Ana içeriğe atla

Takdirle Yaratan: El-Hâlık ve El-Mukaddir

 Takdirle Yaratan: El-Hâlık ve El-Mukaddir

“Evren tesadüf eseri değil, ilahi bir ölçüyle var oldu.”

Her an, her nefeste bir düzenin izleri saklı: Güneş tam vaktinde doğar, yıldızlar hassas bir dengeyle döner, suyun kaynama noktası sabittir, bir elektron yalnızca belirli yörüngelerde hareket eder. Bu kusursuz düzen, bir rastlantı değil; her şeyi hikmetle var eden ve ölçüsünü koyan bir Yaratıcı’nın varlığını haykırır. O, El-Hâlık ve El-Mukaddir olan Allah’tır.


1. El-Hâlık: Örneksiz ve Hikmetle Yaratan

Kur’an’ın “خَلَقَ” (yarattı) fiilinden türeyen El-Hâlık, Allah’ın eşsiz yaratma kudretini ifade eder. Bu yaratma:

  • Yoktan var etmedir; hiçbir şey yokken her şeyi var kılar.
  • Benzersizliktir; her varlık, biricik ve örneksizdir.
  • Hikmetle şekillendirmedir; her şey amacına uygun, mükemmel bir dengeyle yaratılmıştır.

“O Allah ki, her şeyi en güzel şekilde yaratmıştır.”
(Secde, 32:7)

El-Hâlık, sadece “var eden” değil, her şeyi en güzel ölçüde ve anlamla var edendir. Bir çiçeğin renkleri, bir galaksinin sarmal yapısı, bir hücrenin karmaşık düzeni… Hepsi O’nun sanatının birer nişanesidir.


2. El-Mukaddir: Ölçü ve Kader Koyan

Allah, yaratmakla yetinmez; her varlığa bir ölçü, bir sınır, bir kader tayin eder. El-Mukaddir, her şeyin miktarını, zamanını ve biçimini belirleyen ilahi kudretin adıdır.

“Biz her şeyi bir kader (ölçü ve takdir) ile yarattık.”
(Kamer, 54:49)

Evrenin her zerresi bu ölçüye tabidir:

  • Atomlar belirli sayıda proton ve nötronla var olur.
  • Gezegenler belirli bir kütle ve hızla hareket eder.
  • Canlıların genetik kodları, ömürleri, hatta bir yaprağın damar düzeni bile ilahi bir takdire bağlıdır.

Rastgelelik yoktur. Her şey, El-Mukaddir’in koyduğu kusursuz ölçüyle işler.


3. Kur’an’ın Zirve Mesajı: Furkan Suresi 2

Allah’ın hem El-Hâlık hem El-Mukaddir sıfatları, Furkan Suresi’nde bir arada zikredilir:

“O, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan, hiçbir çocuk edinmemiş, hükümranlıkta ortağı olmayan ve her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenleyendir.”
(Furkan, 25:2)
وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا

Bu ayet, evrenin her zerresinin:

  • Yaratıldığını (خلق),
  • Ölçülendiğini (قدّر),
  • Ve bu ölçünün mükemmel bir takdirle düzenlendiğini (تقديرًا) bildirir.

Evren, bu ayetin yaşayan bir tefsiridir.


4. Kuantum Fiziği: El-Mukaddir’in Bilimsel İzi

Modern bilim, Allah’ın El-Mukaddir isminin tecellisini kuantum fiziğiyle gözler önüne serer. “Kuantum” kelimesi, Latince “quantus” (ne kadar?) kökünden gelir ve “ölçü”, “miktar” anlamına işaret eder. Bu, evrenin temelinde rastlantı değil, ölçü olduğunu gösterir.

Bilimsel Gerçekler:

  • 1900’de Max Planck: Enerjinin sürekli değil, “kuanta” adı verilen ayrık paketler halinde olduğunu keşfetti. Planck sabiti (h ≈ 6.626 × 10⁻³⁴ J·s), evrenin en küçük ölçü birimlerinden biridir.
  • Einstein ve Foton: Işık, kesikli enerji paketlerinden (fotonlardan) oluşur.
  • Elektronların Dansı: Elektronlar, atom içinde yalnızca belirli enerji seviyelerinde bulunabilir; asla rastgele değil.

Kuantum ve Takdir:

  • Evrenin temelinde “sınırsızlık” yoktur; her şey belirli ölçülerle sınırlıdır.
  • Kuantum fiziğindeki “belirsizlik ilkesi”, sadece bizim ölçüm sınırlarımızla ilgilidir. Allah için hiçbir belirsizlik yoktur:

“Şüphesiz ki Allah, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.”
(Talâk, 65:12)

Kuantum fiziği, evrenin tesadüfi değil, ilahi bir takdirle işlediğini fısıldar. Planck sabiti, elektron yörüngeleri, enerjinin kesikli doğası… Hepsi El-Mukaddir’in kevnî imzasını taşır.


5. Yaratılışın Maksadı: Hikmet ve Takdir

Allah, evreni ve içindekileri boş yere yaratmamıştır:

“Gökleri ve yeri hak ile yarattı ve size şekil verdi. Şeklinizi de güzel yaptı.”
(Teğabun, 64:3)

Bir kar tanesinin eşsiz geometrisinden, galaksilerin muhteşem düzenine kadar her şey bir hikmetle yaratılmıştır. Rastlantı değil, ilahi bir sanat eseridir.


6. İnsan: Takdirin Bir Parçası

Sen de bu ilahi düzenin bir parçasısın. Gözlerin, kalbin, aklın, hatta parmak izlerin… Hepsi bir ölçüyle yaratılmıştır.

“İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanır?”
(Kıyamet, 75:36)

Hayatın, El-Hâlık’ın yaratma mucizesi; kaderin ise El-Mukaddir’in ilahi planıdır.


Sonuç: Evrenin Şifresi Takdirdir

El-Hâlık, yoktan var eden; El-Mukaddir, her şeyi ölçüyle düzenleyendir. Evren, bu iki ismin muhteşem uyumunun bir tablosudur. Kuantum fiziği, bu ilahi ölçüyü modern bilimle tasdik eder: Hiçbir şey tesadüfi değildir; her şey bir kaderle, bir ölçüyle yaratılmıştır.

“O, her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenledi.”
(Furkan, 25:2)

Ve Kur’an’ın çağlar ötesi mesajı, evrenin her zerresinde yankılanır:

“Şüphesiz ki Allah, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.”
(Talâk, 65:12)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...