Ana içeriğe atla

Her Şeyin Faniliği ve Ezelî Olanın Varlığı:

 

Her Şeyin Faniliği ve Ezelî Olanın Varlığı:

Giriş:

Varlıkların faniliği, onların sonlu olduklarının ve ezelî olmadıklarının açık bir işaretidir. Bilimsel gözlemler, felsefi düşünceler ve kelâmî ilkeler, bir şeyin faniliğini gözlemlediğimizde, onun ezelî olmadığını açıkça gösterir. Bu yazıda, fanilik ve ezeliyet kavramlarını ele alacak, madde örneği üzerinden bu ilkeleri inceleyeceğiz. Ayrıca, kıdemi sabit olanın ademi muhaldir kaidesini ve bunun maddi dünyadaki yansımasını da tartışacağız.


1. Kıdemi Sabit Olanın Ademi Muhaldir:

Kelâmda şöyle bir kaide vardır:
"Kıdemi sabit olanın ademi muhaldir."
Bu, ezelî olan bir varlığın yok olamayacağını ifade eder. Yani bir varlık başlangıcı olmayan (ezelî) ise, onun sonu olamaz. Ezelî varlık, sonsuz ve değişmeyen bir varlıktır.
Eğer bir şey yok olabiliyorsa, o şeyin ezelî olması mümkün değildir. Çünkü ezelîlik, varlığın zamanla değişmemesi ve yok olmamasıdır.


2. Faniliği Görmek: Bir Şeyin Ezelî Olmadığını Gösterir:

Felsefi olarak, eğer bir şey fanî (yok olabilen) ise, o şeyin ezelî olamayacağı açıktır. Örneğin:

  • İnsan: Ölür, doğar ve bir gün yok olur.

  • Yıldızlar: Patlar ve söner.

  • Madde: Parçalanır, enerjiye dönüşür.

  • Zaman ve Mekân: Değişir, genişler, sınırlıdır.

Bu gözlemler, her şeyin bir sonu olduğunu ve dolayısıyla ezelî olamayacağını gösterir. Fanilik, hadis (sonradan var edilmiş) olmanın bir işaretidir. Eğer bir şey yok olabiliyorsa, o şeyin kendi başına var olması mümkün değildir; bir yaratıcıya ve tercihe muhtaçtır.


3. Madde Örneği:

Atomcuların eski görüşlerine göre, madde ezelî ve bölünemezdi. Ancak modern bilimin bize sunduğu gerçek şudur:

  • Madde, enerjiye dönüşebilir.

  • Madde, antimadde ile karşılaştığında yok olur.

  • Madde, bir başlangıca sahip olup evrenin başlangıcında oluşmuştur (Big Bang).

  • Evrenin sonu (ölümü) vardır.

Bu durum, maddenin fânî olduğunu ve ezelî olamayacağını açıkça gösterir. Maddenin varlığının, varlık sebepleriyle ve yaratılış ilkeleriyle açıklanması gerekir. Madde de bir yaratılmıştır ve bir sonu vardır.


4. Zıtlık ve Fanilik:

Kelâmda şöyle denir:

"Her şeyin zıttı vardır, ve bu zıtlık varlığın sonluluğunu gösterir."
Her varlık, karşıtı ile tanınır:

  • Işık – karanlık

  • Hayat – ölüm

  • Madde – antimadde

  • Varlık – yokluk

Bir varlığın zıttı varsa, o varlık fanidir. Çünkü zıtlık, sınır koyar. Sınır koymak ise faniliği ve sonluluğu işaret eder. Zıtlık, yok olma ihtimalini gösterir, bu da o varlığın ezelî olamayacağını ortaya koyar.


5. Ezelî Olan: Allah

Felsefi ve kelâmî olarak ezelî olan yalnızca Allahtır. Allah’ın varlığı, ne bir başlangıca ne de bir sona sahiptir. O, Vâcibu’l-Vücûdtur, yani varlığı zorunlu olan, kendisinden başka varlıkların varlığını idame ettiremediği, ezelî ve ebedî olan tek varlıktır.

