Ana içeriğe atla

Fen Bilimleri ve Allah’ın Kevnî Ayetleri: Bakara 2:164, Al-i İmran 3:190-191, Fussilet 41:53 ve Enbiya 21:32 Işığında

 Fen Bilimleri ve Allah’ın Kevnî Ayetleri: Bakara 2:164, Al-i İmran 3:190-191, Fussilet 41:53 ve Enbiya 21:32 Işığında

1. Kevnî Ayetler: Kâinatın Kendisi

Kevnî ayetler, Allah’ın kâinatta gerçekleştirdiği fiilî yaratılıştır; gökler, yer, yıldızlar, canlılar, doğa olayları ve fiziksel yasalar, Allah’ın varlığına ve kudretine delildir. Bu ayetler, Kur’an’daki yazılı ifadelerle sınırlı olmayıp kâinatın bizzat kendisidir. Bakara 2:164, Al-i İmran 3:190-191, Fussilet 41:53 ve Enbiya 21:32, “ayetler/deliller vardır” ifadesiyle kâinatın Allah’ın delilleri olduğunu belirtir. Fen bilimleri, bu kevnî ayetleri gözlem ve deneyle anlamaya çalışır. Fussilet 41:53, kevnî ayetlerin Kur’an’ın hak olduğunu gösterdiğini ve sözlü ayetleri desteklediğini vurgular.

2. Bakara Suresi 2:164: Kâinatın Çeşitliliği

Meal: “Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde, insanlara fayda sağlayan şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökten indirip kendisiyle ölmüş yeri dirilttiği yağmurda, her türlü canlıyı yeryüzüne yaymasında, rüzgârların yönünü değiştirmesinde ve gökle yer arasında emre amade kılınan bulutlarda, aklını kullanan bir topluluk için elbette ayetler/deliller vardır.”

Açıklama: Bu ayet, kâinatın unsurlarını (gökler, yer, gece-gündüz, gemiler, yağmur, canlılar, rüzgârlar, bulutlar) kevnî ayetler olarak sunar. Fen bilimleri, bu ayetleri şu şekilde inceler:

•  Kozmoloji: Evrenin Big Bang ile başlangıcı ve genişlemesi.

•  Astronomi: Dünya’nın dönüşüyle gece ve gündüz döngüsü.

•  Meteoroloji: Yağmur ve rüzgârlarla su döngüsü.

•  Biyoloji: Canlıların biyoçeşitliliği ve ekosistemlerin dengesi.

3. Al-i İmran Suresi 3:190-191: Tefekkür ve Düzen

Meal: “Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde, aklını kullananlar için ibretler/ayetler vardır. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler ve ‘Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın, seni tenzih ederiz, bizi ateşin azabından koru’ derler.”

Açıklama: Bu ayet, kâinatın düzenini (gökler, yer, gece-gündüz) kevnî ayetler olarak sunar ve tefekkürü vurgular. Fen bilimleri, bu ayetleri şöyle inceler:

•  Kozmoloji: Evrenin 13,8 milyar yıl önceki başlangıcı (Big Bang).

•  Jeoloji: Yeryüzünün oluşum süreçleri.

•  Astronomi: Dünya’nın dönüşüyle kâinattaki hassas düzen.

4. Fussilet Suresi 41:53: Ufuklar ve Nefislerdeki Ayetler

Meal: “Biz onlara, ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz ki onun (Kur’an’ın) hak olduğu kendilerine apaçık belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?”

Açıklama: Fussilet 41:53, kevnî ayetlerin iki boyutta olduğunu belirtir: ufuklar (kâinat: gökler, yer, doğa) ve nefisler (insanın bedeni, biyolojik yapısı). Bu ayet, kevnî ayetlerin Kur’an’ın hak olduğunu gösterdiğini ve sözlü ayetleri desteklediğini vurgular. Fen bilimleri, bu ayetleri derinlemesine inceler:

•  Kozmoloji ve Astronomi: “Ufuklarda” ifadesi, evrenin genişlemesini ve galaksilerin düzenini kapsar. Hubble’ın gözlemleri, evrenin genişlediğini doğrular ve Zariyat 51:47 ile uyumludur. Bu, Kur’an’ın evrenin yaratılışına dair hakikatini bilimsel olarak destekler.

•  Biyoloji ve Tıp: “Kendi nefislerinde” ifadesi, insanın biyolojik yapısını işaret eder. DNA’nın her bireyde benzersiz olması, embriyolojik gelişim süreçleri (Müminun 23:12-14) ve sinir sisteminin karmaşıklığı, Allah’ın yaratılışındaki inceliği gösterir. Bu, Kur’an’ın insan yaratılışına dair ayetlerini bilimsel olarak doğrulayarak hak olduğunu ispatlar.

