Ana içeriğe atla

Takdir Ederek Yaratan: El-Hâlık ve El-Mukaddir

 


Takdir Ederek Yaratan: El-Hâlık ve El-Mukaddir




“Rastgele değil, takdirle yaratılmış bir âlemde yaşıyoruz.”



Her sabah güneş belirli bir yörüngede doğuyor, elektron belirli enerji düzeylerinde dolaşıyor, yıldızlar belirli bir kütle aralığında var olabiliyor, su belirli bir sıcaklıkta kaynıyor. Bütün bunlar neyin göstergesi? Sadece bir düzenin mi? Hayır. Bu ölçülülüğün, sınırlılığın ve takdir edilmişliğin mutlak bir yaratıcısı olduğunu gösterir. O da El-Hâlık ve El-Mukaddir olan Allah’tır.





1. 

El-Hâlık: Yoktan ve Hikmetle Yaratan



Kur’an’da sıkça geçen ve fiil hâliyle “yaratmak” anlamına gelen “خَلَقَ” kökünden türeyen El-Hâlık, Allah’ın yaratma sıfatını ifade eder. Bu yaratma:


  • Yoktan var etme,
  • Benzersiz ve örneksiz şekilde ortaya koyma,
  • Her şeyi amacına uygun biçimde yerli yerince yaratma anlamlarına gelir.



“O Allah ki, her şeyi en güzel şekilde yaratmıştır.”

(Secde, 7)


Bu demektir ki, El-Hâlık sadece “var eden” değil; aynı zamanda “hikmetle ve şekil vererek takdir eden”dir. Yaratmak, rastgele bir oluş değil; her şeyi olması gereken biçimde ve ölçüde meydana getirmektir.





2. 

El-Mukaddir: Ölçü Koyan, Sınırlayan, Takdir Eden



Allah sadece yaratmaz; neyi, ne zaman, ne kadar ve nasıl yaratacağını da takdir eder.

Bu, “kader koyma”dır. “Kudretle sınır belirleme”dir.

Kur’an bunu birçok ayette açıkça bildirir:


“Biz her şeyi bir kader (ölçü ve takdir) ile yarattık.” (Kamer, 49)

“O, her şeyi yaratıp ona bir ölçü ve düzen vermiştir.” (A’lâ, 2–3)


Dolayısıyla:


  • Atomlar belirli sayılarda parçacıklardan oluşur.
  • Canlılar belirli bir ömre, genetik koda sahiptir.
  • Gezegenler belirli kütle ve hızla döner.



Hiçbir şey ölçüsüz değildir. Rastgelelik yoktur. Her şey bir ölçüye, sınıra, takdire tabidir.

İşte El-Mukaddir ismi, bu ilâhî ölçülemenin mutlak kaynağıdır.





3. 

Kur’an’dan Zirve Ayet: Furkan Suresi 2



Yaratma ve takdir etme birlikte zikredilir:


“O, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan, hiçbir çocuk edinmemiş, hükümranlıkta ortağı olmayan ve her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenleyen Allah’tır.”

(Furkan, 2)

وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا


Bu ayetle Allah hem El-Hâlık (yaratan) hem El-Mukaddir (ölçü koyan) olarak ilan edilir.

Yani her şey:


  • Yaratılmıştır (خلق).
  • Ölçülmüştür (قدّر).
  • Ve bu ölçü, en mükemmel takdirle yapılmıştır (تقدیرًا).



Evrenin bütünü bu ayetin fiziksel karşılığıdır.





4. 

Kuantum Gerçeği: El-Mukaddir’in Kevnî Tecellisi



Modern fiziğin zirvesi olan kuantum teorisi, Allah’ın El-Mukaddir isminin kevnî delillerinden biridir.



📚 Kuantum Kelimesinin Anlamı ve Kökeni:



  • “Quantum” Latince “quantus” (ne kadar?) kelimesinden gelir.
  • “Miktar”, “ölçü”, “belirli pay” demektir.
  • Fiziğe geçtiğinde “bir büyüklüğün alabileceği en küçük ayrık birim” anlamına gelir.



