Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Muhammedü’l-Emîn

  Muhammedü’l-Emîn İnsanlara güvenebilmek… İşte huzurlu olmanın en önemli şartı budur. Ne kadar çok insana güvenebiliyorsak, bahtiyarlığımız da o kadar büyüktür. İnsanlara güvenmeden yaşamak, “Acaba bana bugün mü, yoksa yarın mı zarar verecekler?” diye endişeyle beklemek dayanılmaz bir azâbtır. Bizim kültürümüzde güvenilir olmaya emanet, güvenilir adama da emîn denir. Biz her şey gibi güvenilir olmayı da Rabbimizden ve Efendimizden öğreniriz. Çünkü Kâinâtın Efendisi öyle buyuruyor: “Emanet, insanların kalplerinin tâ derinliklerine kök salıp yerleşti. Sonra Kur’an indi. Böylece insanlar Kur’an’dan ve Sünnet’ten emaneti öğrendiler.” (Buhârî, Rikak 35) Ezelde, “kâlû belâ” diye anılan bir zamanda Allah’a bir söz verdik. Bu sözleşmede O’nu Rabbimiz olarak tanıdık. O da, o gün bu gün, insanları yüklendikleri emanetin şuurunda yani İslâm fıtratında yaratmaya devam etti. Gün geldi Kur’ân-ı Kerîm nâzil oldu. Bir yandan Kur’an, bir yandan o Kur’an’ın kendisine indiği...

Allah’ı Zikretmek: Özü, Kapsamı, Mefhumu Muhalifi ve Uygulamaları

--- ### Allah’ı Zikretmek: Özü, Kapsamı, Mefhumu Muhalifi ve Uygulamaları **Zikretmek**, İslam’da Allah’ı anmak, hatırlamak ve O’nu unutmamak anlamına gelir. Bu, insanın Allah ile bağını canlı tutan, fıtratındaki kulluk bilincini güçlendiren ve ruhlar âlemindeki **"Elestu birabbiküm"** (Araf, 7/172) ahdini hatırlatan temel bir ibadettir. Zikir, dil, kalp, zihin ve fiillerle Allah’ı anmayı kapsar; aynı zamanda Allah’ın insana yüklediği **emaneti** (Ahzab, 33/72) taşımanın bir yoludur. **Bakara 2/27** ise Allah’ın ahdini bozmanın ve unutmanın sonuçlarını vurgulayarak zikrin mefhumu muhalifine güçlü bir perspektif sunar. --- ### 1. **Zikrin Özü** Zikretmek, Allah’ın varlığını, birliğini, sıfatlarını, nimetlerini ve ruhlar âlemindeki ahdini hatırlamaktır. Bu, insanın fıtratına işlenen kulluk bilincini (Araf, 7/172) ve Allah’ın emanetini (Ahzab, 33/72) taşıma sorumluluğunu canlı tutar. Kur’an, zikri kurtuluş yolu olarak tanımlar: **“Allah’ı çokça zikredin ki kurtuluşa eresiniz”** ...

Unutulan Ahdin Yankısı: “İyyâke Na’budu”dan “Ezeldeki Söz”e Giden Kulluk

Unutulan Ahdin Yankısı: “İyyâke Na’budu”dan “Ezeldeki Söz”e Giden Kulluk 🌌 Giriş: Kulluk Nerede Başladı? İnsan, Allah’a kulluk etmek üzere yaratılmıştır. Bu ifade çoğu zaman “doğduğumuz andan itibaren” gibi anlaşılır. Oysa Kur’an ve sahih dualar gösteriyor ki bu kulluk, sadece doğuştan değil; doğmadan önce, ezelde verilmiş bir ahde dayanır. Bu yazıda, Fâtiha Suresi’nin “Yalnız sana kulluk ederiz, yalnız senden yardım dileriz” (1:5) ayetiyle, Seyyidü’l-İstiğfar duasındaki “Ben Senin kulunum, gücüm yettiğince Sana verdiğim söz ve vaad üzereyim” ifadesini birleştirerek, ezelî kulluk sözleşmesini, unutmanın fıtrat üzerindeki etkisini ve Allah’ı unutmanın aslında kendini unutmak olduğunu ele alacağız. 🕋 “Yalnız Sana Kulluk Ederiz”: Ahdin Hatırlanışı Fâtiha Suresi’nde geçen: “İyyâke na‘budu ve iyyâke neste‘în” “Yalnız Sana kulluk ederiz, yalnız Senden yardım dileriz.” (Fâtiha 1:5) ifadesi, kulun hayatının özeti gibidir. Bu ayette iki temel taahhüt vardır: Kulluk: S...