Ana içeriğe atla

🔬 Modern Bilimciliğin Kör Noktası: Aristo’nun Dört Nedeninde Fail ve Gayeyi Yok Saymak

🔬 Modern Bilimciliğin Kör Noktası: Aristo’nun Dört Nedeninde Fail ve Gayeyi Yok Saymak

✍️ Abdullah Kuloğlu


Giriş: Sebep Zincirinde Kırılan Halka

İnsanlık tarihi boyunca filozoflar, varlık nedenini anlamaya çalıştı. “Bir şey niçin vardır?”, “Nasıl ortaya çıkmıştır?”, “Kim yaptı?”, “Niçin yaptı?” gibi sorulara verilen cevaplar, hem bilimsel hem metafizik sistemlerin temelini oluşturdu.

Bu çabaların en sistematiklerinden biri, Aristo’nun dört neden öğretisidir.
Ancak bugünkü bilimcilik, bu öğretinin iki temel ayağını — fail ve gaye nedenini — kasıtlı olarak dışlamıştır. Bu, sadece felsefî bir tercih değil; hakikatin üstünü örtme operasyonudur.


I. Aristo’nun Dört Neden Teorisi: Oluşun Dört Boyutu

Aristo’ya göre bir varlığın veya olayın tam açıklaması dört farklı sebep düzeyine dayanır:

Neden TürüTanımÖrnek
Maddi neden  Bir şeyin neyden yapıldığı  Heykel → mermer
Formel neden  Şekli, yapısı, mahiyeti  Heykelin biçimi
Fail neden  Onu yapan, ortaya koyan  Heykeltıraş
Gaye (erek) nedeni  Yapılma amacı  Estetik, süsleme, ibadet

Bu sistem şunu söyler:

“Bir varlık neyle yapılmıştır, nasıl bir formdadır, kim yapmıştır ve niçin yapılmıştır?”

Her oluş, bu dört unsurla birlikte tam olarak anlaşılır.


II. Modern Bilimin Tutumu: İki Nedeni Yok Saymak

Bugünkü seküler bilimcilik (scientism), bu dört nedenden sadece ilk ikisini kabul eder:

  • Maddi neden: Evet (maddesel yapı incelenir)

  • Formel neden: Evet (fiziksel form, yasa ve yapı kabul edilir)

  • Fail neden: ❌ Hayır (kişisel fail reddedilir)

  • Gaye nedeni: ❌ Hayır (amaç yoktur denir)

🔴 Yani “neyle yapıldı?” ve “nasıl şekillendi?” sorusunu sorarlar… 

❌ Ama “kim yaptı?” ve “niçin yaptı?” sorusunu yasaklarlar.


III. Fail Nedenin İnkârı: Allahsız Bir Kâinat Kurmak

Fail neden, varlığın bir özne tarafından ortaya konduğunu ifade eder.
Aristo için bu, ya bir sanatçı, ya doğa, ya da en nihayetinde ilk hareket ettirici olan Tanrıdır.

Fakat modern bilimde:

“Hiç kimse yapmadı, kendiliğinden oldu”

“Doğa yaptı” 

“Evren kendini düzenledi” 

“Kuvvetler oluşumu başlattı”

❗Bunlar, failin yerine adı konmamış bir güç koyma çabasıdır.
Ama ortada hâlâ bir fiil (oluş) olduğuna göre:

Fiilin varsa faili de olmalıdır.

Bu durumda Allah’ı fail olarak kabul etmemek için:

  • Tabiata ilahî bir güç atfedilir,

  • Yasalar kendi başına işler zannedilir,

  • Sebepler ilâhlaştırılır.

🔴 Bu tam anlamıyla modern şirktir.


IV. Gaye Nedenin İnkârı: Anlamsız Bir Kâinat Uydurmak

Gaye nedeni, varlığın bir amaç için yaratıldığını ifade eder.
Gül kokmak, yıldız ısıtmak, akıl anlamak için vardır.

Ama modern bilim:

“Evrenin amacı yok.” 

“Her şey rastgele.” 

“İnsan da tesadüfen evrimleşti.” 

“Hayatın anlamı yoktur, kendin yarat.” 

“Kâinat saçmadır.”

Bu, varlığın hikmetle değil, kör tesadüfle izah edilmesidir.
Ama aynı kişiler:

  • Bilimsel amaçlar belirler,

  • İnsan hakları ilan eder,

  • Ahlâkî sorumluluklar yükler,

  • Ceza verir, ödüllendirir.

❗️Amaçsız bir evrende amaçlı davranış nasıl temellendirilir?
Bu apaçık bir çelişkidir.


V. Bilimciliğin Çelişkileri

AlanSöylemleriÇelişkisi
Ontoloji (varlık anlayışı)Fail yok, her şey doğanın işi Doğa bilinçli değil ki fiil yapsın
Epistemoloji (bilgi anlayışı)Gaye yok, her şey tesadüf Bilimsel hedef ve mantık nasıl olur?
AhlakEvrimsel hayatta kalma Ama özgür irade ve sorumluluk talep ediliyor
Siyasetİnsan merkezli değerler Ama insan da evrimin ürünü, değeri nereden geliyor?

🔥 Bunların hepsi Tanrıyı inkâr edip, ilahlığı kendilerine mal etmenin sonucudur.

VI. Kur’anî Tevhid ve Dört Nedenin Tamamlanması

Kur’an hem:

  • Maddi nedeni kabul eder: “Sizi topraktan yarattık.” (Hac 5)

  • Formel nedeni kabul eder: “Her şeyi ölçüyle yarattık.” (Kamer 49)

  • Fail nedeni kesinleştirir: “Allah, her şeyin yaratıcısıdır.” (Zümer 62)

  • Gaye nedeni açıklar: “Sizi ancak bana kulluk edesiniz diye yarattım.” (Zariyat 56)

Yani Kur’an, Aristo’nun dört nedenini hakikî yere oturtur, eksiksiz ve tutarlıdır.


Sonuç: Bilimciliğin Tanrısız Bilim Oyunu

Modern bilimcilik:

  • Allah’ın ayetlerini inceliyor gibi yapar,

  • Ama Allah’ı fail ve maksat olarak tanımaz,

  • Kendini ilahlaştırır, hakikati tahrif eder.

Oysa hakikat:

“Fiilin varsa faili, 

Nizam varsa nâzım, 

Yaratılış varsa yaratıcı vardır.”

Fail ve gaye dışlanarak yapılan bilim,
kör bir adamın görme cihazıyla hakikati inkâr etmesinden farksızdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...