Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mümkinatın Meydana Gelişi ve Tekamülünün İlleti Faili Hk. Elmalılı Hamdi Yazır Tefsirinden:

Rad Suresi 2-5 Ayetlerin Elmalılı Hamdi Yazır Efendinin Tefsirinden; Her madde değilse bile her cisim kendine mahus bir uzamaya sahiptir ki, cisim oluşu o genleşme ile anlaşılır. Nitekim cisimlerin ölçülmesi ilmi demek olan hendese (geometri) ilminde her cisim üç boyut içinde ele alınır. Basit cisimler ya da tabii (doğal) cisimler adı verilen maddi cisimler de onun belli bir boyutu bulunması ile ancak varlık kazanabilir. Mesela ışık dalga boyu ile benzerlerinden ayırt edilir. Ve o maddeye o boyutu veren kim ise onu meddeden ve yaratan O'dur. Yeryüzü de insanların boyut ve uzaklık kavramını elde etmelerinde, bunu hissedip tanımalarında önemli rol oynayan maddi bir cisimdir ki, kendine mahsus bir uzama ile temayüz etmiş bulunmaktadır. İşte yer küreye bu uzama miktarını tayin ve tahsis eden ve onu güneş sistemi içinde güneşe ve öbür gezegenlere belli uzaklıkta bir yere yerleştiren ve bu sayede ona öbürlerinden farklı birtakım özellikler kazandıran Allah'dır. Zira akılla ve te...

Mümkünatın Meydana Gelişinin İlleti Faili Hk. Elmalılı Hamdi Yazır Tefsirinden:

İhlas Suresinin Elmalılı Tefsirinden; Fahreddin Razi de demiştir ki: Burada هُوَ ، اَللّٰهُ ، اَحَدٌ hüve, Allah ve ehad olmak üzere üç lafız vardır. Herbiri taliplerin makamlarından bir makama işarettir. Birinci makam, mukarrebin makamıdır ki, Allah'a gidenlerin makamlarının en yükseğidir. Bunlar ki, varlıkların varoluş açısından tek tek mahiyet ve hakikatlerine bakmışlar, Allah'dan başka bir mevcud görmemişlerdir. Çünkü lizatihi varlığı vacip olan ancak Hak Teala'dır. O'ndan başkası lizatihi mümkündür. Lizatihi mümkün olan da varoluş açısından tek tek mahiyetine bakılınca ma'dumdur, yani yok hükmündedir. (Bu ifadeye iyi dikkat etmeli, vahdet-i vücud diye mümkinattan ibaret olan kainatı vacibu'l-vücud gibi görmek isteyen panteistlerin küfür ve ilhadına düşmekten sakınmalıdır. Mümkinat var olmak için sebebe ve illete muhtaçtır. Varlığı kendi özünden gelmeyen şeyler haddizatında kendi başına kalınca yok demektir. Onun için ألاَ كُلُّ شَيءٍ مَا خَلاَ...
59-EL-HAŞR SURESİ; Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri: Bu mübarek sûre, " Elbeyyine " sûresinden sonra Medine-i  Münevvere'de  nazil olmuştur.  Yirmidört  âyet-i Kerîme'yi içermektedir. Kendisinden evvelki mücadele sûresi ile aralarında büyük bir münasebet vardır. Şöyle ki: Mücadele sûresinde Allah - ü  Teâlâ'nın  ve Resulünün inkarcılara galip olacakları bildirilmiş, Hak  Teâlâ'ya  ve Resulüne muhalefette bulunanların adilikleri gösterilmiştir. Münafıklar ile Yahudilerin birbirine karşı yapma bir surette dost görünmekte oldukları teşhîr edilmiştir. Bu  Haşr  Sûresinde de o inkarcıların hiç ummadıkları bir taraftan mağlûbiyete uğrayarak kalplerine büyük bir korkunun düşürüleceği bildirilmiştir. Ve  Cenab -ı  Hak'ka  ve Peygamberine karşı muhalefette bulunanlar teşhîr edilmiştir. Münafıklar ile Yahudilerin birbirine dost göründükleri ve Yahudilerin bir hezimete uğrayıp o dostluktan  birfâide  göremeyecekleri beyan...