın Dört Delili – Madde, Enerji, Zaman ve Mekân

 ZERREDEN KÜREYE: Yaratılışın Dört Delili – Madde, Enerji, Zaman ve Mekân


ÖNSÖZ

Bu çalışma, “Zerreden Küreye” anlayışıyla varlığın en temel yapı taşlarını inceleyerek yaratılmışlık hakikatine ulaşmayı amaçlamaktadır. 
Modern bilimin ortaya koyduğu fiziksel gerçeklikler ile Kelam ilminin aklî ve naklî delilleri birleştirilerek; 
madde, enerji, zaman ve mekânın ezelî değil, sonlu ve yaratılmış olduğu gösterilmektedir.
Varlık, kendiliğinden var olmuş değildir. Her şey sınırlandırılmış, takdir edilmiş, ölçülmüş ve yaratılmıştır. 
Bu delillerin ortak noktası, bizi mutlak varlığa, ezelî ve ebedî olana yani Allah Teâlâ’ya götürmesidir.
Bu yazı, hem düşünen akıllara bir rehber hem de imanını ilimle kuvvetlendirmek isteyen gönüllere bir delil olması duasıyla hazırlanmıştır.


1. Madde: Sınırlandırılmış ve Zıddı Olan Bir Varlık
Madde, tarih boyunca kimi felsefeciler tarafından ezelî olarak görülmüştür. Aristo ve Demokritos gibi düşünürler maddeyi bozulmaz ve sürekli kabul etmişlerdir. Ancak modern bilimsel veriler ve Kelam ilminin ilkeleri bu görüşü reddeder.
Kuantum fiziği göstermiştir ki:
- Madde kesiklidir (kuantalıdır)
- Parçacıklar belirli enerji seviyelerinde bulunur
- Sürekli değil, sınırlıdır
- Değişime uğrar
- Zıddı olan antimadde ile birlikte yok olabilir
Bu da maddeyi mümkün ve sonlu yapar. Kelamcılar şöyle der: "Zıddı olan ezelî olamaz. Değişen sabit olamaz." Öyleyse madde yaratılmıştır.
Kur’an da bu yaratılışı bildirir:
“O her şeyi en güzel şekilde yaratmıştır.” (Secde 7)
“Her şeyden çift yarattık. Umulur ki ibret alasınız.” (Zariyat 49)

2. Enerji: Formu Değişen, Zıddı Olan Güç
Enerji, sabit bir cevher değil; dönüşen bir mahiyettir. Kinetik, potansiyel, ısı, ışık ve nükleer gibi birçok türü vardır. Ancak tümü zamanla değişime, tükenmeye ve forma bağlıdır.
Fiziksel olarak:
- Enerji maddeye dönüşebilir (E=mc²)
- Maddeyle birlikte yok olabilir (madde-antimadde yok oluşu)
- Hawking ışınımı ile kara delikler enerji kaybedebilir
Kelamî açıdan:
- Değişen şey hadistir
- Zıddı olan mümkün varlıktır
- Sürekli olmayan ezelî olamaz
Kur’an’da:
“O, ateşi sizin için yeşil ağaçtan çıkarandır.” (Yasin 80)
Yani enerji, Allah’ın yaratmasıyla var olur.
Sonuç: Enerji de yaratılmıştır.

3. Zaman: Başlangıcı Olan Akış

Zaman; hareketin ölçüsü, olayların sıralanışı, oluşun kendisidir. Ama zamanın da bir başlangıcı vardır. Big Bang teorisi zamanın, mekânla birlikte başladığını ortaya koyar.
Kelamcılar der ki:
- Zaman hadistir
- Zamanla kayıtlı olan her şey sonradandır
- Ezelî olan zaman üstüdür
Kur’an’da:
“Rabbinin katında bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.” (Hac 47)
“Geceyi ve gündüzü yaratan O’dur.” (Enbiya 33)
Allah zamandan münezzehtir:
“O evveldir, âhirdir, zâhirdir, bâtındır.” (Hadid 3)
Zamanla kayıtlı olan yaratılmıştır. Zamanla var olan yaratılmıştır. Bu da zamanın bir mahlûk olduğunu gösterir.

4. Mekân:Yer Tutma, Sınır ve Sonluluk

Mekân, varlığın yer tuttuğu, sınırlandığı ve konumlandığı alandır. 
Ancak mekân da tıpkı zaman gibi sabit ve mutlak değildir; değişir, sınırlıdır ve yaratılmıştır.
Fizikte mekân:
- Eğilebilir (Einstein’ın genel görelilik teorisine göre kütle mekânı büker)
- Genişler (evrenin genişlemesi gözlemlenmiştir)
- Parçalanabilir ve sınırlıdır (uzay boşluğu sonsuz değil, bir yapıya sahip)
- Zamanla birlikte başlar (Big Bang ile zaman ve mekân aynı anda yaratılmıştır)
Kelamcıların hükmü:
- Hadis olan zamana bağlı olan mekân da hadistir
- Kapsayan şey de kapsamlıdır; yani mekân, kayıtlıdır ve sınırlandırılmıştır
- Sınır demek, sonluluk ve yaratılmışlık demektir
Kur’an’da:
“Gökleri ve yeri hak ile yarattı…” (En’am 73)
“Yedi göğü birbiriyle ahenk içinde yarattı…” (Mülk 3)
Yani gök (mekân) de mahlûktur. Yaratılmıştır. Zorunlu varlık değildir.

Sonuç: Mekân da Allah tarafından yaratılmıştır ve zaman, madde, enerji gibi kayıtlıdır.

Madde sınırlandırılmıştır, zıddı vardır, dönüşür.
Enerji tükenebilir, form değiştirir, sabit değildir.
Zaman başlamıştır, değişir, kayıtlıdır.
Bu dört temel unsurun ortak noktası:
- Ezelî olmamaları
- Zorunlu varlık olmamaları
- Allah tarafından yaratılmış olmalarıdır


“Her şey helak olucudur, O’nun Zâtı müstesna.” (Kasas 88)
“O her şeyi takdir etmiş ve bir ölçüyle yaratmıştır.” (Furkan 2)


Zerreden küreye her şey, Allah’ın kudreti ve takdiriyle vardır.
Her biri hem modern bilimin hem de Kelam ilminin ışığında değerlendirilir. 


Amaç, yaratılışın izlerini hem mikroskobik hem de makroskobik ölçekte ortaya koymaktır. 
Çünkü her varlık Allah’ın kudretine ve takdirine işaret eder.


Bu yazı, “Zerreden Küreye” bakış açısıyla evrendeki en temel dört unsuru – madde, enerji, zaman ve mekân – ele alır. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...