Ana içeriğe atla

Alem Ayettir: Çarpıtılmış Hakikatin İhyası

 


Alem Ayettir: Çarpıtılmış Hakikatin İhyası



(“Bu mu sizin aydınlanmanız?” yazı dizisinin merkez bölümü)





📜 Giriş: Tahrif ve Tahribatın Anatomisi



Modern çağın sözde bilimci zihniyeti, hakikati çarpıtarak, Allah’a ait olanı anlamsızlaştırarak sahte bir “aydınlanma” kurguladı. Gökleri rastlantı, yeryüzünü mekanizma, insanı biyolojik veri yığını, hayatı anlamsızlık olarak tanımladı. Ardından tüm bu çarpık anlayışı bilim kisvesiyle süsleyip topluma sundu.


Ama biz biliyoruz:


❝Alem, Allah’ın ayetidir;

onun her zerresi, yaratıcının kudretini haykıran bir **ilahi işarettir.**❞





🧨 I – Sözde Bilimciliğin En Büyük Suçu: Ayetleri Ayetlikten Çıkarmak




1. Kur’an Ayetlerini Mitolojiye İndirgediler



Kur’an’ı bilimsel değil diyerek dışladılar.

Mucizeleri “efsane” saydılar.

Peygamberleri “tarihi şahsiyet”, emir ve nehiyleri “kültürel refleks” diye etiketlediler.

Böylece Allah’ın kelamını, rehberlik vasfından koparıp, vicdan köşesine sürdüler.



2. Kevnî Ayetleri Mekanizmaya Dönüştürdüler



Güneşin doğuşunu algoritma yaptılar.

İnsan bedenini moleküllere indirdiler.

DNA’yı kudretin mühürlü kitabı değil, evrimin kazara oluşmuş kodu olarak sundular.

Yağmurdan rahmeti, yıldızdan hikmeti, doğadan nizamı sildiler.


❝Ayetleri silmediler belki, ama **ayetlik vasfını gasp ettiler.**❞

Bu, bir nevi ilimle işlenen cinayettir.





🧠 II – Bu Çarpıtma Kimin Eliyle Yapıldı?




🔹 Kant:



“Gerçeklik (numen) bilinemez; sadece görüneni (fenomeni) bilebiliriz.”

Bu sözle metafiziği dışladı, kevnî ayetlerin Rabbine işaret etmesini engelledi.



🔹 Pozitivistler:



“Bilgi ancak deney ve gözlemle elde edilir.”

Bu görüşle, Allah, melek, kader, nübüvvet gibi tüm gaybî hakikatleri geçersiz ilan ettiler.



🔹 Laik sistem mühendisleri:



Bilimciliği bu felsefelerle birleştirip, dine karşı yeni bir inançsızlık dini kurdular.


  • Bilim tanrı oldu
  • Üniversite kilise
  • Bilim adamı papaz
  • Sekülerlik din haline geldi



❝Ve tüm bunlar, laikliği meşrulaştırmak için “sipariş”le uyduruldu.❞





🌊 III – Biz Ne Yapıyoruz?




1. Ayetleri yerli yerine koyuyoruz



  • Kur’an ayetlerini kelime kelime okuyup hayatımıza rehber kılıyoruz.
  • Kevnî ayetleri kudretin tecellisi olarak gözlemliyoruz.
  • Bilimi vahyin kulu yapıyoruz; onun efendisi değil.




2. Kur’an ve Kâinat kitabını birleştiriyoruz



Elmalılı’nın dediği gibi:


“Düşünüp aklını kullanan bir toplum için elbette ayetler, deliller vardır.

Kur’an’ın ayetleriyle kevnî ayetler arasında bir denge vardır.”


Biz bu dengeyi kuruyoruz.

Kudret-i ilahiyle yazılmış kainatı, kelamullah olan Kur’an’la birlikte okuyoruz.



3. Her şeyi yeniden adlandırıyoruz



  • Tabiat kanunu → Allah’ın sünneti
  • Tesadüf → Takdir
  • Evrim → Emir
  • Mekanizma → Mizan
  • Gözlem → Tefekkür
  • Bilim → Marifet






🌌 IV – Alem Ayettir



Alem, sadece bir mekân değil, bir mesajdır.

Yıldız, sadece bir gök cismi değil, bir işarettir.

Toprak, sadece element değil, emirdir.

İnsan, sadece canlı değil, emanettir.


❝Bu evren bir kitap,

her varlık bir kelime,

ve biz bu kitabı ayet ayet okuyarak Rabbimizi tanıyoruz.❞





❗ Sonuç:



Bu mu sizin aydınlanmanız?

Sözde bilimi kullanarak, özde Allah’ın ayetlerini çarpıtmak mı aydınlanma?!

Kur’an’ı susturup kevnî ayetleri göz göre göre tahrif etmek mi ilerleme?!

Bilimin maskesiyle bâtılı yutturmak mı hakikat?!


Hayır!

Biz Allah’ın ayetlerini asli yerine koymak için buradayız:


Alem Allah’ın alametidir.

Her şey O’nun fiilidir.

Her varlık O’nun ayetidir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...