Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dokunmadan Yaratan: “Kün fe Yekûn” ve Mübâşeretsiz Yaratılış

  Dokunmadan Yaratan: “Kün fe Yekûn” ve Mübâşeretsiz Yaratılış 🌌 Giriş: Fiziksel Temasa Muhtaç Olmayan Yaratıcı Evrenin işleyişini incelerken sürekli bir  nedensellik zinciri yle karşılaşıyoruz: Atomlar birbirine çarpıyor, kuvvetler etkiliyor, enerji aktarılıyor. Modern bilim, her olayı fiziksel bir sebep-sonuç ilişkisiyle açıklamaya çalışıyor. Ancak iş  yaratılışa , yani varlığın bizzat meydana gelmesine geldiğinde, tüm fiziksel açıklamalar yetersiz kalıyor. Çünkü burada artık mesele “neyle oldu?” değil, “Nasıl yoktan var oldu?” İşte bu noktada Kur’ân’ın şu ayeti karşımıza dikilir: "O bir şeyi dilediği zaman, ona sadece 'Ol!' der, o da oluverir." (Yasin, 82; Bakara, 117; Nahl, 40) Bu ayet,  yaratmanın fizikî müdahale gerektirmediğini ,  Allah’ın kudretinin doğrudan ve aracısız tecelli ettiğini  gösterir. Kelâm ilminde bu,  “mübâşeret olmadan tesir”  ilkesiyle açıklanır. 🧠 Mübâşeret Olmadan Tesir Ne Demektir? Tanım: Mübâşeret (müdahale/dokunma) ...

Fani Olanla Temas Eden de Fani Olur mu?

**Fani Olanla Temas Eden de Fani Olur mu? Tabiat Kanunları, Karanlık Madde ve Temel Kuvvetler Ezelî Olabilir mi?** Giriş: Gözle gördüğümüz ve fiziksel etkileşim içinde olduğumuz bu evrende, her şey bir düzene göre işliyor. Kütleler birbirini çekiyor, atomlar belli kurallarla bağlanıyor, enerji dönüşüyor, zaman akıyor. Bu işleyişi sağlayan şey nedir? Kanunlar mı? Kuvvetler mi? Ve asıl mesele:  Bu sistemin içindeki unsurlar —yani tabiat kanunları, temel kuvvetler, karanlık madde ve enerji— ezelî olabilir mi? Kelâmî, aklî ve bilimsel bakış açısıyla bu soruyu ele alalım. 1. Fiziksel Etkileşim Ne Anlama Gelir? Fiziksel bir varlığın başka bir varlıkla  etkileşime girmesi  demek; onun: Mekânda bir yer kaplaması, Zaman içinde hareket etmesi, Enerji alışverişinde bulunması, Değişim ve dönüşüme açık olması demektir. Bu da o varlığın: Hudûs sahibi , yani sonradan var edilmiş, Fani , yani geçici, Mahluk , yani yaratılmış olduğunu gösterir. 🔍  Kural: Ezelî olan, değişmez; başkas...

Bilimsel Keşiflerle Materyalizmin Çöküşü: Ezeli Madde İddialarına Karşı E=mc², Kuantum Teorisi ve Allah’ın El-Halık ile El-Mukaddir İsimlerinin Tezahürü / The Collapse of Materialism Through Scientific Discoveries: E=mc², Quantum Theory, and the Manifestation of Allah’s Names Al-Khaliq and Al-Muqaddir Against Eternal Matter Claims

Bilimsel Keşiflerle Materyalizmin Çöküşü: Atomcu ve Atomcu Olmayan Ezeli Madde İddialarına Karşı E=mc², Kuantum Teorisi ve Allah’ın El-Halık ile El-Mukaddir İsimlerinin Tezahürü Antik Yunan’dan modern çağa kadar materyalistler, evrenin temel yapı taşı olan maddenin ezeli, ebedi, değişmez ve yok olmaz olduğunu savundular. Bu görüş, iki farklı kolda gelişti: Atomcu materyalistler, Demokritos gibi, maddenin bölünmez ve başlangıçsız atomlardan oluştuğunu iddia ederken; atomcu olmayan materyalistler, Aristoteles’in “heyula” (ilk madde) kavramıyla, evrenin sürekli ve ezeli bir maddi temele dayandığını öne sürdüler. Lavoisier’in kütlenin korunumu kanunu, her iki yaklaşımı da destekler gibi görünerek materyalizmi bilimsel bir çerçeveye oturttu. Ancak 20. yüzyılın bilimsel devrimleri, özellikle Einstein’ın E=mc² formülü, kuantum teorisi ve Büyük Patlama, hem atomcu hem de atomcu olmayan materyalistlerin “ezeli madde” iddiasının üzerine adeta bir atom bombası attı. Bu yazı, bilimsel keşiflerin ...