🔴 Bugün bu köken göz ardı edilip, kuantum sadece “belirsizlik”, “karmaşa” ya da “gerçekliğin yıkımı” gibi ideolojik anlamlara çekilmektedir.

Bu, El-Mukaddir’in işaret ettiği ölçülülüğü görmezden gelip, bâtıl felsefi çıkarımlarla gerçeği çarpıtmaktır.





🧪 Bilimsel Gerçeklik:



  • 1900 – Max Planck, kara cisim ışımasını açıklarken, enerjinin sürekli değil, paketler (kuanta) hâlinde olduğunu gösterdi.
  • Enerji, ancak Planck sabiti (h ≈ 6.626 × 10⁻³⁴ J·s) kadar birimlerle artar.
  • Einstein fotonu tanımladı: Işık bile kesikliydi.
  • Elektronlar atomda belirli enerji seviyelerinde bulunabilir: sadece takdir edilmiş değerlerde.




🎯 Bu Ne Anlama Geliyor?



  • Evrenin en temelinde bile “sınırsızlık” değil, “ölçülülük” vardır.
  • Kuantum fiziği, her şeyin bir kaderle (takdirle) yaratıldığını gösterir.
  • Elektronun bile “her yerde” değil, sadece “takdir edilen enerji seviyelerinde” bulunabilmesi bunun ispatıdır.






📏 Rastgelelik mi, Takdir mi?



Kuantum teorisinde belirsizlik ilkesi vardır. Ancak bu:


  • Gözlemci için belirsizliktir.
  • Allah için asla bir belirsizlik yoktur.



“Şüphesiz ki Allah, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.”

(Talâk, 12)

إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ


🔹 Biz “ölçemiyoruz” diye evrende “ölçü yok” sanmak, hem bilimsel hem imanî bir gaflettir.

🔹 Allah ilmiyle kuşatmış ve kudretiyle takdir etmiştir.

🔹 Kuantum, kulun aczini, takdir ise Allah’ın kemalini gösterir.





🔬 Kuantumun El-Mukaddir ile Örtüşmesi

Kuantum Gerçeği

El-Mukaddir’in Tecellisi

Enerji ve madde kesikli (quantized)

Allah her şeye ölçü koymuştur (فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا)

Hiçbir büyüklük her değeri alamaz

Her şey belirli miktar ve sınırla yaratılmıştır

Planck sabiti evrenin sınırlarını çizer

Kudretle koyulan evrensel ölçü: kader ve takdir

Belirsizlik sadece bize göredir

“Allah ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.” (Talâk, 12)




5. 

Yaratılışın Maksadı: Boş Yaratmak Değil, Takdirle Yaratmak



“Gökleri ve yeri hak ile yarattı ve size şekil verdi. Şeklinizi de güzel yaptı.”

(Teğabun, 3)


Her atom, her hücre, her yıldız… Hikmetle, ölçüyle ve kaderle yaratılmıştır.

Boşuna değil, takdirle.





6. 

İnsan da Bu Takdirin Bir Parçası



Senin gözün, parmak izlerin, damar yapın, aklın ve kalbin… Hepsi bir ölçü ile yaratılmıştır.


“İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanır?”

(Kıyamet, 36)


Senin varlığın da bir El-Hâlık tecellisidir; hayatının seyri ise El-Mukaddir isminin kader çizgisidir.





🔚 SONUÇ



Allah El-Hâlık’tır: Yoktan, örneksiz, hikmetli yaratır.

Allah El-Mukaddir’dir: Her şeyi belirli ölçüde, sınırda ve kaderle yaratır.


Bugün modern bilim, kuantum fiziği aracılığıyla bize şunu fısıldıyor:

“Evren rastgele değil, takdirle işliyor.”


Ve bu, Kur’an’da 1400 yıl önce bildirilmiştir:


“O, her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenledi.” (Furkan, 2)

وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا


“Şüphesiz ki Allah, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.” (Talâk, 12)

إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...