Kur’ân’da şöyle buyurulur:

“O’nun benzeri hiçbir şey yoktur.” (Şûrâ, 11)

Bu ayet, Allah’ın benzeri ve zıttı olmadığını ifade eder. O, ezelî ve sonsuzdur. Zıtlıkların ve faniliğin hüküm sürdüğü bir evrende, Allah’ın varlığı ve ezeliliği eşsizdir.


6. Kuantum Boyutunda Madde ve Sınırları:

Kuantum mekaniği, klasik fiziksel dünyamızdan çok farklı bir gerçekliği ortaya koyar. Burada madde, dalga ve parçacık doğası arasında bir geçiş yapar ve kesin yer ve hız ölçümleri yapmanın imkansız olduğu belirsizlik ilkesine tabidir. Kuantum dünyasında:

  • Bir parçacığın tam yeri ve hızı aynı anda bilinemaz.

  • Madde dalga fonksiyonlarıyla tanımlanır ve bu fonksiyonlar, bir parçacığın varlık olasılığını belirler.

  • Kuantum seviyesinde, tünelleme gibi fenomenlerle, maddeler bazen "geçiş yaparak" varlıklarını değiştirebilir veya başka bir bölgeye "yok olarak" kayabilir.

Bu, maddelerin belirsiz ve değişken doğasını gösterir. Kuantum dünyasında, bir parçacık var olduğu yerden "yok olabilir" ve bir başka yerden ortaya çıkabilir. Bu, maddenin sınırlarının ne kadar geçici olduğunu ve nasıl bir belirsizlik içinde var olduğunu anlamamıza yardımcı olur.

Bundan dolayı, kuantum boyutundaki maddeler de aynı şekilde fanidir ve ezelî olamaz. Kuantum seviyesindeki belirsizlik ve geçici doğa, her şeyin hadis (sonradan var edilmiş) olduğunu pekiştirir. Sonsuz bir varlık için kesinlik ve değişmezlik gerekir, ama kuantum dünyasında maddeler sürekli bir değişim ve belirsizlik içindedir.


7. Kuantum Boyutunda Büyüklüklerin Sınırlandırılması:

Kuantum dünyasında, bazı fiziksel büyüklükler yalnızca belirli, kesikli (discrete) değerler alabilir. Bu, kuantizasyon olarak adlandırılır. Örneğin:

  • Enerji Seviyeleri: Bir elektron atom içinde yalnızca belirli enerji seviyelerinde bulunabilir ve bu seviyeler arasında geçiş yaparken belirli enerji miktarları gereklidir.

  • Moment ve Pozisyon: Kuantum mekaniğinde, bir parçacığın yerini ve momentumunu tam olarak aynı anda bilmek mümkün değildir. Bu, Heisenberg Belirsizlik Prensibi ile açıklanır.

  • Planck Sabiti: Büyüklüklerin yalnızca belirli katlarla değişmesi, Planck sabitiyle bağlantılıdır. Planck sabiti, doğadaki mikroskobik sınırı belirler ve enerjinin kesikli değişimlerini açıklar.

Bu kesikli yapılar, sürekli bir varlık anlayışına ters düşer ve maddeyi fanî kılar. Kuantum mekaniği, doğanın her seviyesinde belirli sınırların ve sınırlamaların olduğunu gösterir, bu da her şeyin sonlu ve fanî olduğunu bir kez daha kanıtlar.


Sonuç:

Fanilik görülen her şey, ezelî olamaz. Bu da her şeyin yaratılmış olduğunu, varlıkların bir başlangıcı ve sonu olduğunu gösterir. Maddehayat ve evren gibi her şey fanidir. Bu da onların hadis (sonradan yaratılmış) olduklarını ortaya koyar. Kıdemi sabit olanın ademi muhaldir kaidesiyle, varlıkların ezelî ve sonsuz olan tek varlık Allah olduğu anlaşılır.

Bu düşünceler, bizi Allah’ın varlığına ve yaratılışındaki hikmete yönlendirir. Yalnızca Allah, ezelîdir ve O’nun varlığı dışında her şey hadistir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...