•  Kur’an’ın Hak Olduğunu Gösterme: Fussilet 41:53, kevnî ayetlerin (kâinat ve insan) Kur’an’ın ilahi bir kitap olduğunu kanıtladığını belirtir. Fen bilimleri, evrenin başlangıcı, biyolojik yapılar ve doğa yasaları gibi kevnî ayetleri inceleyerek, Kur’an’ın sözlü ayetlerini (örneğin, evrenin genişlemesi veya embriyoloji) destekler. Örneğin, 1400 yıl önce embriyolojik evrelerin detaylı tarif edilmesi (Müminun 23:12-14), modern bilimin bulgularıyla uyumludur ve Kur’an’ın hak olduğunu gösterir.

•  Sözlü Ayetleri Destekleme: Kevnî ayetler, Kur’an’ın yazılı ayetlerini tamamlar. Örneğin, Bakara 164’teki yağmurun tarıma faydası, Kur’an’ın doğa olaylarını doğru tasvir ettiğini gösterir. Fussilet 53, bu uyumu vurgulayarak, kâinatın ve insanın incelenmesinin Kur’an’ın ilahi mesajını pekiştirdiğini ifade eder.

5. Enbiya Suresi 21:32: Gökyüzü ve Koruyucu Tavan

Meal: “Gökyüzünü de korunmuş bir tavan kıldık; onlar ise bunun ayetlerinden/delillerinden yüz çeviriyorlar.”

Açıklama: Bu ayet, gökyüzünü (atmosfer veya evren) “korunmuş bir tavan” olarak nitelendirir ve bunu kevnî ayet olarak sunar. Fen bilimleri, bu ayeti şöyle inceler:

•  Meteoroloji ve Atmosfer Bilimi: Atmosfer, ozon tabakası ve manyetik alan aracılığıyla Dünya’yı ultraviyole ışınlardan ve meteorlardan korur.

•  Astronomi: Gökyüzü, evrenin düzenini de ifade edebilir; galaksilerin ve yıldızların fiziksel yasalarla işleyişi, ilahi bir düzeni yansıtır.

Güçlendirme: Enbiya 21:32, Bakara 164 ve Al-i İmran 190-191’deki “göklerin yaratılışı” vurgusunu tamamlar. Fussilet 41:53 ile birleştiğinde, gökyüzünün koruyucu rolü, kâinatın hem işlevsel hem de hikmetli bir düzenle yaratıldığını gösterir.

6. Fen Bilimleri ve Kevnî Ayetlerin İncelenmesi

Fen bilimleri, bu ayetlerdeki kevnî ayetleri sistematik olarak inceler:

•  Kozmoloji: Evrenin genişlemesi (Bakara 164, Al-i İmran 190, Fussilet 53), Big Bang ve galaksilerin düzeniyle açıklanır.

•  Biyoloji: Canlıların çeşitliliği (Bakara 164) ve insanın biyolojik yapısı (Fussilet 53), DNA ve embriyolojiyle incelenir.

•  Meteoroloji: Yağmur, rüzgârlar (Bakara 164) ve atmosferin koruyuculuğu (Enbiya 21:32), su döngüsü ve atmosfer bilimiyle doğrulanır.

•  Fizik: Yerçekimi ve elektromanyetizma gibi yasalar, kâinatın ölçülü yaratıldığını (Kamer 54:49) gösterir.

7. Kelâmî Perspektif

Bu ayetlerdeki “ayetler/deliller vardır” ifadesi, kevnî ayetlerin Allah’ın varlığına dair aklî deliller olduğunu gösterir. İmam Gazâlî ve Fahrüddin er-Râzî, kâinattaki nizamın ilahi bir iradeye işaret ettiğini savunur. Modern dönemde, kâinatın hassas dengeleri (fine-tuning), evrenin yaşam için uygun olduğunu gösterir ve bu ayetleri destekler. Fussilet 41:53, kevnî ayetlerin Kur’an’ın hak olduğunu ispatladığını vurgulayarak, kelâmî açıdan bu delilleri güçlendirir.

8. Aklî Perspektif

Bakara 164 ve Al-i İmran 190’daki “aklını kullananlar” ile Fussilet 41:53’teki “apaçık belli olsun” ifadeleri, tefekkürü vurgular. Enbiya 21:32’deki “ayetlerden yüz çeviriyorlar” ifadesi, aklı kullanmamanın eleştirisidir. Fen bilimleri, bu tefekkürü sistematikleştirir:

•  Astronomi: Galaksilerin düzeni, Allah’ın kudretini gösterir.

•  Biyoloji: Hücrelerin karmaşıklığı, Fussilet 53’teki “nefislerdeki ayetler”i açıklar.

•  Fizik: Atmosferin koruyuculuğu (Enbiya 21:32), fiziksel yasaların ilahi düzenini yansıtır.

