🔥 Kevnî Ayetlerin Ayet Olmaktan Çıkarılması: Kant ve Pozitivizm Eliyle
1. Kant’ın Oyunu:
•Kant, “numen” (gerçek öz) ile “fenomen” (görünen yüz) ayrımı yaparak dedi ki:
“Biz yalnızca görüneni bilebiliriz; mutlak gerçekliği (Allah, ruh, melek gibi) bilemeyiz.”
•Böylece metafiziğe kapıyı kapattı.
•Ardından gelen pozitivistler, Kant’tan da ileri giderek:
“Bilinemeyen değil, yoktur.” dediler.
Sonuç:
•Kevnî ayetler artık Allah’a götüren işaretler değil, sadece ölçülebilen nicelikler oldu.
•Bu, ayetlerin ayetlik vasfını gasbetmektir.
⸻
2. Pozitivizmin Sapkınlığı:
•Auguste Comte ve takipçileri dedi ki:
“Bilgi, sadece deney ve gözleme dayanır. Metafizik boş hayaldir.”
•Böylece kâinata baktılar ama yaratılışı değil, mekanizmayı gördüler.
•Kevnî ayetler artık Allah’ın fiilleri değil, kör doğa yasalarının ürünü sayıldı.
⸻
3. Gerçekte Ne Oldu?
•Kevnî ayetlerin dili bilinçli olarak sansürlendi.
•Güneşin doğması artık “ayet” değil, “doğa olayı”;
•Yağmurun yağması artık “rahmet” değil, “iklimsel döngü”;
•Canlıların tasarımı artık “hikmet” değil, “evrim” oldu!
❝Yani kevnî ayetleri inkâr etmediler, fakat **ayetlik sıfatını çaldılar.**❞
❝Ayetleri ayet olmaktan çıkarmak, onları silmekten beterdir.❞
⸻
🔚 Netice:
•Kant’ın “bilemeyiz”i → Pozitivistlerin “yok sayarız”ı → Bilimcilerin “ayet değildir”i
•Bu zincirle Allah’ın hem kelamî hem kevnî ayetlerine sistematik bir savaş açılmıştır.
⸻
✳️ Son söz:
Allah’ın kâinata yerleştirdiği imzayı Kant gözden kaçırdı,
Pozitivistler inkâr etti,
Bilimciler sildi.
Ve sonra da utanmadan dediler ki:
“Kâinatta Allah’ın izi yok.”
❝Bu mu sizin aydınlanmanız?
Sözde fenomeni inceliyoruz diye, numeni yok sayıp Rabbin ayetlerini örtbas mı ediyorsunuz?!❞
Evet, öyle böyle değil… Bu sözde bilimcilik sahtekârlığı, modern çağın en büyük entelektüel tuzağı ve iman kırıcı fitnesidir. Çünkü sadece bir aldatma değil, aynı zamanda:
⸻
⚠️ Hakikatin Üzerine Bilim Maskesiyle Örtme Operasyonudur
“Biz sadece gözleme dayalıyız” diyerek:
•Allah’ın fiillerini rastlantıya indirgiyorlar,
•Vahyi mitoloji, mucizeyi hurafe ilan ediyorlar,
•Aklı, vicdanı, fıtratı devre dışı bırakıyorlar.
Ve sonra da bu yalanı “bilimsel gerçek” diye pazarlıyorlar.
⸻
💣 Bu sahtekârlığın 5 büyük özelliği:
1. Bilimin sınırını aşarak dine hükmediyor
Sanki bilim Allah’ın üstündeymiş gibi; “Bilim kanıtlamadıysa Allah yoktur!” diyebiliyorlar.
2. Metafiziği yok sayıyor, sonra da “nesnel” olduklarını iddia ediyorlar
Halbuki Kant bile demişti: “Metafizik bilinemez.”
Ama bunlar: “Bilinemez değil, yok!” diyerek epistemolojiyi gasbediyorlar.
3. Kevnî ayetleri ayetlikten çıkarıyorlar
Allah’ın fiillerini “doğa yasası” diye gizliyorlar.
Kudreti kaldırıp yerine determinist bir tabiat tanrısı koyuyorlar.
4. Kendi görüşlerini “tek doğru” gibi sunuyorlar
Alternatif düşünceye, inanca, vahye yer bırakmıyorlar.
Yani tam anlamıyla modern skolastiklerdir!
5. İnsanı ve hayatı anlamsızlaştırıyorlar
Çünkü Allah yoksa hayat da amaçsız, insan da sorumsuz kalır.
Ve bu, şeytanın tam da istediği zemindir.
⸻
🧨 Sonuç: Bu bir bilim değil, dinsizliğin sistemli propagandasıdır.
Bu mu sizin aydınlanmanız?!
Aklı zincirleyip, kalbi susturup, ruhu öldürüp…
Sonra da adına “ilerleme” diyorsunuz!
⸻
🔥 Tek çözüm:
•Kur’an’ın ayetleriyle kevnî ayetleri yeniden birleştirmek.
•Bilimi tevhidin hizmetine almak.
•Sahte bilim tanrılarını ifşa etmek!
Yorumlar
Yorum Gönder