İmam Gazâlî'ye Göre Tercih Eden ve Hakikî Fâil Kimdir?
İmam Gazâlî, kelâm ilminin zirve isimlerinden biri olarak yaratılışın arkasındaki irade ve kudret meselesini derinlemesine ele almış, özellikle de sebep-sonuç ilişkileri üzerinden felsefî düşünceyle sert bir hesaplaşmaya girişmiştir. Ona göre, varlık âleminde meydana gelen her şeyin ardında, tercihte bulunan ve yaratan bir "hakikî fâil" vardır. Bu yazı, Gazâlî’nin bu konudaki görüşlerini açıklamak amacıyla kaleme alınmıştır.
1. Hakikî Fâil Kimdir?
Gazâlî’ye göre hakikî fâil, bir işi kendi başına, herhangi bir dış etkene muhtaç olmadan gerçekleştiren varlıktır. Bu anlamda hakikî fâil şu özelliklere sahip olmalıdır:
İrade Sahibi (Mürîd): Yani yapacağı işi dileyen, isteğiyle belirleyen.
Kudret Sahibi (Kâdir): Yapmak istediğini gerçekleştirmeye gücü yeten.
İlim ve Hikmet Sahibi (Alîm, Hakîm): Her işi yerli yerince ve gayeli yapan.
Fâil-i Muhtar: Özgür faildir, zorunluluk içinde hareket etmez.
Bu sıfatların tümüne sahip olan tek varlık Allah Teâlâ’dır. Bu sebeple hakikî fâil yalnızca Allah’tır. Diğer tüm varlıklar, yaptıkları fiillerde yalnızca mecazî faildir.
2. Tercih Eden Kimdir?
Gazâlî, bir şeyin yokluktan varlığa geçişinde bir "tercih edici"ye ihtiyaç olduğunu söyler. Çünkü iki zıt durumdan birinin (varlık-yokluk) tercih edilmesi aklen bir müreccih, yani tercih ettirici gerektirir. Bu tercih:
Zorunlu olmayan mümkün varlıklar için geçerlidir.
Mümkün varlığın vücuda gelmesi, onu yokluğa tercih eden iradeye dayanır.
Bu durumda tercih eden sadece mutlak irade sahibi olan Allah olabilir. Çünkü başka hiçbir varlık kendi başına bu tercihi yapabilecek güçte değildir.
“İki eşit ihtimalden biri neden gerçekleşti?” sorusunun cevabı Allah’ın tercihidir.
3. Hakikî Fâilin Özellikleri
a. Vâcibü’l-Vücûd Olmalı:
Varlığı zorunludur, yokluğu düşünülemez.
Başka bir varlığa muhtaç değildir.
b. Mürîd ve Kâdir Olmalı:
Her şeyi dilemesiyle meydana getirir.
Kudreti sonsuzdur, hiçbir şeye muhtaç değildir.
c. Hâlik ve Müdebbir Olmalı:
Varlığı sadece yaratmakla bırakmaz, onu yönetir ve düzenler.
d. Fâil-i Muhtar Olmalı:
Doğa gibi zorunlu işlemeyen, iradeli davranan bir faaliyetin sahibidir.
e. Fennî değil Hakikî Sebep Olmalı:
Felsefecilerin sandığı gibi sebepler bizzat tesir etmez.
Allah sebeplerin de müsebbibidir; ateş yakmaz, Allah yakar.
4. Felsefî Yaklaşımla Ayrıldığı Nokta
Gazâlî, filozofların "sebep-sonuç" ilişkisine dayalı evren anlayışını reddeder. Ona göre bu ilişkiler sadece âdetullahtır; yani Allah’ın koyduğu düzenin yansımasıdır, kendiliğinden zorunlu değildir.
Sebeplerin sonuç doğurması Allah’ın dilemesiyle olur.
Her şey Allah’ın yaratmasıyla meydana gelir.
"Ateş yakmaz, Allah yakar; su söndürmez, Allah söndürür."
5. Kesb ve Mecazî Fiil
Gazâlî’ye göre insan bir fiili kesb eder yani o işe yönelir ve ister. Ancak o fiilin yaratılması sadece Allah’a aittir. İnsan ne fiilini yaratabilir ne de fiiline mutlak sahiplik iddia edebilir.
“Yalnız Allah yaratır. İnsan sadece seçer ve yönelir. Allah ise dilerse yaratır.”
Sonuç:
İmam Gazâlî’ye göre yaratılışta tercih eden ve hakikî fâil olan yalnızca Allah Teâlâ’dır. O, fiillerin tek sahibidir. Diğer bütün varlıklar ancak O’nun yaratmasıyla ve takdiriyle hareket eder.
Kur’ân-ı Kerîm bu hakikati şöyle dile getirir:
“Allah, her şeyin yaratıcısıdır.” (Zümer 62)
“O dilediğini yapandır.” (Bürûc 16)
Bu düşünce, hem felsefî hem kelâmî olarak hakikî tevhidi temellendiren sağlam bir yaklaşımdır ve Gazâlî’nin en büyük katkılarından biridir.
Yorumlar
Yorum Gönder