9. Sonuç

Bakara 2:164, Al-i İmran 3:190-191, Fussilet 41:53 ve Enbiya 21:32, kevnî ayetlerin kâinatın kendisi olduğunu ve Allah’ın varlığına delil teşkil ettiğini belirtir. Fen bilimleri, bu ayetleri (evren, canlılar, atmosfer, doğa yasaları) inceleyerek, Allah’ın fiilî yaratılışındaki hikmetleri açığa çıkarır. Fussilet 41:53, kevnî ayetlerin Kur’an’ın hak olduğunu gösterdiğini ve sözlü ayetleri desteklediğini vurgulayarak, bu çerçeveyi güçlendirir. Enbiya 21:32, gökyüzünün koruyucu rolüyle kâinatın hikmetli düzenini tamamlar. Fen bilimleri, kevnî ayetleri anlamada bir köprü oluşturur ve Kur’an’ın ilahi mesajını pekiştirir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bakara Suresi 255(Ayet-el Kürsi), 256,257,258. Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri

Bakara, 2/255. Ayet  اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ اَلْحَيُّ الْقَيُّومُۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌۜ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ مَنْ ذَا الَّذ۪ي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا بِاِذْنِه۪ۜ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْۚ وَلَا يُح۪يطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِه۪ٓ اِلَّا بِمَا شَٓاءَۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَۚ وَلَا يَؤُ۫دُهُ حِفْظُهُمَاۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظ۪يمُ   Allah, O'ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun bildirdiklerinin dışında insanlar O'nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.  Kur'...

Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: 1-Elif. Lâm. Mîm. 2-O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. 3-Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 4-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. 5-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

Bakara, 2/1. Ayet  الٓمٓ ۚ  Elif. Lâm. Mîm.  Bakara, 2/2. Ayet  ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ  O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.  Bakara, 2/3. Ayet  اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ  Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.  Bakara, 2/4. Ayet  وَالَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَۜ  Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.  Bakara, 2/5. Ayet  اُو۬لٰٓئِكَ عَلٰى هُدًى مِنْ رَبِّهِمْ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ  İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.  Kur'an-ı Kerim  T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Bakara Suresi 1-5 ayetlerinin Elmalılı Hamdi Yazır Tefsiri: ...

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri:

Bakara Suresi 21-25. Ayetler Elmalı Hamdi Yazır Meali ve Tefsiri: Meâl-i Şerifi 21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız. 22- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın. 23- Eğer kulumuz (Muhammed)a indirdiğimiz (Kur'ân)den şüphe içinde iseniz, haydi onun gibi bir sûre getirin, Allah'tan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın; eğer doğru iseniz. 24- Yok yapamadıysanız, ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının. 25- İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olma...

Rad Suresi 2-5. Ayetlerin Meali ve Elmalılı Tefsiri : 2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istivâ eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip âyetleri açıklamaktadır. 3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır. 4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır. Bunların hepsi bir su ile sulanır. (Böyle iken) yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 5. (Resûlüm! Kâfirlerin seni yalanla

Rad Suresi 2-5 Ayetler Elmalılı Tefsiri: اَللّٰهُ الَّذ۪ى Allah O'dur ki, رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. تَرَوْنَهَا Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz. İşte Allah, onlara böyle direksiz ve dayaksız olarak kendi yörüngelerinde ve o kadar yükseklerde hareket kabiliyeti verip, size de gösteren kadiri mutlaktır. Bu manada تَرَوْنَهَا daki zamir "direksiz göklere" racidir. Ve cümle bir yan cümleciktir. Bazı tefsir alimleri bunun عَمَد "amed"e (Amed, amudun veya imadın çoğuludur ve direkler anlamına gelir.) raci ve onun sıfatı olması ihtimalini de dikkate almışlardır ki, o ...

Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında elbette tam akıl sahipleri için açıkça deliller vardır. ﴾Ali İmran 190﴿

إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ وَٱلْفُلْكِ ٱلَّتِى تَجْرِى فِى ٱلْبَحْرِ بِمَا يَنفَعُ ٱلنَّاسَ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن مَّآءٍ فَأَحْيَا بِهِ ٱلْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَآبَّةٍ وَتَصْرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ وَٱلسَّحَابِ ٱلْمُسَخَّرِ بَيْنَ ٱلسَّمَآءِ وَٱلْأَرْضِ لَءَايَٰتٍ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.   ﴾Bakara 164﴿   إِنَّ فِى خَلْقِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَٱخْتِلَٰفِ ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ لَءَايَٰتٍ لِّأُو۟لِى ٱلْأَلْبَٰبِ Şüphe yok ki göklerin ve yerin yaradılışında ve gece ile gündüzün ihtilâfında e...