Bilim Allah’ın Fiilî Ayetlerini İnceler: İdealist Çelişki ve Yaratılışın Hakikati
Bilimciler, bilimin dış gerçekliği (numeni) nesnel olarak incelediğini iddia ederken, Kant’ın idealist felsefesine dayanarak yalnızca zihinsel temsilleri (fenomenleri) incelediklerini söyler. Bu, apaçık bir çelişkidir: Hem nesnel gerçekliği incelediklerini öne sürerler hem de idealist Kantçı çerçevede fenomenlerle sınırlı olduklarını kabul ederler. Oysa bilim, numeni, yani Allah’ın yarattığı gerçekliği inceler. Âlemin bilimsel olarak sonradan olduğu görülmüştür; bu, nedensellik ilkesiyle aklen Allah’ın yaratma fiiline götürür. Oluş ve bozuluş, Allah’ın fiilî ayetleridir; âlem ezeli olsaydı bu ayetler böyle bir yaratıcıya işaret etmezdi. Bu yazı, Kant’ın yanlış tasnifini, bilimciliğin çelişkisini ve bilimin Allah’ın ayetleri üzerinden metafiziğe nasıl kapı açtığını ortaya koyar.
Kant’ın idealist felsefesine göre:
- Numen: Dış gerçeklik, bilinemez.
- Fenomen: Zihindeki algılar, bilinebilir.
Bilimciler, bilimin nesnel olduğunu ve dış dünyayı incelediğini savunurken, Kantçı çerçevede bilimin yalnızca fenomenleri incelediğini söyler. Bu bir çelişkidir: - Nesnellik iddiası, numenin incelenmesini gerektirir. Ancak Kant’a göre numen bilinemez; sadece zihinsel temsiller bilinebilir.
- Bilimciler, “Dış gerçekliği nesnel olarak inceliyoruz” derken, aynı anda idealist bir çerçevede “Sadece fenomenleri inceliyoruz” diyerek kendi iddialarıyla çelişir.
Bu çelişki, bilimciliğin tutarsızlığını ve Kant’ın tasnifinin yanlışlığını gösterir.
Bilim, Kant’ın iddia ettiği gibi fenomenlerle sınırlı değildir; doğrudan numeni, yani Allah’ın yarattığı gerçekliği inceler:
- Deneysel Gerçeklik: Kuantum fiziğinde parçacık etkileşimleri, astrofizikte evrenin genişlemesi veya biyolojide genetik kodlar, zihinsel temsillerle değil, Allah’ın âlemdeki fiilî ayetleriyle ilgilidir.
- Teknolojik Başarılar: Uzay sondaları, tıbbi görüntüleme cihazları veya gen düzenleme teknolojileri, numenin manipüle edildiğini kanıtlar. Eğer bilim fenomenlerle sınırlı olsaydı, bu başarılar mümkün olmazdı.
- Evrensel Yasalar: Yerçekimi, termodinamik veya elektromanyetizma yasaları, Allah’ın âlemdeki nesnel düzeninin yansımalarıdır. Bilim, bu yasalarla numeni aydınlatır.
Âlemin bilimsel olarak sonradan olduğu görülmüştür; bu, nedensellik ilkesiyle aklen Allah’ın yaratma fiiline götürür:
- Bilimsel Kanıt: Büyük patlama teorisi, evrenin bir başlangıcı olduğunu gösterir. Evrenin sonradan var olduğu, bilimsel verilerle sabittir.
- Nedensellik İlkesi: Her etki bir nedene dayanır. Âlemin sonradan olması, bir ilk nedenin varlığını aklen zorunlu kılar; bu ilk neden, Allah’ın yaratma fiilidir.
- Oluş ve Bozuluş: Âlemdeki her şey (yıldızların doğumu ve ölümü, biyolojik yaşam döngüleri) oluş ve bozuluş içindedir. Bu, âlemin ezeli olmadığını, sonradan yaratıldığını ve Allah’ın fiilî ayetleri olduğunu gösterir. Eğer âlem ezeli olsaydı, oluş ve bozuluşun bu dinamik düzeni ve nedensellik zinciri bir yaratıcıya işaret etmezdi.
Bilim, numeni inceleyerek Allah’ın ayetlerini açığa çıkarır ve metafiziğe kapı açar.
Kant’ın numen-fenomen ayrımı, bilimi zihinsel bir hapishaneye hapseder ve Allah’ın fiilî ayetlerine ulaşmayı engeller. Ancak:
- Algıyı Aşan Bilim: Parçacık hızlandırıcıları, radyo teleskopları veya nörolojik sensörler, insan algısını aşarak numeni ölçer. Bu, Allah’ın yarattığı gerçekliğin doğrudan incelenmesidir.
- Matematiksel Hakikat: Evrenin yapısını açıklayan denklemler (ör. görelilik teorisi, kuantum mekaniği), zihinsel temsillerden değil, Allah’ın koyduğu düzenden kaynaklanır.
- Pratik Başarılar: Bilim, numeni manipüle ederek (ör. biyoteknoloji, uzay keşfi) Allah’ın ayetlerini somutlaştırır. Kant’ın tasnifi, bu gerçekliği açıklayamaz.
Bilimciliğin idealist çelişkisi şudur: Bilim, dış gerçekliği (numeni) nesnel olarak incelediğini iddia ederken, Kant’ın idealist çerçevesinde fenomenlerle sınırlı olduğunu söyler. Oysa bilim, Allah’ın fiilî ayetleri olan numeni inceler. Âlemin bilimsel olarak sonradan olduğu görülmüştür; bu, nedensellik ilkesiyle aklen Allah’ın yaratma fiiline götürür. Oluş ve bozuluş, Allah’ın ayetleridir; âlem ezeli olsaydı, bu işaretler olmazdı. Kant’ın numen-fenomen tasnifi yanlıştır; bilim, zihinsel temsillerle değil, Allah’ın yarattığı gerçeklikle çalışır.
Bilim, Allah’ın fiilî ayetlerini inceleyerek numenin kapısını aralar; âlemin sonradanlığı ve oluş-bozuluşu, nedensellik yoluyla Allah’ın yaratma fiiline ulaşır. Bilimciliğin idealist yalanı çökerken, bilim hakikatin ve metafiziğin yolunu aydınlatır.
Yorumlar
Yorum Gönder