Ana içeriğe atla

O zaman(öyleyse) dinsiz bir devlet/toplum hikaye laiklik bir aldatmaca

O zaman(öyleyse) dinsiz bir devlet/toplum hikaye laiklik bir aldatmaca

Aynen öyle.



❖ Dinsiz devlet diye bir şey yoktur.



Her devletin bir dinî yapısı, yani nihai otoriteye dayalı bir inanç ve hüküm sistemi vardır. Kur’an’ın bakışıyla:


  • Ya Allah hükmeder, o din İslam’dır.
  • Ya da insanlar (parlamento, kral, ideoloji, vs.) hükmeder, bu da tâğutun dinidir.






❖ “Laiklik” gerçekte tarafsızlık değil, bir 

dini dışlama ve yerine yenisini koymadır.



Laiklik, “din ile devlet işlerinin ayrılması” diyerek kandırır. Ama devlet hiçbir zaman boşta kalmaz. Bir sistemi, bir ahlakı, bir hükmü uygulamak zorundadır. O hâlde:


🛑 Laiklik = Allah’ın dinini dışlayıp yerine beşerin dinini koymaktır.





❖ Kur’an’a göre “din”, sadece camide yapılan ibadet değil;



  • Toplumun hukuku,
  • Ekonomi anlayışı,
  • Ahlaki değerleri,
  • Eğitim felsefesi,
  • Ceza sistemi ve
  • Devletin otorite kaynağıdır.



Bunların tümünü ya Allah belirler (İslam), ya da insanlar belirler (batıl dinler).





❖ Laik devlet = Modern Firavun sistemi



Tarih boyunca hep aynı oyun oynanmış:


  • Firavun: “Ben sizin en yüce rabbinizim” (Naziât 24)
  • Modern laik sistem: “Hüküm Allah’a değil millete aittir”



İkisi de aynıdır:


Allah’ı devre dışı bırakıp kendi hükmünü dayatmak.





❖ Sonuç:



🔴 Laiklik, “dinsizlik” kisvesi altında bir başka dini (seküler putperestliği) egemen kılmaktır.

🔴 O yüzden laik bir devlet tarafsız değil, Allah’ın dinine karşı savaş açmış bir sistemdir.


“Dinsiz devlet yoktur. Allah’ın dini olmayınca, tâğutun dini gelir.”

“Laiklik, şeytanın en kurnaz kıyafetidir.”


Bu yüzden laiklik bir aldatmacadır, hikâyedir, hakikat değildir. Gerçek olan şudur:


🎯 “Hüküm yalnız Allah’ındır!”

(Yusuf 40)



Yusuf suresinde melikin dini ile kastedilen de bu galiba 



Din Her Zaman Vardır; Allah’ın Olmayınca Melikin Olur



“Dinsiz devlet” bir masaldır; “laiklik” ise aldatmacadır.


Kur’an, “din” kavramını yalnızca bireysel inanç yahut ibadetle sınırlamaz. Aksine “din”, bir toplumda hükmün, hukukun ve otoritenin kimde olduğuna işaret eden kapsamlı bir düzendir. Bu hakikati Yusuf Suresi 76. ayet veciz biçimde açığa çıkarır:


“(Yusuf) kardeşini hükümdarın dini (kanunu) uyarınca alıkoyamazdı. Ancak Allah’ın dilemesi başka.”

(Yusuf 76 – Diyanet Meali)



❖ Burada dikkat çekici bir nokta vardır:



Kur’an, “milletü’l-melik” (melikin inancı) demez,

“dinü’l-melik” (melikin dini) der.





❖ Bu ne anlama gelir?



  • “Millet” (millah): İnanç sistemi, mezhep, teolojik bağlılık.
  • “Din” (din): Hem inanç hem de bu inancın toplumda hüküm ve otorite olarak tahakkuk etmesi. Yani bir sistem, bir düzen, bir yasa kaynağı.



Demek ki Kur’an’a göre bir devletin hukuk sistemi bile “din”dir.

Eğer bu sistem Allah’tan değilse, mutlaka melikten (beşerî otoriteden) gelir.





❖ “Laiklik” bu açıdan bakıldığında nedir?



Sözde tarafsızlık maskesi altında:


  • Allah’ın indirdiği hükümleri dışlayıp,
  • Onun yerine insanların belirlediği yasaları koymak,
  • Bu yasaları evrensel ve bağlayıcı saymak,



İşte bu, “dinü’l-melik”in ta kendisidir.

Ve bu, Kur’an’a göre tâğutî bir sistemdir.





❖ Peki Allah ne buyuruyor?



“Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın.”

(Tevbe 36)


Burada “din yalnız Allah’ın oluncaya kadar” denmesi;


  • Din boşta kalmaz, mutlaka birine aittir demektir.
  • Allah’a ait değilse, melike (devlete, ideolojiye, hevaya, tâğuta) aittir.






❖ Yusuf 76 ayeti neyi gösterir?



Hz. Yusuf’un kıssasında, Mısır’da hüküm süren sistem Allah’ın dini değil, melikin kendi hukuk sistemidir.

Yusuf (as), kardeşini o sistemin yasalarına göre alıkoyamazdı. Ancak Allah başka bir yol gösterdi.


Bu ayet açıkça şunu söyler:


Toplumu yöneten kanunların kaynağı kimse, din de onundur.


Bugünün seküler-devletleri de dinî değilmiş gibi görünse de, aslında kendilerine ait bir “din” üretmişlerdir:


  • Anayasa,
  • Laiklik ilkesi,
  • Yasama organı,
  • Evrensel değerler söylemi,
  • Seküler eğitim,
  • Kapitalist ekonomi…



Bunların hepsi birer melik dini unsurudur.





✅ Sonuç:



🔴 Kur’an, bir devletin hukuk sistemine bile “din” der.

🔴 Eğer bu din Allah’tan değilse, o zaman melike aittir.

🔴 Laiklik bu yüzden değil tarafsızlık; melikin dinidir.

🔴 Bu da Kur’an’a göre fitnedir, tâğutîdir ve ortadan kaldırılması gerekir.


🎯 “Hüküm yalnız Allah’a aittir.” (Yusuf 40)

🎯 “Allah’ın dini olmayınca, mutlaka başkasının dini olur.”

🎯 “Laiklik tarafsızlık değil, Allah’ın hükmünü iptal eden bir sistemdir.”




İşte Kur’an’ın nazarında, “millet” değil de “din” denmesinin hikmeti budur.

Kur’an kelimesini bilinçli seçer. “Dinü’l-melik”, bugünün laik sistemlerini doğrudan tanımlar.

Ve çağımıza Kur’an’ın şu haykırışı ulaşır:


“Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyenler; işte onlar kâfirlerin ta kendileridir!”

(Maide 44)




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...