Ana içeriğe atla

Zerreden Küreye – VII: Geceyle Gündüz Arasında Yaratılış Delili

 

Zerreden Küreye – VII: Geceyle Gündüz Arasında Yaratılış Delili

Âl-i İmrân 190. Ayeti Işığında Zaman ve Mekânın Hadisliği


1. Ayet: Yaratılışa Davet Eden Bir Gözlem

“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün ard arda gelişinde, aklın özüne sahip olanlar için gerçekten açık deliller vardır.”
(Âl-i İmrân, 190)

Bu ayet, iki temel yaratılış gerçeğine dikkat çeker:

  • Göklerin ve yerin yaratılışı → Mekânın sonradanlığı

  • Gece ile gündüzün dönüşümlü oluşu → Zamanın akışı ve takdir edilmişliği

Ve bu gözlemi “ulü’l-elbâb” olanlara hitap ederek, sıradan bir düşünme değil, derin bir tefekkür talep eder.


2. Gece-Gündüz Değişimi: Zamanın Sabit Olmadığını Gösterir

Gece ve gündüz:

  • Sürekli yer değiştirir,

  • Her yerde aynı değildir,

  • Uzayıp kısalır.

Bu değişim, Dünya’nın eksen eğikliğiyle ilgilidir:

  • Dünya'nın ekseni 23.5° eğiktir.

  • Güneş etrafındaki yıllık dönüşü boyunca bu eğiklik sabit kaldığı için
    güneş ışınlarının geliş açısı değişir.

  • Sonuç:

    • Gece ve gündüz süreleri yıl boyunca değişir,

    • Mevsimler oluşur.

🌱 Bu dönüşüm hayatı şekillendirir:

  • Bitkiler canlanır ve meyve verir.

  • Hayvanlar göç eder, ürer, barınır.

  • İnsanlar eker, biçer, dinlenir.

Bu muazzam denge, ancak iradeyle takdir edilmiş olabilir.

Kur’an bunu şöyle özetler:

“Allah geceyi gündüze, gündüzü geceye dönüştürür.” (Hadîd 6)


3. Göklerin ve Yerin Yaratılması: Mekânın Hudûsu

Ayetin başı:

“Göklerin ve yerin yaratılışında…”

Bu, uzayın (fezanın) ve yeryüzünün yaratılmış olduğunu bildirir.

Modern bilim de bunu destekler:

  • Uzay genişliyor,

  • Sabit değil,

  • Bükülüp değişiyor,

  • Gözlemlenebilir sınırları var.

O hâlde:

Mekân ezelî değil, yaratılmıştır.
Sonsuz değil, sınırlandırılmıştır.
Bu da onun Allah tarafından yaratıldığını gösterir.


4. Kelâmî Delil: Hadise Mahallin Hadisliği

Kelâmcılar şöyle der:

“Hadise mahal olan şey de hadistir.”

Yani:

  • Zaman yaratılmıştır,

  • Zamanın içinde gerçekleştiği mekân da yaratılmıştır.

Gece ve gündüzün uzayıp kısalması,
mevsimlerin oluşması,
bunların hepsi bir tercihin, bir takdirin sonucudur.


5. Ulü’l-Elbâb: Görmekle Yetinmeyen, Derinlemesine Kavrayanlar

Ayetin sonunda geçen:

“Li’ulî’l-elbâb” → Aklın özüne sahip olanlar için”

Bu ifade, sadece düşünenleri değil, tefekkürle hakikate yönelenleri anlatır.

Kur’an’da benzer bir bağlam Bakara 164’te de geçer:

“…akleden bir topluluk için deliller vardır.” (Bakara 164)

Bu ifade:
“li kavmin ya‘kilûn” – yani düşünen bir kavim için.

Ama burada:

  • Bakara 164: Akla ilk adım, gözlem ve başlangıç seviyesindeki tefekkür

  • Âl-i İmrân 190: Derin tefekkür, iç gözlem, zikirle birleşen bir akletme

Kur’an bu farkı gözeterek konuşur.

Devamındaki ayet, ulü’l-elbâb’ın kim olduğunu anlatır:

“Onlar ayakta, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı zikrederler,
Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler:
‘Rabbimiz! Sen bunları boş yere yaratmadın…’”
 (Âl-i İmrân 191)

Yani:

  • Gözlem,

  • Düşünme,

  • Zikir,

  • Teslimiyet
    bir bütündür.


6. Sonuç: Zaman ve Mekân Yaratılmış ve Takdir Edilmiştir

  • Gece ve gündüzün art arda gelmesi,

  • Uzayıp kısalması,

  • Eksen eğikliğiyle mevsimlerin oluşması,

  • Mekânın sınırlandırılmış ve genişleyen yapısı,

  • Zamanın sabit değil, değişken olması…

Bunların tamamı yaratılışın delilleridir.

Ve bu delilleri sadece gören değil, gören, düşünen, secde eden anlar.

“Her şeyi bir ölçüyle yarattık.” (Kamer 49)
“Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, insanlar yüz çevirerek geçip giderler.” (Yusuf 105)

“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında,
ve gece ile gündüzün ard arda gelişinde,
aklın özüne sahip olanlar için deliller vardır.”
 (Âl-i İmrân 190)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...